- Haberler
- Güncel
- Sanal Kumar Bağımlılığı Sessizce Büyüyor: Psikolojik Yıkım, İntihar Riski ve Aile Dağılmalar
Sanal Kumar Bağımlılığı Sessizce Büyüyor: Psikolojik Yıkım, İntihar Riski ve Aile Dağılmalar
Son yıllarda internetin yaygınlaşması ve mobil uygulamaların her yaştan bireyin cebine kadar girmesi, beraberinde yeni bir toplumsal tehlikeyi gündeme taşıdı: Sanal kumar bağımlılığı. Bir zamanlar fiziksel ortamlarda sınırlı kalan bu alışkanlık, bugün cep telefonları ve bilgisayarlar aracılığıyla 7/24 erişilebilen bir saplantıya dönüşmüş durumda.
İstatistikler Karanlık Gerçeği Gözler Önüne Seriyor
Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi’nin raporlarına göre, sanal kumar oynama oranı dünya genelinde büyük bir yükseliş eğiliminde. Dünya Sağlık Örgütü verileri, her iki yetişkinden birinin hayatında en az bir kez kumar oynadığını, bağımlılık düzeyinin ise bazı ülkelerde %5,8’e kadar çıkabildiğini gösteriyor. Türkiye'de ise bu bağımlılıkla mücadele daha da zor hale geliyor. Dijital erişimin kolaylaşması, yasadışı platformların artması ve yeterli toplumsal farkındalığın bulunmaması, genç yaş gruplarında bile bu sorunun yayılmasına neden oluyor.
Uzmanlar, çevrim içi slotlar, canlı bahis uygulamaları ve dijital casinoların, “anlık kazanç” vaadiyle beyin kimyasını etkileyerek kullanıcıları daha sık ve daha yüksek riskli oyunlara yönlendirdiğini belirtiyor. Bu döngü, zamanla kişide kontrol kaybı, finansal çöküş ve sosyal ilişkilerde kopmalara neden oluyor.
Bağımlılığın En Ağır Tablosu: İntihar Riski ve Psikolojik Tükenmişlik
Sanal kumar bağımlılığı, yalnızca maddi kayıplarla sınırlı kalmıyor. Ruhsal çöküntü, umutsuzluk, değersizlik hissi ve depresyon gibi psikolojik etkiler, bağımlılığın en yıkıcı yönleri arasında yer alıyor. Psikiyatri uzmanları, kumar bağımlılığı yaşayan bireylerin yarısından fazlasının yaşamının bir döneminde intiharı düşündüğünü, yaklaşık %20’sinin ise en az bir kez girişimde bulunduğunu ifade ediyor.
Kumar oynarken yaşanan “neredeyse kazandım” yanılsaması, kişinin gerçeklik algısını bozarak riskli kararlar almasına neden oluyor. Beyin fonksiyonları üzerinde yapılan araştırmalar, bu bireylerde dürtü kontrol merkezinin zayıfladığını, kazanmaya dair saplantılı düşüncelerin ön plana çıktığını ortaya koyuyor.
Bu noktada bağımlı bireyin yalnız olmadığının fark edilmesi büyük önem taşıyor. Aile üyeleri ve sosyal çevrenin desteği, tedavi sürecinin temel taşlarından biri olarak görülüyor.
Gençler ve Erkekler Daha Yüksek Risk Altında
Klinik gözlemlere göre, sanal kumar bağımlılığı en çok 18 ila 35 yaş arasındaki bireylerde görülüyor. Erkeklerde bağımlılığa yakalanma oranı kadınlara kıyasla 3 ila 4 kat daha fazla. Ancak uzmanlar, kadınlarda bağımlılığa sürüklenme sürecinin daha hızlı ve şiddetli olabildiğini belirtiyor.
Sosyal medya ve reklamlar yoluyla yayılan “bir gecede zengin olma” illüzyonu, genç bireylerin bu tuzağa daha kolay düşmesine yol açıyor. Ayrıca stresle başa çıkma becerileri zayıf olan bireylerde kumar, bir kaçış aracı olarak kullanılabiliyor. Bu durum, bağımlılığın sadece eğlence değil, aynı zamanda bir başa çıkma yöntemi olarak da tercih edildiğini gösteriyor.
Ailelerin Rolü: Sessiz Kalmak Yerine Bilinçli Müdahale
Sanal kumar sadece bireyi değil, aynı zamanda yakın çevresini de etkileyen bir sorun haline geliyor. Aileler, çoğu zaman borçları kapatarak ya da baskı kurarak yardım etmeye çalışsa da, uzmanlar bunun ters etki yaratabileceği konusunda uyarıyor.
Klinik Psikologlar, ailenin sürece bilinçli ve kararlı bir şekilde dahil olmasının hayati olduğunu belirtiyor. Borçların kapatılmaması, kişinin kendi sorumluluğunu üstlenmesi açısından önemli. Ailelerin kendi psikolojik destek süreçlerine başlaması ve grup terapilerine katılması, hem bireysel hem de toplu iyileşme açısından değer taşıyor.
Unutulmamalı ki kumar bağımlılığı, kişinin zayıf karakterinden değil, biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin birleşiminden doğan ciddi bir bozukluktur.
Sanal Ortamın Tehlikeli Yüzü: 7/24 Erişim ve Sürekli Tetiklenme
İnternetin ve mobil uygulamaların gelişimiyle birlikte sanal kumar, gece gündüz fark etmeksizin ulaşılabilir hale geldi. Klinik Psikolog Muhammed Yusuf Babacan, bu sınırsız erişimin bağımlılık sürecini hızlandırdığını belirtiyor.
Canlı bahis siteleri, hızlı sonuç veren yapıları sayesinde beyinde kısa sürede dopamin salınımı yaratıyor. Bu da bireyleri tekrar tekrar oyun oynama davranışına yöneltiyor. Özellikle genç yaş grupları, bu oyunların sunduğu “anlık tatmin” hissine karşı savunmasız kalıyor.
Uzmanlar, sanal kumar bağımlılığına karşı toplumsal bilinçlenmenin artırılması, dijital mecralarda denetimlerin sıkılaştırılması ve erken müdahale mekanizmalarının kurulması gerektiğini vurguluyor. Ailelerin sessiz kalmaması, bireylerin yardım istemekten çekinmemesi bu sürecin kırılma noktaları arasında yer alıyor.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım
Bakmadan Geçme