Türkiye'nin Bağımsızlık Meşalesi: Sivas Kongresi 106. Yılında
Türk milletinin bağımsızlık yolunda attığı en önemli adımlardan biri olan Sivas Kongresi, bu yıl 106. yaşını geride bıraktı. 4 Eylül 1919'da Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde toplanan kongre, 'manda ve himaye' fikrini kesin bir dille reddederek ulusal iradenin yol haritasını belirledi.
Kongrenin Tarihi Önemi
Sivas Kongresi, yalnızca bir toplantı değil, Türk milletinin kendi geleceğine sahip çıkma iradesinin somut bir ifadesi oldu. Burada alınan kararlarla Anadolu’nun dört bir yanında yürütülen direniş faaliyetleri bir çatı altında birleşti. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurulması, milli mücadelenin örgütlü bir yapıya kavuşmasını sağladı. Böylece Türk halkı, kaderini kendi elleriyle belirleme kararlılığını ortaya koydu.
Milli Mücadelede Dönüm Noktası
Kongrenin ardından başlayan süreç, Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz gibi kritik zaferlerle devam etti. Sonunda 9 Eylül 1922’de işgalci kuvvetler Anadolu’dan çıkarıldı ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi. Sivas Kongresi, 108 gün boyunca şehri milli mücadelenin merkezi haline getirerek stratejik bir rol üstlendi. Bu nedenle Sivas, Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşuna ev sahipliği yapan şehir olarak tarihteki özel yerini koruyor.
Kutlamalar ve Anma Etkinlikleri
Sivas Kongresi’nin 106. yılı, kentte düzenlenen çeşitli etkinliklerle anıldı. Resmi törenlerin yanı sıra paneller, sergiler ve tiyatro gösterileriyle halkın yoğun katılımı sağlandı. Etkinliklerde Atatürk ve silah arkadaşlarının kararlılığı bir kez daha vurgulanırken, genç nesillere bu tarihi mirasın önemi aktarıldı. Şehir meydanında gerçekleştirilen kutlamalarda milli birlik ve beraberlik ruhu yeniden canlandırıldı.
Ulusal Mücadelenin Işığı
Bugün Sivas Kongresi, yalnızca geçmişteki bir toplantı olarak değil, aynı zamanda ulusal bağımsızlığın ve iradenin sembolü olarak hatırlanıyor. Atatürk’ün önderliğinde alınan kararlar, Türk milletinin boyun eğmeyeceğini ve kendi geleceğini tayin etme gücüne sahip olduğunu kanıtladı. Bu ruh, aradan geçen 106 yıla rağmen hâlâ yol gösterici bir meşale olmayı sürdürüyor.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım
Bakmadan Geçme
