Kulaklık Tehlikesi: Trafikte Sessiz Tehdit Her Geçen Gün Büyüyor

Gürültü Önleyici Özellik En Büyük Tehlike

Yeni nesil kulaklıkların sunduğu “aktif gürültü engelleme” teknolojisi, dış ortam seslerini büyük oranda bastırıyor. Bu özellik, toplu taşıma araçlarında veya kalabalık alanlarda konfor sağlarken, trafikte ciddi bir tehlikeye dönüşebiliyor. Uzmanlara göre, bu tür kulaklıklarla müzik dinleyen ya da telefon görüşmesi yapan kişiler, yaklaşan araçların, tramvayların veya uyarı kornalarının sesini fark edemiyor.

Psikolog ve trafik güvenliği uzmanı Dr. Levent Yalçın, “Gürültü önleyici kulaklıklar, beynin çevresel tehlikeleri algılama kapasitesini azaltıyor. Bu durum, sürücülerle yaya arasındaki görsel ve işitsel iletişimi kesiyor. Yani kişi, aslında kendini farkında olmadan bir tehlikenin içine bırakıyor.” açıklamasında bulundu.

Dikkat Dağınıklığı Kazalara Davetiye Çıkarıyor

Trafikte kulaklıkla konuşmak veya müzik dinlemek, sadece sesleri bastırmakla kalmıyor; aynı zamanda kişinin odak noktasını da değiştiriyor. Telefon görüşmesi yapan veya yüksek sesle müzik dinleyen bireylerin dikkati, etraftaki hareket ve tehlikelere karşı ciddi şekilde azalıyor.

Trafik eğitmeni Ali Sezgin’e göre, “Yayaların büyük bir kısmı, kulaklık taktıkları sırada kendilerini güvende sanıyor. Ancak beyin o anda sesli bir iletişim kurduğu için çevreye dair refleksler zayıflıyor. Bu da yayaların araçların geliş yönünü veya hızını fark edememesine yol açıyor.”

Özellikle metropol şehirlerde yayaların büyük bir kısmının sabah işe giderken ya da akşam eve dönerken müzik dinlemesi, riskin boyutunu artırıyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerde son yıllarda yaşanan kazaların bir kısmının “kulaklık kaynaklı dikkatsizlik” nedeniyle meydana geldiği biliniyor.

Uzmanlardan Hayati Öneriler

Trafikte kulaklık kullanımı tamamen yasak olmasa da, uzmanlar bazı önlemlerle bu riski azaltmanın mümkün olduğunu belirtiyor. Öncelikle dış mekânda yürürken veya bisiklet kullanırken tek kulakla müzik dinlemek ya da sesi düşük seviyede tutmak tavsiye ediliyor. Böylece kişi hem müziğini dinleyebiliyor hem de çevredeki sesleri algılamaya devam edebiliyor.

Kablosuz kulaklık kullanıcıları içinse “şeffaf mod” veya “çevresel ses modu” büyük önem taşıyor. Bu özellik aktif edildiğinde dış ortam sesleri de kulaklıktan duyulabiliyor, böylece olası tehlikelere karşı refleks süresi kısalıyor.

Dr. Yalçın, “Kulaklıkla yürümek yerine, özellikle yoğun trafik alanlarında çevreyle görsel temas kurmak ve olası tehlikelere karşı tetikte olmak gerekiyor. Çünkü saniyeler içinde gelişen bir dikkatsizlik, geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabilir.” ifadelerini kullandı.

Kulaklık Kullanımı Kulak Sağlığını da Tehdit Ediyor

Trafikteki risklerin yanı sıra, yüksek sesle kulaklık kullanımı kulak sağlığı açısından da büyük tehlike oluşturuyor. Ses düzeyinin uzun süre yüksek kalması, iç kulaktaki sinir hücrelerini tahrip ediyor ve kalıcı işitme kaybına neden olabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü, günde 1 saatten fazla 85 desibel üzerindeki sesle müzik dinlemenin ciddi bir işitme riski yarattığını belirtiyor.

Kulak, dışarıdan gelen seslere uyum sağlamakta zorlandığı için yüksek seste uzun süreli kullanım sonrası geçici işitme bozuklukları ve kulak çınlaması gibi rahatsızlıklar da sık görülüyor. Bu nedenle uzmanlar, ses seviyesinin yüzde 60’ı aşmaması ve kulaklık kullanımının belirli aralıklarla sınırlandırılması gerektiğini vurguluyor.

Trafikte yaşanan son olay, kulaklık kullanımının sadece bir alışkanlık değil, aynı zamanda güvenlik açısından ciddi bir risk faktörü olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Gelişen teknolojiyle birlikte ses kalitesi artarken, farkındalığın da aynı oranda yükselmesi gerektiği belirtiliyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım