Türkiye Obezitede Alarm Veriyor: Çözüm Temiz ve Yerel Gıdalarda mı?
Türkiye'nin obezite oranlarında Avrupa'da üst sıralarda yer alması, sağlıklı beslenme konusunu yeniden gündeme taşıdı.
“Fonksiyonel Beslenme, Geleceğe Yapılan Bir Yatırımdır”
Prof. Dr. Harzadın, konuşmasında katkısız, doğal ve yerel gıdaların önemine özellikle değindi. Fonksiyonel beslenmenin yalnızca diyet anlamına gelmediğini, aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendiren, hücre yenilenmesini destekleyen ve metabolik dengeyi koruyan bir yaklaşım olduğunu belirtti.
“Yediğimiz her lokma hücrelerimizin çalışmasını etkiliyor. Kaliteli gıda, kaliteli bir yaşamın temelidir. Eğer tarladan sofraya kadar her aşamada doğallığı koruyabilirsek, yalnızca bireylerin değil, toplumun genel sağlık seviyesini de yükseltiriz.” sözleriyle doğal üretimin sürdürülebilirliğine dikkat çekti.
Harzadın ayrıca, tüketici bilincinin üretim zincirinde belirleyici olduğunu belirterek, “Tüketici olarak biz neyi talep edersek, üretici de onu üretir. Sağlıklı, katkısız ürünlere yönelirsek, gıda endüstrisi buna ayak uydurmak zorunda kalır.” dedi.
Efes Tarlası Yaşam Köyü Örnek Oluyor
Etkinliğin düzenlendiği Efes Tarlası Yaşam Köyü, yerel üretimi destekleyen ve temiz tarımı teşvik eden projeleriyle son dönemde dikkat çekiyor. Prof. Dr. Harzadın, bu girişimin Türkiye için model bir çalışma olduğunu belirterek, “Efes Selçuk Belediyesi’nin ve Karaot Yerel Tohum Derneği’nin çabaları, temiz gıda mücadelesinde çok kıymetli. Yerel tohumun korunması, yalnızca tarımsal değil, kültürel bir mirasın da yaşatılması demek.” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, çocukların küçük yaşta doğa ile temas etmesinin önemine değinerek, “Sağlıklı beslenme bilinci, okul çağında değil, evde başlar. Ailelerin ve yerel yönetimlerin bu konuda birlikte hareket etmesi gerekiyor.” dedi.
Türkiye Obezitede İlk Sıralarda: Beslenme Kültürü Değişmeli
Prof. Dr. Nazan Uysal Harzadın, Türkiye’nin Dünya Obezite Haritası’nda üst sıralarda yer aldığını hatırlatarak, modern yaşam tarzının getirdiği hızlı tüketim alışkanlıklarını eleştirdi. “Bugün tükettiğimiz yiyeceklerin çoğu enerji yüklü ama besin değeri düşük. Hücrelerimiz doymuyor, sadece karnımız doyuyor. Bu da uzun vadede obezite, diyabet ve kalp-damar hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor.” dedi.
Harzadın, beslenme alışkanlıklarının gelecek nesiller üzerindeki etkisine de dikkat çekti: “Bugün yediğimiz yiyecekler, torunlarımızın genetik mirasını bile etkiliyor. Sağlıksız gıdalar, gelecek kuşaklarda bile hastalık risklerini artırıyor. Bu nedenle sağlıklı beslenme bir tercih değil, sorumluluktur.”
“Temiz Gıda, Temiz Gelecek”
Söyleşide yapılan değerlendirmelere göre, obeziteyle mücadelede en etkili adım, doğal üretimi destekleyen yerel politikalar ve bilinçli tüketici davranışları olacak. Temiz gıdaya erişimin bir ayrıcalık değil, temel bir hak olduğuna değinen Harzadın, “Gıda egemenliği, ülkenin bağımsızlığı kadar önemlidir. Tohumumuzu korumaz, üreticimizi desteklemezsek, sağlıklı gıdaya erişimimizi kaybederiz.” dedi.
Söyleşi sonunda katılımcılar, sağlıklı beslenme, doğal üretim teknikleri ve katkısız gıda politikaları üzerine sorular yöneltti. Etkinlik, yerel üretimin ve bilinçli tüketimin önemine dair güçlü bir farkındalık mesajıyla tamamlandı.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım
Bakmadan Geçme