- Haberler
- Güncel
- Türkiye'de Öğretmen Yetiştirme Sisteminde Yeni Dönem Akademi Eğitimi Zorunlu Hale Geliyor
Türkiye'de Öğretmen Yetiştirme Sisteminde Yeni Dönem Akademi Eğitimi Zorunlu Hale Geliyor
Türkiye'de öğretmen yetiştirme sistemi köklü bir değişikliğe uğradı. Eğitim fakültesi mezunları artık öğretmenliğe başlamadan önce Milli Eğitim Akademisi bünyesinde 12 ay sürecek hazırlık programına tabi tutulacak.
Türkiye’de öğretmen yetiştirme sistemi köklü bir değişikliğe uğradı. Eğitim fakültesi mezunları artık öğretmenliğe başlamadan önce Milli Eğitim Akademisi bünyesinde 12 ay sürecek hazırlık programına tabi tutulacak. Bu yeni uygulama, öğretmen adaylarının mesleğe geçiş sürecini yeniden şekillendiriyor ve mesleki yeterliliklerin yeniden değerlendirilmesini hedefliyor. Programın amacı, adayların mesleki becerilerini pekiştirmek ve sınıf yönetimi, eğitim yöntemleri ile pedagojik bilgi eksikliklerini gidermek olarak açıklanıyor.
Mesleğe Geçiş Süresinde Uzama
Yeni uygulama, öğretmen adaylarının mesleğe geçiş süresini uzatıyor. Eğitim fakültesi mezunları için zorunlu hale getirilen 12 aylık program, adayların öğretmen olarak atanmadan önce ek bir eğitim sürecinden geçmesini gerektiriyor. Uzmanlar, bu düzenlemenin özellikle eğitim fakültelerinin işlevselliğini tartışmalı hâle getirdiğini ve adaylar için belirsizlik yarattığını belirtiyor. Öğretmen adayları, uzun süren hazırlık süreci nedeniyle motivasyon kaybı yaşayabilir ve mesleğe giriş süreci gecikmiş oluyor.
Uluslararası Modellerle Karşılaştırma
Türk Eğitim Derneği tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye’nin öğretmen yetiştirme politikaları uluslararası örneklerden farklı bir çizgi izliyor. Finlandiya ve Estonya’da öğretmen eğitimi sınırlı sayıda üniversitede yapılıyor ve adaylar nitelik odaklı seçimle belirleniyor. İngiltere, Japonya ve Almanya gibi ülkelerde adaylar çok aşamalı sınavlardan ve performans değerlendirmelerinden geçiyor. Güney Kore ise hem programa girişte hem de mesleğe geçişte titiz ve çoklu değerlendirme süreçleri uyguluyor. Türkiye’de ise öğretmen ihtiyacından bağımsız olarak geniş bir aday havuzu oluşturuluyor ve sayısal artış ön plana çıkıyor.
Atama ve Mezun Sayıları Arasındaki Uçurum
Mevcut verilere göre, Türkiye’de eğitim fakültelerinde 184 bin 584 öğrenci öğrenim görüyor ve her yıl yaklaşık 40 bin öğretmen adayı mezun oluyor. Buna karşın, önümüzdeki yıllarda yıllık öğretmen atamalarının 6–8 bin civarında kalması bekleniyor. Bu durum, mezun sayısı ile atama sayısı arasında ciddi bir fark oluşturuyor. Pedagojik formasyon eğitimleri ve artan aday sayısı ise sisteme ek yük getiriyor ve atama olasılığı düşük olan adaylar için belirsizlik yaratıyor.
Sisteme Yönelik Eleştiriler
Uzmanlar, Türkiye’deki öğretmen yetiştirme sisteminin nitelikten çok niceliğe odaklandığını ve sürdürülebilir olmadığını belirtiyor. Sistemin temel varsayımlarının yeniden gözden geçirilmesi ve nitelik temelli bir yapıya kavuşturulması gerektiği ifade ediliyor. Aksi durumda, öğretmenlik mesleği hem saygınlık hem de motivasyon açısından olumsuz etkileniyor. Öğretmen adaylarının eğitim sürecinde yaşadığı belirsizlik, mesleğe geçiş motivasyonunu düşürürken, sistemin verimliliğini de azaltıyor.
Nitelik Temelli Yaklaşımın Önemi
Yeni akademi uygulaması ile birlikte hedeflenen, öğretmen adaylarının mesleki yeterliliklerini artırmak ve sınıf ortamında etkin bir eğitim sunabilmelerini sağlamak. Ancak uzmanlar, aday sayısının kontrolsüz şekilde artmasının ve mesleğe geçiş süresinin uzamasının, sistemin amaçlarına ulaşmasını zorlaştırabileceğine dikkat çekiyor. Nitelik temelli yaklaşımın benimsenmesi, hem öğretmenlerin hem de eğitim sisteminin uzun vadede daha sürdürülebilir ve verimli olmasını sağlayabilir.