Yapay Zekâ Dünyayı İkiye Böldü: Heyecan mı Endişe mi?
Dijital dönüşüm çağının merkezinde yer alan yapay zekâ, her geçen gün daha fazla insanın hayatına giriyor. Ancak bu gelişim beraberinde büyük bir soru işareti getiriyor: İnsanlar bu teknolojiye güveniyor mu, yoksa korkuyor mu?
Yapay Zekâdan En Çok Korkan Ülkeler Öne Çıktı
Araştırma, ülkeler arasında dikkat çekici farklılıkları da ortaya koydu. Yapay zekâdan en fazla endişe duyan ülkelerin başında yüzde 50 ile Amerika Birleşik Devletleri ve İtalya geliyor. Bu iki ülkede toplumun yarısı, yapay zekânın geleceğe dair potansiyel risklerinden dolayı tedirgin olduğunu dile getirdi.
Avustralya’da bu oran yüzde 49, Brezilya’da yüzde 48, Yunanistan’da yüzde 47 olarak ölçüldü. Kanada, Birleşik Krallık ve İspanya gibi gelişmiş ülkelerde de endişe oranı yüzde 40’lara yaklaştı. Bu tablo, yapay zekâya en çok yatırım yapan ve bu teknolojiyi gündelik yaşama en hızlı entegre eden ülkelerde bile korkuların azalmadığını gösterdi.
Uzmanlar, bu kaygıların temelinde “kontrol kaybı” hissinin yattığını belirtiyor. Özellikle iş gücü piyasasında otomasyonun artması, sahte içeriklerin yayılması ve mahremiyet ihlalleri, insanların yapay zekâya temkinli yaklaşmasına neden oluyor.
Türkiye’de Endişe ile Heyecan Dengede
Araştırmanın Türkiye verileri, küresel tabloya göre daha dengeli bir görünüm ortaya koydu. Türk katılımcıların yüzde 35’i yapay zekâ konusunda hem heyecan hem endişe duyduğunu belirtirken, yüzde 26’sı bu teknolojiden çok endişe ettiğini, yüzde 19’u ise daha çok heyecan duyduğunu söyledi.
Bu oranlar, Türkiye’de yapay zekâya dair genel algının “temkinli iyimserlik” seviyesinde olduğunu gösteriyor. Halk, teknolojinin sunduğu fırsatları fark ederken aynı zamanda potansiyel tehlikelerin de bilincinde. Uzmanlara göre bu denge, Türkiye’nin dijital dönüşüm politikaları açısından olumlu bir tablo oluşturuyor. Ancak toplumun teknolojiye olan güvenini artırmak için şeffaflık, denetim ve eğitim konularında daha fazla adım atılması gerekiyor.
Gençler Daha Bilinçli, Yaşlı Kuşak Geri Planda
Araştırmada öne çıkan bir diğer unsur da yaş gruplarına göre farkındalık düzeyi oldu. Türkiye’de 18-34 yaş aralığındaki katılımcıların yüzde 33’ü yapay zekâ hakkında bilgi sahibi olduğunu belirtirken, 35-49 yaş aralığında bu oran yüzde 14’e, 50 yaş ve üzerindekilerde ise yüzde 7’ye kadar geriliyor. Bu durum, gençlerin teknolojiye daha açık, yaşlı kuşakların ise daha temkinli olduğunu ortaya koyuyor.
Ayrıca erkeklerin, kadınlara kıyasla yapay zekâ hakkında daha fazla farkındalığa sahip olduğu da dikkat çekti. Uzmanlar, Türkiye’de yapay zekâ farkındalığını artırmak için eğitim programlarının yaygınlaştırılması, üniversitelerde ve meslek okullarında teknoloji okuryazarlığının güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Yapay Zekâ Korkusu Artıyor ama Merak Azalmıyor
Her ne kadar endişeler öne çıksa da, dünya genelinde yapay zekâya olan ilgi azalmıyor. İnsanların büyük bir kısmı, bu teknolojinin sağlık, eğitim, ulaşım ve güvenlik gibi alanlarda devrim yaratabileceğini düşünüyor. Ancak aynı zamanda etik sınırların belirsizliği ve yanlış kullanımların önüne geçilememesi, büyük bir kaygı nedeni.
Türkiye özelinde ise toplumun çoğunluğu, yapay zekâyı “kontrol altında tutulması gereken bir güç” olarak tanımlıyor. Bu yaklaşım, dijital dönüşümün sorumlu şekilde yönetilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım
Bakmadan Geçme