- Haberler
- Güncel
- Müsilaj Balıkların Üreme Sistemine Zarar Vermiyor, Ancak Deniz Tabanında Tahribat Bırakıyor
Müsilaj Balıkların Üreme Sistemine Zarar Vermiyor, Ancak Deniz Tabanında Tahribat Bırakıyor
Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı'nda 1 Eylül itibarıyla av yasağının sona ermesinin ardından bölgede yeniden müsilaj belirtileri gözlemlendi. Deniz yüzeyinde yer yer beliren beyaz tabaka, özellikle Marmara'nın güney kesimleri ile Çanakkale Boğazı girişinde dikkat çekti.
Balıklar Üreme Dönemlerini Normal Şekilde Geçirdi
Doç. Dr. Burak Daban’ın yürüttüğü araştırma, müsilajın balıkların üreme sistemine doğrudan bir zarar vermediğini ortaya koydu. 2021’de Marmara Denizi’nde yoğun şekilde gözlemlenen müsilaj sonrası yapılan analizlerde, balık türlerinin yumurta ve larva dönemlerini zamanında ve olması gereken miktarda geçirdikleri tespit edildi.
Daban, çalışmaları sırasında iki önemli yöntem kullandıklarını belirtti. İlk olarak müsilajın etkili olduğu dönemin ardından deniz ekosistemindeki balık yumurtası ve larvalarının bolluğu ile tür çeşitliliğini incelediklerini söyledi. İkinci olarak ise kıyı bölgelerinde bulunan yavru balık popülasyonlarının büyüme oranlarını ve biyoçeşitliliğini ölçtüklerini ifade etti.
Bu araştırmalar sonucunda türlerin yumurtlama dönemlerinde müsilajdan olumsuz etkilenmedikleri, yavru balık haline geldikten sonra da stoklara sağlıklı bir şekilde katılabildikleri belirlendi. Büyüme oranlarında belirgin bir düşüş gözlenmedi ve geriye dönük yaş analizleri, yavruların müsilajın en yoğun olduğu dönemde bile gelişimlerini sürdürebildiklerini ortaya koydu.
Dip Ekosistemleri Müsilajdan Ağır Hasar Gördü
Balıkların üreme sistemi üzerinde doğrudan bir etki tespit edilmemiş olsa da müsilajın deniz tabanındaki ekosistemlere ciddi zararlar verdiği belirlendi. Daban’ın açıklamalarına göre, Marmara Denizi’nin dibinde yer alan mercan resifleri, midye, pina ve alg toplulukları müsilajdan olumsuz etkilendi.
Bu canlılar, sabit bir yaşam alanına sahip oldukları için müsilajın oluşturduğu tabaka altında oksijensiz kalarak büyük zarar gördü. Özellikle mercan resifleri ve deniz çayırları gibi ekosistemin temel yapı taşlarını oluşturan habitatların zarar görmesi, deniz canlılarının yaşam döngüsünü dolaylı yoldan etkiliyor. Bu durum, uzun vadede balık popülasyonları üzerinde de ekolojik baskı yaratma potansiyeline sahip.
Balıkçılık Faaliyetleri de Müsilajdan Etkilendi
Müsilajın etkilediği bir diğer alan ise balıkçılık sektörünün kendisi oldu. Daban’ın aktardığı bilgilere göre, yoğun müsilaj döneminde balıkçı ağları, teknelerin mekanik sistemleri ve av araçları ciddi zarar gördü. Yapışkan yapısı nedeniyle ağların verimini düşüren müsilaj, balıkçıların operasyonlarını zorlaştırdı ve ekonomik kayıplara yol açtı.
Ayrıca balıkçıların ağlarına dolan müsilaj, av kalitesini de olumsuz etkileyerek hem iç pazarda hem de ihracatta sorunlar yarattı. Müsilajın özellikle küçük ölçekli balıkçılar için ek bir maliyet unsuru haline geldiği belirtiliyor. Bu durum, ekosistem üzerindeki etkilerin yanı sıra ekonomik olarak da bölgedeki balıkçılık faaliyetlerini zor durumda bıraktı.
Bilim İnsanları Ekosistemin Yakından İzlenmesi Gerektiğini Vurguluyor
ÇOMÜ Deniz Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Burak Daban, müsilajın doğrudan balıkların üreme sistemine zarar vermemesinin sevindirici bir gelişme olduğunu belirtti. Ancak deniz tabanındaki habitatlarda yaşanan tahribatın, deniz ekosisteminin genel dengesini uzun vadede etkileyebileceği konusunda uyarıda bulundu.
Müsilajın yeniden görülmeye başlandığı Marmara Denizi’nde, hem ekolojik hem de ekonomik etkilerin azaltılabilmesi için bilimsel gözlemlerin ve temizleme çalışmalarının kesintisiz devam etmesi gerektiği ifade ediliyor. Deniz suyundaki sıcaklık artışları, kirlilik ve durağan koşulların birleşimiyle oluşan bu olgunun, önümüzdeki yıllarda tekrar etmemesi için uzun vadeli çevresel politikaların uygulanması gerektiği vurgulanıyor.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım
Bakmadan Geçme