Türkiye'nin Enerji İthalat Faturasında Düşüş Beklentisi

Yerli Enerji Üretiminde Yükseliş Dikkat Çekiyor

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) araştırmacısı Büşra Zeynep Özdemir, enerji ithalatı faturasındaki düşüşün en önemli nedenlerinden birinin artan yerli üretim olduğuna dikkat çekti. Özdemir, Türkiye’nin elektrikten petrole, doğal gazdan yenilenebilir kaynaklara kadar her alanda üretimini artırdığını belirtti. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) raporlarına göre, 2025’in ilk yarısında elektrik üretimi bir önceki yıla göre yüzde 5 artış göstererek 171 bin 348 gigavatsaate ulaştı. Bu yükselişte, toplam kurulu gücün 119 bin 632 megavata çıkarılması etkili oldu.

Yenilenebilir Kaynakların Katkısı Artıyor

Son yıllarda olduğu gibi, bu dönemde de en büyük artış yenilenebilir enerji kaynaklarında gerçekleşti. Güneş ve rüzgar enerjisine dayalı kurulu güç, bir yılda 66 bin 212 megavattan 72 bin 544 megavata çıktı. Bu artış, enerji arz güvenliğine katkı sağlarken, ithalat bağımlılığını da azalttı. Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda, 2035 yılına kadar rüzgar ve güneş enerjisinde toplam kurulu gücün 120 bin megavata ulaşması hedefleniyor. Bu gelişmeler, uzun vadede enerji faturasının daha da gerilemesine zemin hazırlıyor.

Petrol ve Doğal Gaz Üretimi Rekor Seviyelere Ulaştı

Türkiye’nin enerji faturasında gerilemeye yol açan bir diğer faktör de petrol ve doğal gaz üretimindeki artış oldu. Geçen yıl 3 milyon varil olan petrol üretimi, bu yılın ilk yarısında 4 milyon varile yükseldi. Üretimin büyük kısmı Gabar sahasından sağlanırken, hem yurt içi hem de yurt dışında yeni arama faaliyetleri hız kazandı. Doğal gazda ise geçen yılın sonunda 203 milyon metreküp olan üretim, 2025’in temmuz ayında 288 milyon metreküpe ulaştı. Sakarya Gaz Sahası’ndaki yeni kuyuların devreye girmesi ve Osman Gazi adlı yüzer üretim tesisinin faaliyete başlamasıyla bu rakamın katlanarak artması bekleniyor.

Küresel Talep Düşüşü Fiyatları Aşağı Çekiyor

Enerji faturasında gerilemeye katkı sağlayan bir diğer unsur, uluslararası piyasalardaki fiyat hareketleri oldu. Özdemir, Asya’da hidrokarbon talebinin zayıflaması ve Avrupa’nın Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında yeni tedarikçilerle iş birliği arayışına girmesinin fiyatları baskıladığını vurguladı. Körfez’deki çatışmalar ve Orta Doğu’daki gerilimler kısa süreli artışlara yol açsa da, küresel arz fazlası fiyatların düşmesine yardımcı oldu. Brent petrolün yıl sonunda 70 dolar civarında kalmasının, Türkiye’nin enerji ithalatı faturasında öngörülen düşüşü destekleyeceği tahmin ediliyor.

Nükleer Enerjiden Beklentiler Büyük

Enerji politikalarında uzun vadeli projelerin de faturadaki düşüşe katkı sağlaması bekleniyor. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde 2026 yılında ilk reaktörün devreye alınması, termik santrallere olan ihtiyacı azaltacak. 2030 itibarıyla santralin tam kapasiteyle çalışmasıyla birlikte, Türkiye’nin fosil yakıtlara bağımlılığı önemli ölçüde azalacak. Bu gelişmeler, yalnızca enerji ithalat faturasını düşürmekle kalmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin enerji arz güvenliğini de güçlendirecek.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım