Petrol Tahmini: 2026'da 50 Doların Altı Görülebilir, Türkiye İçin Fırsat Olabilir

Küresel Petrol Fazlası Rekor Seviyeye Çıkabilir

Goldman Sachs’ın tahminlerine göre, 2025’in son çeyreğinden itibaren petrol arzındaki fazlalık günlük ortalama 1,8 milyon varile ulaşacak. Bu durum 2026 yılının sonuna kadar küresel petrol stoklarında yaklaşık 800 milyon varillik ek bir artışa yol açabilir. Yalnızca OECD ülkelerinde depolanacak petrol miktarının ise 270 milyon varile yükselmesi öngörülüyor. Bu rakam, toplam küresel stokların üçte birine karşılık geliyor. Uzmanlara göre, bu ölçekte bir arz fazlası Brent fiyatlarını aşağı yönlü baskılayacak ve piyasada dengeleri alt üst edecek.

Vadeli İşlemler ve Fiyat Beklentileri

Bankanın değerlendirmesinde, 2025 boyunca Brent petrol fiyatlarının vadeli işlem sözleşmelerine paralel şekilde seyredeceği ifade edildi. Ancak 2026 yılı itibarıyla OECD stoklarının hızla artmasının etkisiyle fiyatların vadeli kontratların da altına inmesi bekleniyor. Bu senaryonun gerçekleşmesi, enerji piyasasında uzun yıllardır görülmeyen düşük fiyat döneminin başlangıcı anlamına gelebilir. Enerji uzmanları, böyle bir düşüşün petrol üreten ülkeler üzerinde olumsuz, petrol ithalatçısı ülkeler üzerinde ise olumlu etkiler yaratacağını belirtiyor.

Türkiye İçin Enerji Fiyatlarında Rahatlama

Türkiye, net petrol ithalatçısı ülkeler arasında yer alıyor. Her ne kadar son yıllarda Karadeniz’de doğal gaz ve farklı bölgelerde petrol keşifleri yapılsa da mevcut üretim, ülkenin ihtiyacını karşılamaktan çok uzak. Bu nedenle enerji açığı büyük oranda ithalatla kapatılıyor. Petrol fiyatlarının düşmesi, Türkiye için ekonomik anlamda önemli bir avantaj sağlayabilir. Enerji ithalat maliyetlerinin azalması, cari açığın düşmesine katkıda bulunurken aynı zamanda sanayiden ulaşıma kadar pek çok alanda maliyetlerin hafiflemesine yol açabilir. Bu da enflasyonun kontrol altına alınmasına ve tüketici fiyatlarının dengelenmesine destek olabilir.

Küresel Piyasalar ve Türkiye’ye Etkisi

Petrol fiyatlarının 50 doların altına gerilemesi, yalnızca enerji ithalatını ucuzlatmakla kalmayacak, aynı zamanda sanayi üretiminde maliyet baskısını da azaltacaktır. Bu durum Türkiye’nin ihracat gücünü artırırken, hane halkının enerji faturalarının da düşmesine katkı sağlayabilir. Ancak uzmanlar, fiyatlardaki bu düşüşün kalıcı olup olmayacağının küresel siyasi gelişmelere ve enerji arz güvenliğine bağlı olacağını vurguluyor. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı ve Orta Doğu’daki jeopolitik riskler, petrol piyasalarının seyrinde kritik bir rol oynamaya devam ediyor.

Goldman Sachs’ın öngörüsü gerçekleşirse, dünya enerji piyasasında yeni bir dönem başlayabilir. Türkiye için bu senaryo, ekonomik dengeler üzerinde olumlu etkiler yaratabilecek tarihi bir fırsat anlamına geliyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım