banner13

Marasalı’dan çelişkili “Sultansuyu” açıklaması!

Saadet Partisi Malatya İl Başkanı Osman Marasalı, basınla buluşmasında Sultansuyu Tarım İşletmesi’nin özelleştirilmesine yönelik soruya çelişkili bir yanıt verdi. Marasalı, ilk etapta Sultansuyu Harası’nın üretime dönük olarak çalıştırılmasından yana olduklarını ifade etti. Daha sonra "ihaleler şeffaf yapılırsa verilmesinden yanayız" dedi. Ayrıca, “Türkiye’de Tank Palet Fabrikası, Şeker Fabrikası kısaca her şey gittikten sonra tarımın elimizde kalmasının bir faydası olacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

ERTV Haber Merkezi
ERTV Haber Merkezi
25 Mart 2021 Perşembe 19:42
Marasalı’dan çelişkili “Sultansuyu” açıklaması!

Saadet Partisi Malatya İl Başkanı Osman Marasalı, basınla buluşmasında Sultansuyu Tarım İşletmesi’nin özelleştirilmesine yönelik soruya çelişkili bir yanıt verdi. Marasalı, ilk etapta Sultansuyu Harası’nın üretime dönük olarak çalıştırılmasından yana olduklarını ifade etti. Daha sonra "ihaleler şeffaf yapılırsa verilmesinden yanayız" dedi. Ayrıca, “Türkiye’de Tank Palet Fabrikası, Şeker Fabrikası kısaca her şey gittikten sonra tarımın elimizde kalmasının bir faydası olacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

5 Mart’ta gerçekleştirilen kongre ile yeniden Saadet Parti Malatya İl Başkanlığı görevine getirilen Osman Cemali Marası, Malatya basını ile bir araya gelerek gündemi değerlendirdi.

“ÜRETİME DÖNÜK ÇALIŞTIRILSIN AMA İHALE ŞEFFAF YAPILIRSA VERİLSİN”
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Marasalı, Sultansuyu Tarım İşletmesi’nin özelleştirilmesine yönelik soruya verdiği yanıtla şaşırttı. İlk etapta Sultansuyu Harası’nın üretime dönük olarak çalıştırılmasından yana olduklarını ifade eden Marasalı, daha sonra “ihaleler şeffaf yapılırsa verilmesinden yanayız” diyerek şu cümleleri kurdu; “Sultansuyu Harası'nın üretime dönük olarak çalıştırılmasından yanayız. Türkiye’de bir metre kare toprağın bile boş bırakılmamasını istiyoruz. Ama bu yapılırken de hak hukuk çerçevesinde ihalesi yapılır, ihale sonucunda en yüksek teklifi veren kimse oraya verilir. Dolayısıyla ihaleler şeffaf değil. Tüm ihalelerin ihale öncesinde belirlendiği algısı var halkta. İhale şeffaf yapılırsa, en yüksek teklifi veren ortaya çıkarsa ya da bu teklif vatandaşın vicdanında karşılık bulursa verilmesinden yanayız. Devletin zarar ettiğini iddia ettiği her kurum Refah Yol hükümeti döneminde kar açıklamıştır. Demek ki at sahibine göre kişner. Siz bir kişi ile yapılacak işi 5 kişiyle yaparsanız iktidara gelirken de iş bitiminde kendi adamlarınızla oraya doldurursanız, ihaleleri yandaşlara verirseniz, işi bilmeyen yöneticileri sırf kendinizden olduğu için yönetime getirirsiniz bunun kaçınılmaz bir sonucu vardır. O da zarar. Türkiye'de Tank Palet Fabrikası gitmiş, Şeker Fabrikası gitmiş, bankaları özelleştirilmiş, bütün her şey bittikten sonra tarımının bizim elimizde kalmasının bize pek bir faydası olacağını zannetmiyorum. Akçadağlı vatandaşlarımız ona itiraz ediyorlardır. Akçadağ halkı ihaleye girip kendisi de alabilir.” ifadelerini kullandı.

“BANA SERBEST SİZE YASAK DEMENİN GÖSTERGESİ”
Salgın nedeni ile birçok işyerinin kapatıldığını anımsatan Marasalı, AK Parti’nin Ankara Arena Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 7. Olağan Büyük Kongresi’ndeki kalabalığı eleştirerek, “İstediğim yasayı bir kararname ile kaldırırım, bir kararname ile geri getiririmin en güzel tezahürü. Lokantalar kapalı olacak, esnaf kapalı olacak, vatandaş evinde tıkılı kalacak ama ben kongre yapacağım zaman bir gün öncesinde otobüslerin bir koltuk boş bırakılarak taşımacılık yapması kaldırılacak. Akabinde hınca hınç yada kendilerinin ifadesiyle lebe lep salonlar doldurulacak. Bu ‘bana serbest size yasak’, ‘ben sizden üstünüm’ demenin en güzel göstergesidir” ifadelerini kaydetti.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN TERK EDİLMESİ ÇOKTA BİŞEY İFADE ETMİYOR”
İstanbul sözleşmesinin iptal edilmesinin yine gündem değiştirmeye yönelik bir operasyon olduğunu ifade eden Marasalı, “Taraf olanlar neye taraf olduklarının bilmiyor, taraf olmayanlar neye taraf olmadıklarını bilmiyorlar” diyerek şu ifadeleri kaydetti; “İstanbul sözleşmesi Türkiye'de tam olarak tartışılmadı, iktidarda bunun tartışılmasını istemedi. Sadece üstün körü, taraf olanlar, taraf olmayanlar. Taraf olanlar neye taraf olduklarını bilmiyor, taraf olmayanlar neye taraf olmadıklarını bilmiyorlar. İstanbul sözleşmesinde mahkemeler erkeği her daim haksız, kadının haklı bulsun demiyordur. Ama 6284 sayılı yasa ile 2 taraf mahkemeye gittiğinde kadının beyanı esas alındığı için en büyük sıkıntı burada çıkıyordu. Bu yasa dururken İstanbul sözleşmesinin terk edilmesi yada terk edilmemesi çokta fazla bir şeyi ifade etmeyecektir. Bütün kötülüklerin, bütün kadın cinayetlerinin İstanbul Szöleşmesine atfedilmesi de yanlıştır. Kadın zayıftır. Kadının yada çocuğun zayıflığının karşısında, ben istediğim zulmü yaparım diyen erkek, hakkı değil, kuvveti üstün tutan bir anlayışın sonucudur. Bu geleneklerimizden yada dünyadaki erkek algısından da kaynaklanabilir. Bu anlayışı terk etmeden, ret etmeden kadın cinayetlerinin, kadına, çocuğa zulmün ya da aile facialarının son bulması mümkün değildir ”

ERTV HABER MERKEZİ

Son Güncelleme: 25.03.2021 21:19
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.