Türk Denizlerinden 8 Ülkeye 1017 Ton Deniz Salyangozu: 9 Ayda 10,7 Milyon Dolar Gelir

En fazla satış Güney Kore ve Çin’e yapıldı

Yılın ilk üç çeyreğinde deniz salyangozu ihracatında Güney Kore lider konumda yer aldı. Bu ülkeye 5 milyon 260 bin 832 dolar değerinde deniz salyangozu satışı gerçekleşti. Güney Kore’yi 1 milyon 610 bin 675 dolarla Çin, 1 milyon 306 bin 339 dolarla da İspanya izledi.

Türkiye’nin ihracat yaptığı ülkeler arasında ayrıca Japonya, ABD, Tayvan, İtalya ve Ukrayna da bulunuyor. Bu çeşitlilik, Türk deniz ürünlerinin uluslararası pazarlarda artan bilinirliğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Özellikle Uzak Doğu ülkelerinde Türk deniz ürünlerine duyulan güven, her geçen yıl güçleniyor.

Uzmanlara göre Türkiye’nin sahip olduğu geniş kıyı şeridi ve biyolojik zenginlik, bu alanda rekabet avantajı oluşturuyor. Ancak sektör temsilcileri, sürdürülebilir avcılığın önemine dikkat çekerek doğal stokların korunması gerektiğini vurguluyor.

Sürdürülebilir ihracat hedefi güçleniyor

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Kalyoncu, deniz salyangozu ihracatının 2025 yılında istikrarlı bir seyir izlediğini belirterek, yılın kalan bölümünde daha yüksek rakamlara ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.

Kalyoncu, Türk deniz ürünlerinin son yıllarda uluslararası pazarlarda büyük ilgi gördüğünü belirtti. “Ülkemizden yapılan deniz salyangozu ihracatı hem miktar hem de değer açısından istikrarlı bir şekilde artıyor. Yılın son çeyreğinde mevcut pazarlardaki konumumuzu güçlendirmeyi ve Avrupa ile Uzak Doğu’da yeni ülkelere ulaşmayı planlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Ayrıca ihracatın sürdürülebilir şekilde büyüyebilmesi için ürün kalitesinin korunmasına, işleme tesislerinin modernizasyonuna ve tanıtım çalışmalarının artırılmasına büyük önem verdiklerini dile getirdi.

Katma değerli üretimle yeni pazarlara açılım

Deniz salyangozu, işlendikten sonra gıda ve kozmetik sanayilerinde de kullanılabilen bir ürün olduğundan, Türkiye bu alanda katma değerli ihracat stratejisine yönelmiş durumda. Özellikle Karadeniz kıyısındaki tesislerde işlenen deniz salyangozları, dondurulmuş veya konserve formunda ihraç edilerek daha yüksek fiyatlara alıcı buluyor.

Saffet Kalyoncu, sektördeki tüm paydaşlarla koordineli çalıştıklarını belirterek, “Ürünlerimizin uluslararası fuarlarda tanıtımını yapıyoruz. Bu sayede Türk deniz ürünleri markası dünya genelinde bilinir hale geliyor. Hedefimiz, 2025 sonunda gelirlerimizi geçen yılın üzerine çıkararak 2026’ya daha güçlü bir ihracat altyapısıyla girmek.” dedi.

DKİB Başkanı, yeni dönemde Avrupa pazarında daha fazla yer edinmek için lojistik ve dağıtım ağının geliştirilmesi yönünde de çalışmalar yürütüldüğünü kaydetti.

Türk deniz ürünlerine dünya genelinde artan ilgi

Türk deniz ürünleri, son yıllarda dünya genelinde hem kalite hem de sürdürülebilirlik açısından öne çıkıyor. Özellikle Karadeniz’deki avcılık filosunun modernleşmesi ve uluslararası standartlara uygun üretim süreçlerinin benimsenmesi, ihracatın artışında belirleyici rol oynadı.

Deniz salyangozu, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerde restoran menülerinde özel bir lezzet olarak yer alırken, Türkiye’nin bu pazarlardaki ihracatı her yıl artıyor. Türk ihracatçılar, sadece ham ürün değil, işlenmiş ve paketlenmiş ürünlerle de pazardaki paylarını büyütmeyi hedefliyor.

Uzmanlara göre Türkiye’nin bu alandaki başarısı, yalnızca ekonomik kazançla sınırlı değil. Aynı zamanda Karadeniz’in ekosistem dengesini koruyarak sürdürülebilir bir denizcilik modeli oluşturmak açısından da önemli bir örnek teşkil ediyor.

Yeni hedef: Avrupa ve Uzak Doğu’da kalıcı pazar payı

Sektör temsilcileri, 2025 yılının son çeyreğinde Avrupa ve Uzak Doğu’da yeni anlaşmaların gündeme geleceğini öngörüyor. DKİB verilerine göre, yıl sonuna kadar ihracat miktarının 1.200 tonu aşması, gelirlerin ise 12 milyon dolar seviyelerine ulaşması bekleniyor.

Türkiye, deniz salyangozu ihracatında istikrarlı büyüme sağlayarak dünya pazarlarında güçlü bir konuma gelmeyi hedefliyor. Kaliteli üretim, modern işleme tesisleri ve etkin tanıtım çalışmalarıyla desteklenen bu ivme, ülkenin deniz ürünleri sektöründe global bir marka haline gelmesini sağlıyor.

Bu tablo, Türk denizlerinin yalnızca doğal güzelliğiyle değil, ekonomik değeriyle de ülkeye katkı sağladığını bir kez daha gözler önüne seriyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım