The Economist'ten Çarpıcı Rapor

Küresel Savunma Yarışında Yeni Dönem

Birleşik Krallık merkezli The Economist dergisi, dünya genelinde artan silahlanma harcamalarını ve yükselen aktörleri mercek altına aldı. Ukrayna’daki savaş, Çin’in Tayvan’a yönelik olası hamleleri ve ABD’nin NATO’daki konumuna ilişkin belirsizliklerin tetiklediği süreçte, birçok ülkenin silah stoklarını artırma yoluna gittiği belirtildi. Dergi, bu yeni dönemde “iki orta ölçekli ama iddialı güç” olarak tanımladığı Türkiye ve Güney Kore’nin öne çıktığını vurguladı.

Türkiye’nin Savunma Sanayii Başarısı

Türkiye’nin savunma ihracatındaki yükselişi, derginin dikkat çeken başlıklarından biri oldu. 2018’de yaklaşık 2 milyar dolar seviyesinde olan ihracatın, 2023 itibarıyla 7 milyar doları aşması, Ankara’nın sektördeki kararlılığını ortaya koyuyor. Özellikle Baykar tarafından geliştirilen TB2 SİHA’ların 30’dan fazla ülkeye satılması, Türkiye’nin insansız hava araçlarında küresel bir marka haline geldiğini gösteriyor. Daha gelişmiş Akıncı modeli için Suudi Arabistan ile 3 milyar dolarlık ortak üretim anlaşması yapılması da bu etkinin boyutunu ortaya koyuyor.

Türkiye’nin ürün gamında yalnızca SİHA’lar değil; Altay tankı, ATAK helikopteri, Hürjet hafif taarruz uçağı, MİLGEM sınıfı savaş gemileri, hava savunma sistemleri ve elektronik harp platformları da bulunuyor. Dergiye göre Türkiye, bu çeşitlilik sayesinde yalnızca Orta Doğu ve Afrika pazarında değil, Avrupa ülkelerinde de giderek daha fazla tercih edilen bir partner haline geliyor.

Güney Kore’nin Dev Satışları

The Economist’in raporunda en dikkat çeken diğer ülke ise Güney Kore oldu. 2022’de Polonya ile yapılan ve toplam değeri 22 milyar dolara ulaşan dev anlaşma, Seul yönetimini küresel sahnede öne çıkardı. Bu anlaşma kapsamında K2 Black Panther tankları, FA-50 savaş uçakları, obüsler ve roketatarlar Polonya’ya teslim edilecek.

Güney Kore ayrıca Suudi Arabistan’a 3,2 milyar dolarlık füze sistemi, Peru’ya savaş gemileri, Romanya’ya obüsler sattı. 2027 yılına kadar dünyanın dördüncü büyük silah ihracatçısı olmayı hedefleyen ülkenin, yıllık ihracatını 23 milyar dolar seviyesine çıkarması bekleniyor. Bunun yanı sıra KF-21 savaş uçağı programı, Güney Kore’nin F-35 gibi gelişmiş projelerle rekabet edebilecek kapasiteye ulaşmasını sağlayacak.

Türkiye’nin Kaan Projesi ve Küresel Etkisi

Türkiye’nin yükselişinde kritik bir dönüm noktası, TUSAŞ tarafından geliştirilen Kaan savaş uçağı olacak. Dergi, bu uçağın yalnızca Türk Hava Kuvvetleri’nde F-16 filosunun yerini almakla kalmayacağını, aynı zamanda düşük maliyetli bir F-35 alternatifi olarak uluslararası pazarda ciddi bir talep görebileceğini belirtiyor. Endonezya, Pakistan, Azerbaycan ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin Kaan’a şimdiden ilgi göstermesi, Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini güçlendiriyor.

Ayrıca Türkiye’nin, Romanya’ya 930 milyon dolarlık Otokar Cobra II zırhlı araç satışı ve Portekiz ile yapılan deniz ikmal gemisi anlaşması, Avrupa pazarındaki etkinliğini artırdığını gösteriyor. Dergiye göre, Almanya’nın Avrupa Gökyüzü Kalkanı İnisiyatifi’ne Türkiye’yi davet etmesi de Ankara’nın füze ve hava savunma kabiliyetlerinin Batı tarafından da kabul gördüğünün bir işareti.

Küresel Silahlanma Dengeleri Değişiyor

The Economist, Rusya’nın Ukrayna savaşı nedeniyle ihracat kapasitesini kaybettiğini ve iç tüketime yöneldiğini, Batı yaptırımlarının da bu süreci hızlandırdığını aktardı. Avrupa’nın ise Soğuk Savaş sonrası küçülen savunma sanayisini yeniden toparlamak için zamana ihtiyacı olduğuna dikkat çekildi. Bu boşluğu değerlendiren Türkiye ve Güney Kore, küresel silah pazarında yeni merkezler haline geliyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım