New York Borsası Günü Düşüşle Kapadı

New York borsasında haftanın son işlem gününde satış baskısı etkisini artırarak endekslerin günü düşüşle tamamlamasına neden oldu. Küresel piyasalarda belirsizlik sürerken, özellikle ABD’de faiz politikalarına yönelik tartışmalar yatırımcıların risk iştahını sınırladı. Dow Jones endeksi yüzde 0,51 gerileyerek 48.458,05 puana indi. S&P 500 endeksi gün boyunca zayıf bir seyir izledi ve yüzde 1,07’lik düşüşle 6.827,41 puanda kapandı. Teknoloji hisselerinin ağırlıkta olduğu Nasdaq endeksi ise satışların en sert hissedildiği alanlardan biri oldu ve yüzde 1,69 değer kaybederek 23.195,17 puana geriledi. Tüm bu hareketlilik, yatırımcıların özellikle teknoloji sektöründen uzaklaşıp daha defansif gördükleri sektörlere yönelmeye başladığını ortaya koydu.

Teknoloji Şirketlerinde Değer Kaybı Dikkat Çekti

Hafta boyunca bilanço açıklamaları ile gündeme gelen teknoloji devleri, piyasadaki olumsuz tabloyu daha da belirgin hale getirdi. Oracle’ın beklentilerin altında kalan gelir performansı, şirket hisselerinde dün yaşanan yüzde 11’lik kaybı bugün de devam ettirdi ve hisseler yüzde 4,5 daha geriledi. Analistler, Oracle’ın sonuçlarının özellikle yapay zeka yatırımlarının kısa vadede gelir yaratma potansiyeline ilişkin soru işaretlerini artırdığını vurguladı. Broadcom da güçlü kar ve gelir raporuna rağmen yüzde 11,5 değer kaybederek teknoloji hisselerinde oluşan tedirginliği destekledi. Nvidia, Amazon, Meta, Alphabet ve Microsoft gibi sektör devlerinde de çeşitli oranlarda düşüşler kaydedildi. Piyasalarda oluşan bu tablo, yatırımcıların teknoloji segmentinden uzaklaşıp finans ve sigorta gibi daha istikrarlı gelir akışına sahip sektörlere yöneldiğini gösterdi.

Fed Yetkililerinin Açıklamaları Piyasalarda Baskı Yarattı

ABD Merkez Bankası’nın son toplantılarında alınan kararlar ve yetkililerin yaptığı değerlendirmeler, piyasaların gündemindeki yerini korudu. Kansas City Fed Başkanı Jeffrey Schmid, politika faizinin 25 baz puan indirilmesi kararına karşı çıktığını hatırlatarak enflasyonun halen yüksek olduğunu ve ekonominin güçlü görünümünü koruduğunu dile getirdi. Schmid, mevcut para politikası duruşunun yalnızca sınırlı ölçüde kısıtlayıcı olduğuna dikkat çekerek faizin sabit tutulması gerektiğini savundu. Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee ise daha önce indirim yönünde oy kullanmış olsa da enflasyon konusunda daha net veriler elde edilmeden yeni indirimlere sıcak bakmadığını belirtti. Fed üyelerinin bu açıklamaları, piyasalarda faiz indirimlerinin hızlanmayacağı yönündeki beklentilerin güçlenmesine yol açtı. Bu durum da özellikle riskli varlıklarda satışların artmasına neden oldu.

Ekonomik Görünüm Üzerine Farklı Fed Yorumları

Fed içindeki görüş ayrılıkları dikkat çekerken, diğer üyelerden gelen açıklamalar da borsadaki hareketliliğin şekillenmesinde etkili oldu. Philadelphia Fed Başkanı Anna Paulson, enflasyondan ziyade iş gücü piyasasının durumunu daha kaygı verici bulduğunu ifade etti. Cleveland Fed Başkanı Beth Hammack ise iş gücü piyasasında beklenen soğumanın kademeli şekilde sürdüğünü ancak buna rağmen enflasyonun hedeflenen seviyelerin üzerinde kalmaya devam ettiğini vurguladı. Bu değerlendirmeler, Fed’in önümüzdeki toplantılarında atacağı adımların netleşmesi için daha fazla veri beklediğini ortaya koydu. Ekonomik göstergelerdeki belirsizlik, piyasaların haftayı dalgalı ve baskı altında tamamlamasına neden oldu.

Washington’dan Fed Başkanlığına İlişkin Dikkat Çeken Mesajlar

ABD Başkanı Donald Trump’ın Fed’in yeni başkanına ilişkin yaptığı açıklamalar da piyasalarda yakından takip edildi. Trump, adaylar arasında Beyaz Saray Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Kevin Hassett ile eski Fed Yönetim Kurulu üyesi Kevin Warsh’ın öne çıktığını dile getirdi. Yeni başkanın faiz kararlarında kendisiyle istişare etmesi gerektiğini söyleyen Trump, politika faizinin gelecek yıl yüzde 1 veya daha altına inmesini istediğini belirtti. Bu değerlendirme piyasalarda yeni bir tartışma başlattı ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığına yönelik yorumları da beraberinde getirdi.