Paris'in 'Küçük İstanbul'u Dönüşüyor: Türk Sokağı Yeni Bir Kimlik Kazanıyor
Paris'in 10. bölgesinde yer alan ve uzun yıllardır 'Küçük İstanbul' olarak anılan Faubourg Saint-Denis Caddesi, köklü bir değişim sürecinden geçiyor. Eskiden ağırlıklı olarak Türk mutfağı ve işçi lokantalarıyla bilinen cadde, bugün farklı gastronomi kültürlerinin buluşma noktası hâline gelmiş durumda.
Müşteri Profili Değişiyor
Bölgenin eski dönemlerinde caddeye gelen müşterilerin büyük çoğunluğu Türklerden oluşuyordu. Ancak bugün tablo tamamen farklı. Özellikle beyaz yakalı çalışanlar, start-up ofislerinde çalışan gençler ve sosyal medya fenomenleri caddeyi tercih eden yeni müşteri kitlesini oluşturuyor. Hafta içi öğle aralarında iş çıkış yoğunluğu, hafta sonlarında ise sosyal medya paylaşımları için gelen gençlerin ilgisi dikkat çekiyor. Bu değişim, Türk lokantalarının da menülerini çeşitlendirmesine ve modernleşmesine neden oluyor.
Tarihi Mekânların Çekiciliği Devam Ediyor
Her ne kadar yeni konsept restoranlar bölgeye farklı bir hava katmış olsa da Faubourg Saint-Denis’in köklü mekânları hâlâ cazibesini koruyor. Bouillon Julien ve Brasserie Floderer gibi tarihi Fransız brasserieleri, hem klasik Paris mutfağını yaşatıyor hem de tarihi atmosferiyle genç neslin ilgisini çekiyor. Ancak mahallenin yerlileri, son yıllarda açılan bazı popüler konsept mekânların kısa ömürlü olduğunu, bir süre ilgi topladıktan sonra unutulmaya yüz tuttuğunu dile getiriyor.
“Küçük İstanbul” Kimliği Tehdit Altında mı?
Caddedeki dönüşüm, “Küçük İstanbul” kimliğinin kaybolmaya başladığı yönünde yorumlara yol açıyor. Türk mutfağının simge mekânlarından biri olan Derya Restoran’ın sahibi Ulaş Eyüp, bu konuda iyimser bir bakış açısı sunuyor. Eyüp, “Eskiden müşterilerimizin yüzde 90’ı Türk’tü, bugün ise yüzde 90’ı Parisli bobolar. Ama sosyal medya trendleri gelip geçer, modalar değişir; iyi yemek ve kaliteli lezzet her zaman kalıcıdır” diyerek Türk mutfağının bu dönüşümün içinde de varlığını sürdüreceğini ifade ediyor.
Kültürel ve Gastronomik Çeşitliliğin Buluşma Noktası
Bugün Faubourg Saint-Denis, farklı kültürlerin yemek anlayışlarının bir arada yaşadığı bir gastronomi merkezi konumuna gelmiş durumda. Türk mutfağı, Fransız brasserie geleneği, Uzak Doğu tatları ve Amerikan usulü hızlı tüketim seçenekleri aynı cadde üzerinde buluşuyor. Bu değişim, Paris’in kozmopolit yapısını yansıtan önemli bir örnek olarak öne çıkıyor. Ancak bu dönüşümün, “Küçük İstanbul” kimliğini ne ölçüde koruyacağı önümüzdeki yıllarda daha net ortaya çıkacak.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım
Bakmadan Geçme