• Haberler
  • Güncel
  • Yargıtay Yasaklı Irk Kapsamındaki Pitbull Saldırılarına İlişkin Emsal Kararını Açıkladı

Yargıtay Yasaklı Irk Kapsamındaki Pitbull Saldırılarına İlişkin Emsal Kararını Açıkladı

Samsun ilinde meydana gelen ve infial yaratan bir köpek saldırısı vakası, Türkiye'deki evcil hayvan sahipliği ve tehlikeli ırk kategorisindeki hayvanların sorumluluk sınırlarını yeniden çizdi.

Samsun ilinde meydana gelen ve infial yaratan bir köpek saldırısı vakası, Türkiye’deki evcil hayvan sahipliği ve tehlikeli ırk kategorisindeki hayvanların sorumluluk sınırlarını yeniden çizdi. Yerel mahkemenin ardından yüksek yargıya taşınan olayda, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi hukuk literatürüne girecek nitelikte bir değerlendirme yaparak yasaklı ırkların sebep olduğu zararlarda kusursuz sorumluluk ilkesine dikkat çekti. Karar, özellikle saldırgan doğasıyla bilinen ve mevzuatla beslenmesi veya serbest bırakılması kısıtlanan hayvanların sahipleri için ağır hukuki yaptırımların kapısını araladı.

Söz konusu olayda, bir vatandaşın bahçesine giren kişilerin Pitbull Terrier cinsi bir köpeğin saldırısına uğraması neticesinde ciddi yaralanmalar meydana gelmişti. Alt derece mahkemelerinde görülen davalarda, köpek sahibinin bahçesine uyarı levhası astığı ve kişilerin rızası dışında mülke girdiği savunulmuştu. Ancak Yargıtay, meselenin sadece mülkiyet hakkı veya uyarı levhalarıyla geçiştirilemeyecek kadar derin bir güvenlik sorunu barındırdığını ifade etti. Yüksek mahkeme, söz konusu hayvanın doğuştan gelen saldırganlık potansiyeli ve yasalarla belirlenmiş "yasaklı ırk" statüsü nedeniyle, sahibinin her koşulda maksimum güvenlik önlemi alması gerektiğini vurguladı.

Yasaklı Irk Statüsü Tazminat Sorumluluğunu Doğrudan Etkiliyor

Yargıtay tarafından yapılan kapsamlı incelemede, Pitbull cinsi köpeklerin Türk hukuk sisteminde ve ilgili çevre mevzuatında özel bir konuma sahip olduğu anımsatıldı. Mahkeme heyeti, bu tür hayvanların sadece varlığının bile çevredeki insanlar için potansiyel bir tehdit oluşturduğunu, dolayısıyla bu hayvanları besleyen kişilerin normal bir evcil hayvan sahibinden çok daha yüksek bir özen yükümlülüğü altında olduğunu belirtti. Kararın en can alıcı noktası ise ceza mahkemelerinde verilen beraat kararlarının hukuk mahkemelerindeki tazminat sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı yönündeki tespiti oldu. Köpek sahibi ceza yargılamasında "taksirle yaralama" suçundan aklanmış olsa bile, yasaklı bir ırkı serbestçe bahçede dolaştırdığı için ortaya çıkan maddi ve manevi zararları tazmin etmekle yükümlü kılındı.

Uyarı Levhası Olması Tehlikeli Irk Sahiplerini Sorumluluktan Kurtarmıyor

Dava dosyasında yer alan bilgilere göre savunma makamı, mülk içerisinde "dikkat köpek var" şeklinde ibarelerin bulunduğunu ve mağdurların bu uyarıya rağmen içeri girdiğini iddia etmişti. Yargıtay ise bu tür bir savunmanın yasaklı ırklar söz konusu olduğunda geçerliliğini yitirdiğine hükmetti. Yüksek yargıçlar, yasaklı bir ırkın zincirsiz, ağızlıksız ve kontrolsüz bir şekilde ortak kullanım alanlarında veya başkalarının erişebileceği bahçelerde serbest bırakılmasını "ağır kusur" olarak nitelendirdi. Uyarı tabelalarının asılmasının, sahibinin hayvan üzerindeki denetim ve gözetim yükümlülüğünü hafifletmediği, aksine tehlikenin farkında olduğunu ancak yeterli fiziksel engelleme yapmadığını gösterdiği karara bağlandı. Bu durum, benzer vakalarda "mağdurun kendi kusuru" savunmasının da önünü büyük ölçüde kapatmış oldu.

Hayvan Sahibi Olmanın Hukuki Sorumlulukları Genişliyor

Hukuk çevrelerinde büyük yankı uyandıran bu karar, Borçlar Kanunu çerçevesinde düzenlenen "hayvan bulunduranın sorumluluğu" maddesinin ne denli geniş yorumlanabileceğini kanıtlar nitelikte görüldü. Uzmanlar, Yargıtay’ın bu hamlesiyle birlikte tehlikeli hayvanların toplum içine karışmasının veya kontrolsüz alanlarda tutulmasının hukuki risklerini en üst seviyeye çıkardığını ifade ediyor. Kararda, hayvanın türü ve saldırganlık geçmişi dikkate alınarak yapılan ayrım, yasaklı olmayan ırklar ile Pitbull gibi özel statüdeki ırklar arasındaki çizgiyi netleştirdi. Artık yasaklı bir ırk sahibi, hayvanı kapalı bir alanda tutsa dahi, eğer hayvanın başkalarına zarar verme ihtimali tamamen ortadan kaldırılmamışsa doğacak her türlü zarardan sorumlu tutulabilecek.

Toplum Sağlığı ve Güvenliği Mülkiyet Hakkının Önünde Tutuluyor

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin gerekçeli kararında dikkat çeken bir diğer unsur ise bireylerin can güvenliğinin korunmasının, mülk sahiplerinin tercihlerinden üstün görülmesidir. Yasaklı ırkların üretiminin, sahiplenilmesinin ve satışının zaten kanunen kısıtlandığı bir ortamda, bu hayvanların kontrolsüzce bir bahçede serbest bırakılması toplumsal huzuru bozan bir eylem olarak tanımlandı. Mahkeme, bu tür vakaların sadece bir mülkiyet tartışması olmadığını, doğrudan kamusal bir tehlike arz ettiğini belirterek hukuk sisteminin bu tür zafiyetlere izin vermeyeceğini tescillemiş oldu. Bu emsal niteliğindeki duruş, Türkiye genelindeki benzer davalar için bir yol haritası oluştururken, tehlikeli ırk besleyen vatandaşlar için de ciddi bir uyarı niteliği taşıyor.

ERTV Malatya - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme

WhatsApp İhbar Hattı
05443281444
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!