Tokalaşmanın Gücü Sağlığınızı Ele Veriyor
Tokalaşmak günlük hayatın sıradan bir jesti gibi görünse de, aslında vücudun genel sağlığı hakkında önemli bilgiler sunuyor. Yapılan araştırmalar, el sıkma gücündeki azalmaların yalnızca kas gücüyle değil, kalp-damar hastalıkları, metabolik bozukluklar ve nörolojik rahatsızlıklarla da doğrudan ilişkili olabileceğini ortaya koyuyor.
Sarkopeni: Kas Gücünün Sessiz Kaybı
El sıkma gücünde azalma, çoğu zaman sarkopeni olarak bilinen kas kaybı sendromunun ilk sinyali olarak görülüyor. Prof. Dr. Ertürk, sarkopeniyi “Kas kütlesiyle birlikte kas gücünün ve fonksiyonlarının azaldığı, özellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan bir tablo” şeklinde tanımlıyor.
Yaşla birlikte vücutta kas dokusu yerini yağ dokusuna bırakırken, bu durum günlük aktivitelerde zorlanmaya ve düşme riskinin artmasına yol açabiliyor.
Sarkopeni tanısı koymak için yalnızca tek bir ölçüm yeterli olmuyor. Uzmanlar, vücut kitle indeksinin ölçümü, yürüme hızı analizi ve el kavrama kuvveti testini birlikte değerlendiriyor. Ancak tüm bu testler içinde en pratik olanı, kişinin el sıkma gücünün ölçülmesi olarak öne çıkıyor.
Prof. Dr. Ertürk, “Tokalaşma sadece bir selamlaşma değildir; aynı zamanda kas gücünü anlamanın kolay ve güvenilir bir yoludur” diyerek, basit bir el sıkışının bile ciddi bir sağlık göstergesi olabileceğini vurguluyor.
Zayıf El Sıkma, Kısa Yaşam: Bilimsel Veriler Ne Diyor?
El sıkma kuvvetiyle yaşam süresi arasındaki bağlantı son yıllarda yapılan birçok uluslararası çalışmayla ortaya kondu. Özellikle Uzak Doğu ülkelerinde yapılan araştırmalar, zayıf el kavrama gücüne sahip bireylerde ölüm oranlarının daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Prof. Dr. Ertürk, “Güney Kore’de yapılan 10 bin kişilik bir araştırmada, 10 yıl içinde el kuvveti düşük olan bireylerin ölüm oranı diğerlerine göre iki kat fazla bulundu” diyerek konunun ciddiyetine dikkat çekiyor.
Ayrıca meta-analizler, düşük el sıkma gücü ile kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon ve erken ölüm riski arasında güçlü bir korelasyon olduğunu kanıtlıyor. Bilim insanlarına göre bu durum, kas gücü zayıfladıkça vücudun genel metabolik dayanıklılığının da azaldığını, organ fonksiyonlarının yavaşladığını gösteriyor.
El Sıkma Gücüyle Tespit Edilen Hastalıklar
El sıkma gücündeki zayıflama yalnızca kas sistemiyle ilgili bir sorun değil; aynı zamanda nörolojik, metabolik ve endokrin hastalıkların da erken uyarı sinyali olabiliyor.
Yapılan araştırmalara göre, Tip 2 diyabet hastalarında el kavrama gücü belirgin biçimde düşüyor. Bunun nedeni, insülin direncinin kaslara yeterince enerji sağlayamaması. Ayrıca el sıkma zayıflığı, kemik kırılganlığı ve osteoporoz gibi rahatsızlıklarla da ilişkilendiriliyor.
Nörolojik hastalıklar açısından bakıldığında ise tablo daha dikkat çekici. Parkinson, Alzheimer, demans ve felç gibi rahatsızlıklar ilerledikçe, beyinden kaslara giden sinyaller zayıflıyor. Bu da doğrudan el kaslarına yansıyarak tokalaşma gücünün azalmasına neden oluyor. Prof. Dr. Ertürk, “Basit bir el sıkışla bile hastanın kas gücündeki düşüşü fark edebiliriz. Bu, olası hastalıklar için erken bir uyarı niteliğindedir” ifadelerini kullanıyor.
Güçlü Bir El, Sağlıklı Bir Yaşamın İşareti
Uzmanlara göre el sıkma gücü, yalnızca kasların değil, kalp, damar ve sinir sisteminin de koordineli çalıştığının bir göstergesi. Bu nedenle el kavrama gücündeki zayıflama, vücudun genel dayanıklılığında bir düşüşün habercisi olarak değerlendiriliyor.
Düzenli egzersiz, yeterli protein alımı ve kas güçlendirme çalışmaları el kuvvetini artırırken, aynı zamanda kalp sağlığını da destekliyor.
Tıp dünyasında artık el sıkma gücü, yaşlılıkta yaşam kalitesini belirleyen “biyolojik yaş göstergesi” olarak kabul ediliyor.
Günlük hayatın doğal bir parçası olan tokalaşma, aslında vücudun iç dengesini dışa vuran güçlü bir sinyal olarak görülüyor. Uzmanlar, “Güçlü bir el, sağlıklı bir kalbin, dayanıklı kasların ve dengeli bir bedenin göstergesidir” diyor. Bu nedenle bir dahaki tokalaşmanız, belki de vücudunuzun size verdiği en sessiz ama en önemli mesaj olabilir.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım
Bakmadan Geçme
