Uzmanlardan Ailelere Önemli Uyarı: Çocukların Okula Gitmek İstememesi Kaygının Habercisi Olabilir

Ebeveyn Tutumları Belirleyici Rol Oynuyor

Psikolog Yazıcı, çocukların okula gitmek istememesinin çoğu zaman güvenlik algısındaki sarsılmalardan kaynaklandığını belirtti. Çocuk, ebeveyninden ayrıldığı anda çevresel faktörleri tehdit olarak algılayabiliyor. Bu durumda ebeveyn-çocuk bağı, davranışın seyrinde belirleyici bir faktör haline geliyor. Aşırı koruyucu ebeveynlik tutumları, çocuğun bağımsızlık gelişimini engelleyerek okul ortamına uyum sağlamasını zorlaştırabiliyor. Özellikle ilk kez okula başlayan ya da okul ortamına yabancı olan çocuklarda, ebeveynin aşırı müdahaleci tavrı ayrılık kaygısını daha da artırabiliyor. Bu nedenle çocukların okul sürecinde ebeveynlerinden sağlıklı bir şekilde ayrılabilmeleri için güvenli bir bağ ortamının oluşturulması gerekiyor.

Ceza Değil, Duygusal Güven Etkili

Uzmanlara göre çocukların okula gitmek istememesi durumunda cezalandırıcı yaklaşımlar ya da baskı kurmak, sorunu çözmek yerine büyütebiliyor. Psikolog Ozan Yazıcı, bilimsel araştırmaların, ebeveynlerin ve öğretmenlerin çocukların duygularını anlamlandırmasına yardımcı olmalarının okul reddi davranışını azalttığını ortaya koyduğunu ifade ediyor. Çocuğa okul süreciyle ilgili empati kurularak yaklaşılması, onun kaygı düzeyini düşürerek okul ortamına yeniden alışmasını kolaylaştırıyor. Bu noktada öğretmenlerin de çocuğa destek olan bir yaklaşım sergilemeleri büyük önem taşıyor. Anlayışlı bir tutum, çocuğun okula karşı geliştirdiği olumsuz duyguları zamanla değiştirebiliyor.

Okula Alışma Süreci Zaman ve Sabır Gerektiriyor

Uzmanlar, çocukların okula alışma sürecinde ani değişiklikler beklemenin gerçekçi olmadığını belirtiyor. Özellikle okulun ilk haftalarında ya da tatil dönüşlerinde bazı çocuklarda uyum zorlukları gözlemlenebiliyor. Bu durumda sabırlı olmak, çocuğun duygularını kabul etmek ve ona güven vermek sürecin en önemli adımlarından biri. Sabah rutinlerinin öngörülebilir ve sakin bir şekilde ilerlemesi, çocuğun güne kaygısız başlamasına yardımcı oluyor. Ayrıca okula kısa süreli ve kademeli dönüşlerin sağlanması, çocuğun yeniden güven inşa etmesine katkı sunabiliyor. Bu yöntem, özellikle uzun süre okuldan uzak kalan çocuklarda oldukça etkili sonuçlar veriyor.

Empati Kurmak Güveni Pekiştiriyor

Çocukların okula gitmek istememesi durumunda ailelerin vereceği ilk tepki büyük önem taşıyor. “Okula gitmek seni korkutuyor olabilir, bu çok normal” gibi empatik cümleler kurmak, çocuğun anlaşıldığını hissetmesini sağlıyor. Bu yaklaşım, çocuğun ebeveyniyle duygusal bağını güçlendirirken, aynı zamanda okul ortamına karşı duyduğu kaygının azalmasına da yardımcı oluyor. Uzmanlar, ebeveynlerin bu süreçte sabırlı, kararlı ve tutarlı bir tavır sergilemesinin, çocukların okul reddi davranışlarını aşmalarında kilit rol oynadığını belirtiyor.

Uzmanlar Aileleri Uyarıyor

Psikolog Ozan Yazıcı, okul reddi davranışının göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor. Bu tür durumlar geçici gibi görünse de uzun vadede sosyal kaygı bozukluklarına ya da akademik başarısızlıklara zemin hazırlayabiliyor. Ailelerin sorunu erken fark ederek profesyonel destek almaktan çekinmemesi gerektiğini söyleyen Yazıcı, okul psikolojik danışmanlık birimleriyle iş birliği yapılmasının da süreci kolaylaştırdığını ifade ediyor. Duygusal güvenin ön planda tutulduğu, anlayışlı ve sabırlı yaklaşımlar sayesinde çocukların okula karşı geliştirdiği kaygıların aşılabileceği belirtiliyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım