Ankara Tren Garı Meydanı'nda 10 Ekim 2015 tarihinde DEAŞ'ın düzenlediği terör saldırısında 101 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin 10'u tutuklu 16’sı firari 26 sanığın yargılandığı davada karar çıktı.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanıklarla bulundukları cezaevinden video konferans yöntemiyle bağlantı kurulurken taraf avukatları salonda hazır bulundu. Bazı siyasi parti ve sendika temsilcilerinin de takip ettiği duruşmada mahkeme başkanı yargılamanın bu celsesinde karar vereceklerini belirtti.
Mahkeme Başkanı katılan beyanlarının bir önceki celse alındığını belirterek, beyanda bulunmayan sanık Erman Ekici'nin avukatının duruşmalara katılamayacağını bildiren mazeret dilekçesini tekrar mahkemeye gönderdiğini söyledi. Ara karar kuran mahkeme Erman Ekici'nin avukatının mazeret dilekçesini reddederek, duruşmanın karar aşamasında olması sebebiyle Ekici'ye barodan yeni avukat atanmasının ardından duruşmaya devam etti.
Sanık avukatları müvekkillerinin beyanlarına katıldıklarını belirterek beraatlerini talep etti.
Önceki duruşmalarda defalarca olayla alakasının olmadığını anlattığını ve buna yönelik delilleri mahkemeye sunduğunu belirten Sanık Hakan Şahin, suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Arkadaşı Halil Durgun yüzünden dosyaya dahil olduğunu iddia eden Sanık Resul Demir, savunmasında şu ifadelere yer verdi:
"Bana katil diyenler, katillerin şakşakçılarıdır. Polis evime geldiğinde Halil'in telefonunun evimde sinyal verdiğini söyleyip arama yaptı. Olayla bir ilgim olmadığını söyledim. Halil başka bir mevzu yüzünden telefonunu benim evimde bırakmıştı. Polisler Halil'in Ankara garını patlattığını söylediğinde başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Halil’in nerde olduğunu sordular bilmediğimi söyledim. Yunus Durmaz'ı da sordular onu da tanımıyorum dedim. Yunus Durmaz'ın telefonundaki muhasebeci Resul ile beni bağdaştırmışlar. Suçsuzum beraatimi talep ediyorum."
Sahte belgeler oluşturulduğunu ve buna şahit edildiklerini aktaran Sanık Halil İbrahim Alçay ise savunmasında, suçlu olanların serbest bırakıldığını, suçsuz olan insanların yargılandığını söyleyerek beraatini talep etti.
Sanık Erman Ekici'ye son savunmasını yapmak üzere söz verildi. Ekici, mütalaaya karşı son savunmasını yaparak, "2015’te bu olay yaşandı 9 yıl geçti. Soruşturma iddianame aşamasına geçildiğinde ben başka bir suçtan cezaevindeydim. Bir komplo başladı üzerime. Yakup Şahin'in ifadelerinin hiçbir yerinde Erman Ekici adı geçmiyor. Eşit yargılanmıyoruz, ikinci sınıf vatandaş gibi değerlendiriliyoruz mahkemede. Hukuku uygulayın. 9 yıl oldu, adli kontrol tedbirleriyle tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum” dedi.
Duruşmada mahkeme başkanı son sözü alınmayan sanık Resul Demir, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay’dan son sözünü sordu. Sanıklar davadan beraat kararı istediklerini söyleyip herhangi suç işlemediklerini ifade ederken mahkeme başkanı, Hacı Ali Durmaz’ın salonu izinsiz terk etmesi nedeniyle son sözünün alınamayacağını kaydetti.
Hakkında yakalama kararı bulunan sanıklar yönünden dosyayı ayırdı. Heyet, sanıklar, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Hacı Ali Durmaz, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hüseyin Tunç, Talha Güneş, Abdülmuttalip Demir ve Metin Akaltın'ı, maktül Mustafa Budak'a karşı silahlı terör örgütü faaliyeti kapsamında kasten nitelikli adam öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.