Kulaklık ve Yüksek Ses İşitme Sağlığını Tehdit Ediyor
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Ahmet Adnan Cırık, işitme kaybının yalnızca ileri yaşlarda değil, yaşamın her döneminde görülebileceğine dikkat çekti.
Yüksek Sesli Ortamlar Kalıcı Hasar Bırakıyor
Dr. Cırık, yüksek sesli müzik dinleme alışkanlığı ve uzun süreli kulaklık kullanımının işitme sağlığı üzerinde kalıcı hasarlar bırakabileceği konusunda uyardı. Ses şiddeti ve maruz kalma süresinin, işitme kaybının oluşumunda belirleyici faktörlerden olduğunu vurgulayan uzman, “Yüksek sese maruz kalmak etkisini hemen göstermeyebilir. Ancak yıllar sonra geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir. Bu yüzden ‘şu anda bir sorun yok’ düşüncesi sonradan büyük pişmanlıklara neden olabilir” ifadelerini kullandı.
Gürültülü ortamlarda uzun süre kalmanın veya yüksek sesle müzik dinlemenin, iç kulaktaki hassas tüy hücrelerine zarar verdiği biliniyor. Bu hücrelerin yenilenmemesi ise işitme kaybının kalıcı hale gelmesine neden oluyor. Kulaklık kullanımında da ses seviyesinin uzun süre yüksek tutulması benzer bir risk oluşturuyor.
İşitme Kaybı Her Yaşta Görülebiliyor
İşitme kaybı yalnızca yaşlı bireylerde değil, çocuklar ve genç yetişkinlerde de sık karşılaşılan bir sağlık sorunu. Dr. Cırık, Türkiye’de Ulusal Yenidoğan İşitme Tarama Programı’nın bu alandaki en önemli adımlardan biri olduğunu belirtti. Yenidoğan döneminde yapılan testler sayesinde doğuştan işitme kayıpları erkenden tespit edilerek gerekli cihazlandırma ve tedavi süreçleri başlatılıyor.
Bu sayede çocukların dil gelişimi, konuşma becerileri ve sosyal uyumları destekleniyor. Tarama programlarının yaygınlaştırılması ve ailelerin bilinçlendirilmesi, erken tanının etkinliğini artırıyor. Uzmanlara göre, hiçbir bebeğin bu programların dışında kalmaması gerekiyor.
Tedaviyle Yaşam Kalitesi Artabiliyor
Dr. Cırık, erken teşhis ve doğru tedavi yöntemlerinin hastaların yaşam kalitesini büyük ölçüde yükselttiğini belirtti. Örnek olarak verdiği vakalarda hem çocuklarda hem de yetişkinlerde önemli ilerlemeler kaydedildi.
Doğuştan işitme kaybı yaşayan Yusuf Tetik, doğum sonrası yapılan değerlendirmede total kayıp tanısı aldı. Erken yaşta uygulanan işitme cihazı ve koklear implant sayesinde Yusuf’un konuşma ve sosyal becerileri yaşıtlarıyla aynı seviyeye geldi.
Bir diğer örnekte, 66 yaşındaki Sabri Şakar’da sonradan gelişen işitme kaybı tespit edildi. Uygulanan tedavi ve cihaz desteğiyle işitme yetisi büyük ölçüde geri kazandırıldı. Şakar, “Duymamak insanın hayatındaki en büyük eksikliklerden biri. Şimdi sol kulağımdan daha iyi duyuyorum” sözleriyle yaşadığı farkı anlattı.
Çocuklarda Erken Müdahale Geleceği Değiştiriyor
Dr. Cırık, çocuklarda erken teşhisin sosyal ve bilişsel gelişim açısından büyük önem taşıdığını özellikle vurguladı. Yenidoğan işitme taramalarının zamanında yapılması, çocukların erken yaşta uygun cihazlarla desteklenmesi ve rehabilitasyon süreçlerine dahil edilmesi, ilerleyen yıllarda yaşıtlarından geri kalmamalarını sağlıyor.
Yusuf’un annesi Bahar Tetik de erken teşhisin önemine dikkat çekerek “Erken tanı sayesinde oğlum konuşabiliyor, arkadaşlarıyla iletişim kurabiliyor ve yaşıtlarıyla aynı şekilde gelişim gösteriyor” dedi. Uzmanlar, ailelerin çocuklarının işitme sağlığı konusunda bilinçli olmaları ve düzenli kontrolleri aksatmamaları gerektiğini belirtiyor.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım
Bakmadan Geçme