Türkiye'nin İlk Milli Hızlı Treni Raylara İniyor: 2026'da 225 Km Hızla Yola Çıkacak

Milli Demiryolu Hamlesi Hız Kazanıyor

Türkiye’nin son yıllarda en fazla yatırım yaptığı alanlardan biri olan demir yolu ulaşımında, millileşme çalışmaları yeni bir döneme girdi. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yayımlanan 2026 programına göre, raylı sistemlerde yerli üretim oranı artırılacak, kritik bileşenlerde dışa bağımlılık azaltılacak.

Programda, yerli AR-GE ve üretim kabiliyetlerinin geliştirilmesi, raylı sistem araçlarının bakım ve onarım süreçlerinin de Türkiye’de yapılması hedefleniyor. Bu kapsamda, kamu alımlarında yerli ürünlere öncelik verilecek ve tasarım faaliyetleri teşvik edilecek.

TÜRASAŞ (Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayi A.Ş.) bünyesinde sürdürülen yerli hızlı tren projesiyle, hem yüksek hızlı ulaşım ağı güçlendirilecek hem de yerli sanayiye yeni bir teknoloji alanı kazandırılacak.

Saatte 225 Km Hızla Türkiye’nin Gururu Olacak

TÜRASAŞ tarafından yürütülen Milli Hızlı Tren Projesi, Türkiye’nin kendi teknolojisiyle ürettiği ilk yüksek hızlı tren olma özelliğini taşıyor. Saatte 225 kilometre hız kapasitesine sahip olacak tren, uluslararası standartlara uygun şekilde tasarlanıyor.

Prototip çalışmalarının 2026 yılı içinde tamamlanması planlanıyor. Bu sürecin ardından tren, test aşamasına geçecek ve ardından TCDD Taşımacılık A.Ş. filosuna katılacak.

TÜRASAŞ ayrıca, saate 160 kilometre hızla çalışan 9 milli elektrikli tren seti ve 30 adet milli elektrikli anahat lokomotifi üretimini de aynı dönemde tamamlayacak. Bu gelişmeyle birlikte Türkiye, raylı sistem araçlarının tamamını yerli üretimle karşılayabilecek kapasiteye ulaşacak.

Milli Tren İçin Üretim Üssü Kuruluyor

Milli hızlı tren projesinin üretim merkezi, TÜRASAŞ Sakarya Bölge Müdürlüğü bünyesinde kuruluyor. İnşası süren Milli Elektrikli Hızlı Tren Seti İmalat ve Test Fabrikası, 15 bin metrekarelik alanda faaliyet gösterecek.

Fabrika, yıllık 12 hızlı tren seti üretim kapasitesine sahip olacak şekilde tasarlandı. Tam faaliyete geçtiğinde, Türkiye ekonomisine yıllık 3,5 milyar lira katkı sağlaması öngörülüyor. Ayrıca üretim süreçlerinin tamamen yerli malzeme ve mühendislikle yürütülmesi sayesinde, yurt dışı bağımlılığı büyük ölçüde azalacak.

Fabrika aynı zamanda, hızlı trenlerin test ve bakım faaliyetlerini de yürütebilecek modern altyapıyla donatılıyor. Böylece Türkiye, hızlı tren üretiminde tasarımdan test aşamasına kadar tüm süreci kendi bünyesinde gerçekleştirebilecek.

Sürdürülebilir ve Çevreci Ulaşım Stratejisi

Yeni dönem ulaşım politikalarında, demir yolu ve deniz taşımacılığına öncelik verilmesi hedefleniyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, karbon salınımını azaltmak ve enerji verimliliğini artırmak amacıyla elektrifikasyon yatırımlarına ağırlık veriyor.

Bu kapsamda, mevcut demir yolu hatlarının elektrikli çekiş sistemleriyle uyumlu hale getirilmesi için çalışmalar sürüyor. Yeni üretilecek elektrikli çeken araç sayısının artırılması, hem yakıt maliyetlerinin düşürülmesine hem de çevre dostu ulaşım sistemlerinin yaygınlaşmasına katkı sağlayacak.

Türkiye’nin ilk milli hızlı treni, sadece bir ulaşım projesi değil; aynı zamanda teknolojik bağımsızlığın sembolü olarak görülüyor. Milli üretimle geliştirilen bu tren, hem yerli mühendisliğin geldiği noktayı gösterecek hem de uluslararası pazarda Türkiye’nin raylı sistemlerde söz sahibi olmasının önünü açacak.

Yerli Üretimle Yeni Bir Dönem Başlıyor

Milli hızlı tren projesi, Türkiye’nin sanayi ve teknoloji vizyonunda önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. TÜRASAŞ öncülüğünde geliştirilen bu tren setleri, sadece iç hatlarda değil, ilerleyen süreçte uluslararası hatlarda da kullanılabilecek nitelikte olacak.

2026’da raylara inecek milli hızlı trenin ardından, Türkiye’nin 2030 yılına kadar tamamen yerli üretimle çalışan raylı sistem filosuna sahip olması hedefleniyor. Bu gelişme, Türkiye’yi Avrupa’da kendi hızlı trenini üreten sayılı ülkeler arasına taşıyacak.

Demir yollarında başlatılan bu yerli üretim hamlesiyle birlikte Türkiye, hem teknolojik kapasitesini artıracak hem de sürdürülebilir ulaşım vizyonunu güçlendirecek.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım