SGK'dan Büyük Hamle: Patronlar Bu Sefer Fena Yandı
Türkiye 2026 asgari ücret zammı görüşmelerine hazırlanırken, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) milyonlarca çalışanı ilgilendiren tarihi bir denetim sürecini başlattı.
Türkiye 2026 asgari ücret zammı görüşmelerine hazırlanırken, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) milyonlarca çalışanı ilgilendiren tarihi bir denetim sürecini başlattı. Uzun süredir tartışılan “asgari ücretten bildirilen yüksek maaşlar” konusu artık resmi olarak SGK radarında. Kurum, maaşını elden alan çalışanların tespit edilmesi ve işverenlerin gerçek ücretleri beyan etmesi için ülke çapında kapsamlı bir soruşturma başlattı.
SGK Kayıt Dışı Ücretle Mücadelede Yeni Dönemi Başlattı
SGK, Türkiye’de kayıt dışı istihdamın en yaygın biçimlerinden biri olan “kayıt dışı ücret” uygulamasını kökünden bitirmek amacıyla geniş çaplı bir denetim planı hazırladı. Bu plan kapsamında, uzun süredir çalışanlarını sadece asgari ücret üzerinden sigortalayan veya meslek kodlarını düşük göstererek prim maliyetlerini azaltan firmalar tek tek incelenmeye başladı.
Kurumun hedefi, hem çalışanların gelecekteki emeklilik haklarını korumak hem de devletin kaybettiği prim gelirlerini geri kazanmak. Özellikle mühendis, tekniker, satış müdürü gibi kalifiye personelin yüksek maaşla çalışmasına rağmen asgari ücretli gösterilmesi, SGK açısından “yüksek riskli bildirim” sayılıyor. Müfettişler artık bu tür işletmelere doğrudan saha denetimiyle ulaşıyor.
Eksik Bildirilen Maaşlar Çalışanın Geleceğini Tehdit Ediyor
Uzmanlara göre, bu uygulama kısa vadede işveren için maliyet avantajı sağlasa da uzun vadede hem çalışan hem de kamu için büyük zarar doğuruyor. SGK’ya düşük maaş bildirimi, emeklilik maaşından kıdem tazminatına kadar birçok hakkın azalmasına neden oluyor.
Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun, yapılan denetimlerin sadece bir ekonomik tedbir değil, sosyal adaletin yeniden tesisi olduğunu belirtiyor. Erdursun’a göre, bu sistem çalışanın geleceğini çalan bir düzene dönüşmüş durumda:
“Bir işveren çalışanını asgari ücretten bildiriyorsa, o kişinin emekliliğini yarı yarıya azaltıyor demektir. Bu durum sadece hukuki değil, vicdani açıdan da kabul edilemez. SGK artık bu tabloyu değiştirmek için harekete geçti.”
Müfettişler Sahaya İndi: Yeni Denetim Sistemi Nasıl İşliyor?
SGK’nın 2026 denetim planı, klasik kontrollerin ötesinde bir sistem getiriyor. İlk olarak kurumun büyük veri (big data) analiz sistemi devreye alındı. Bu sistem, belirli sektörlerdeki maaş ortalamalarını karşılaştırarak riskli firmaları otomatik olarak belirliyor.
Seçilen işletmelere SGK müfettişleri tarafından habersiz denetimler yapılıyor. Müfettişler, çalışanlarla birebir görüşme gerçekleştirerek “Gerçekte ne kadar maaş alıyorsunuz?” sorusuna doğrudan yanıt arıyor. Elde edilen beyanlar, banka kayıtları, bordrolar ve işyeri muhasebe kayıtlarıyla karşılaştırılıyor.
Bir çalışanın bile maaşının eksik bildirildiğini beyan etmesi, o işletme hakkında idari soruşturma başlatılması için yeterli oluyor. Denetim sonucunda tespit edilen her eksik bildirim, ciddi para cezaları ve geriye dönük prim tahsilatıyla sonuçlanacak.
İşverenler İçin Ağır Cezalar Yolda
SGK’nın denetimleri sonunda, maaşını eksik bildiren işverenler yüksek tutarda cezalarla karşı karşıya kalacak. Bu cezalar arasında yalnızca para cezası değil, geçmişe dönük tüm prim borçlarının faiziyle tahsili de bulunuyor.
Ayrıca, bu firmalar geçmişte yararlandıkları SGK teşviklerinden de men edilecek. Eğer geçmiş yıllarda haksız yere prim indirimi aldıysalar, bu tutarlar da gecikme faiziyle birlikte geri alınacak. Bu durum, özellikle yüksek personel çalıştıran şirketlerde milyonlarca liralık ek yük anlamına geliyor.
SGK yetkilileri, “Bu denetimler cezalandırma amacı taşımıyor. Asıl hedefimiz, işverenleri doğru bildirim yapmaya teşvik ederek sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi kurmak” açıklamasında bulundu.
Eksik Maaş Bildirimi Çalışanlara Nasıl Zarar Veriyor?
Çalışanlar açısından asıl kayıp, gelecekteki sosyal güvenlik haklarında yaşanıyor. SGK’ya bildirilen brüt kazanç ne kadar düşükse, emeklilik maaşı da o kadar azalıyor. Gerçekte 50 bin TL maaş alan bir çalışan, asgari ücretten bildiriliyorsa, emekli olduğunda bu farkın yarısından fazlasını kaybediyor.
Ayrıca kıdem tazminatı da bildirilen brüt maaş üzerinden hesaplanıyor. Bu durumda işverenin elden ödediği tutarlar hukuken geçerli sayılmadığı için, işten ayrılan çalışan ciddi kayıp yaşıyor. Aynı şekilde hastalık veya doğum izni süresince alınan rapor parası da bu düşük tutar üzerinden hesaplanıyor.
Maaşı Düşük Gösterilen Çalışan Ne Yapmalı?
Uzmanlar, maaşının eksik bildirildiğini düşünen çalışanların sessiz kalmaması gerektiğini vurguluyor. Bu durumda en etkili yollar, ALO 170 hattı üzerinden isimsiz ihbarda bulunmak veya CİMER aracılığıyla şikayet başvurusu yapmak.
Bunun yanı sıra çalışanlar, ellerindeki banka dekontları, maaş bordroları ve tanık beyanlarıyla işverene karşı “hizmet tespit davası” açabiliyor. Mahkemeler, çalışanın gerçekte aldığı maaşı kanıtlayan her türlü belgeyi dikkate alıyor.
SGK’nın yeni dijital denetim sistemi sayesinde, çalışan şikayeti olmasa bile sistem otomatik olarak anormallikleri tespit edebiliyor. Özellikle aynı sektördeki benzer pozisyonlarda çalışanlar arasında maaş farkı tespit edilirse, SGK bu durumu doğrudan incelemeye alıyor.
Türkiye’de Yeni Dönem: “Asgari Ücret Görünümüne” Son
2026 yılıyla birlikte SGK, çalışma hayatında büyük bir dönüşüm başlatmış durumda. Kayıt dışı ücretle mücadele artık sadece bir denetim değil, toplumsal bir reform niteliği taşıyor. Uzmanlara göre bu hamle, hem emeklilik sisteminin sürdürülebilirliği hem de çalışanların hak ettiği değeri alabilmesi açısından tarihi önemde bir adım olarak görülüyor.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım
Bakmadan Geçme