• Haberler
  • Dünya
  • Suriye Enerji Satranç Tahtasında Yeni Dönem: Kuzeyde Büyük Hesaplaşma

Suriye Enerji Satranç Tahtasında Yeni Dönem: Kuzeyde Büyük Hesaplaşma

Suriye'de yıllardır süren savaşın gölgesinde şekillenen enerji rekabeti, son haftalarda yeniden alevlendi.

Suriye’de yıllardır süren savaşın gölgesinde şekillenen enerji rekabeti, son haftalarda yeniden alevlendi. ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara’nın 10 Kasım’da Beyaz Saray’da yaptığı görüşme olumlu bir atmosfer yaratmış olsa da sahadaki tablo aynı iyimserliği yansıtmıyor. Özellikle ülkenin en zengin petrol ve doğalgaz rezervlerini barındıran Deyrizor–Haseke hattında kontrolün hâlâ terör örgütü SDG/YPG’nin elinde olması, bölgedeki tansiyonun düşmeyeceğini gösteriyor. Yapılan değerlendirmelerde, Suriye krizinin merkezinde doğal kaynakların ve bu kaynakların kimin elinde toplanacağına dair stratejik mücadelenin yer aldığı vurgulanıyor.

Suriye’nin Enerji Alanlarında Güç Mücadelesi Derinleşiyor

Uzman analizlerine göre Suriye’de yaklaşık 2.5 milyar varillik petrol rezervi ile 8.5 trilyon metreküplük doğalgazın yüzde 90’ından fazlası ülkenin kuzeydoğu hattında bulunuyor. Bu nedenle Deyrizor, Haseke ve Rakka bölgesi, hem bölgesel hem küresel güçlerin yakından takip ettiği bir enerji koridoru haline gelmiş durumda. Bu zengin kaynakların büyük bir bölümünün SDG’nin kontrolünde olması, hem Şam yönetimi hem de bölge ülkeleri açısından ciddi bir sorun olarak görülüyor. Trump–Şara görüşmesinde enerji sahalarının devrine yönelik umutlar canlı tutulsa da sahada beklentileri karşılayan bir değişim henüz yaşanmış değil.

ABD–İngiltere–İsrail Üçgeninde Yeni Kuzey Stratejisi

Kuzey Suriye’de artan hareketlilik, yalnızca enerji rekabetiyle sınırlı değil. Bölgesel analizlerde ABD–İngiltere–İsrail ekseninin SDG üzerinden bir nüfuz stratejisi yürüttüğüne dikkat çekiliyor. Bu yapı, hem İsrail'in güvenliği hem de bölgesel kuşatma planları çerçevesinde şekillenmiş bir politika olarak değerlendiriliyor. Bu planlamanın odağında ise, terör örgütü DEAŞ’a karşı kurulan koalisyonun eski sözcüsü Albay Myles Caggins’in sahibi olduğu danışmanlık şirketi “Words Warriors” öne çıkıyor. Caggins’in Kamışlı’da ofis açması ve ABD merkezli enerji şirketlerine SDG bölgesinde danışmanlık sağlaması, kuzeydeki enerjinin kimler tarafından yönlendirildiğine dair ipuçları veriyor. Bu süreç, Suriye enerji savaşının artık sadece yerel bir çatışma olmadığı, uluslararası bir hesaplaşmaya dönüştüğü yorumlarını güçlendiriyor.

Petrol Gelirleri SDG’nin Finansal Büyümesini Besliyor

Savaş öncesi günlük 380 bin varile ulaşan Suriye petrol üretimi, rejim kontrolündeki bölgelerde bugün yalnızca 80 bin varil civarında seyrediyor. Buna karşın SDG’nin kontrol ettiği sahalardan çıkarılan petrol, önemli bir gelir akışı sağlıyor. Büyük oranda kayıt dışı yollarla pazarlanan bu kaynak, örgütün yalnızca askerî yapılanmasını değil, kendi özerk yönetim yapısını ayakta tutan finansal omurgayı oluşturuyor. Bölge kaynaklarından aktarılan bilgilere göre petrol geliri, maaş ödemelerinden güvenlik yapılanmasına, yerel sosyal hizmetlerden altyapı giderlerine kadar geniş bir alanda kullanılıyor. Bu durum, örgütün bölgedeki varlığını uzun vadede sürdürebilmesine olanak tanıyor.

Doğu Akdeniz Denkleminde Suriye’nin Rolü

Suriye’de kuzeydoğuda yaşanan istikrarsızlık, Doğu Akdeniz’deki güç dengesini de etkiliyor. Analistler, İsrail’in enerji politikalarının dolaylı biçimde bu süreçten fayda sağladığını ifade ediyor. Şam yönetiminin ülkenin önemli enerji sahalarını kontrol edememesi, İran’dan Lübnan’daki Hizbullah’a uzanan koridoru da zayıflatan bir unsur olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle Suriye'nin kuzeyinde yaşanan her gelişme, Akdeniz’in enerji jeopolitiğinde yeni sonuçlar doğuruyor.

Enerji Savaşında Pay Kapma Mücadelesi Sürüyor

Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni, 10 Mart 2025’te imzalanan SDG–Şam mutabakatının hâlâ hayata geçirilememiş olmasının önemli bir gösterge olduğuna işaret ediyor. Kağıt üzerinde kalan bu mutabakatın sahada etkisiz kalması, meselenin yalnızca gelir paylaşımından ibaret olmadığını ortaya koyuyor. Köni’ye göre bu tablo, Suriye’de çok daha derin bir egemenlik, güç ve nüfuz mücadelesinin sürdüğünü net bir biçimde gösteriyor.

Bölgedeki enerji kaynaklarının kontrolü, uluslararası ittifakların hesapları ve bölgesel güvenlik kaygılarıyla iç içe geçmiş durumda. Bu nedenle Suriye’deki enerji satrancı, yakın gelecekte daha büyük hamlelere ve yeni dengelere sahne olacak gibi görünüyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım

ERTV Malatya - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme

WhatsApp İhbar Hattı
05443281444
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!