Karadeniz Ve Akdeniz'de Aynı Akşam Meydana Gelen İki Deprem Dikkatleri Bölgeye Çevirdi

Karadeniz’de akşam saatlerinde hissedilen deprem, bölgedeki hareketliliği yeniden gündeme taşıdı. AFAD tarafından paylaşılan bilgilere göre, deniz açıklarında gerçekleşen sarsıntı saat 20.13’te kaydedildi ve büyüklüğü 4,1 olarak ölçüldü. Depremin merkez üssünün kıyı yerleşimlerine oldukça uzak bir noktada bulunduğu açıklandı. 

Yapılan değerlendirmelerde, yerin yaklaşık 6,7 kilometre altından gelen bu hareketliliğin kıyı hattında hissedilme şiddetinin düşük olduğu ifade edildi. Uzmanlar, Karadeniz’in zaman zaman benzer büyüklüklerde depremler üretebildiğini hatırlatarak bölgedeki sismik aktivitenin periyodik olarak izlendiğini belirtiyor. Bu sarsıntının ardından vatandaşların herhangi bir tedirginlik yaşamadığı, ancak yine de bölgenin yakından takip edildiği aktarılıyor.

Akdeniz’de Kısa Süre Sonra Kaydedilen İkinci Deprem

Karadeniz’deki sarsıntının üzerinden yalnızca birkaç dakika geçtikten sonra Akdeniz’de de benzer bir hareketlilik yaşandı. Saat 20.20’de kaydedilen bu deprem, 4,2 büyüklüğünde ölçüldü. Merkez üssünün deniz açıklarında olması nedeniyle yerleşim bölgelerinde belirgin bir hissedilme yaşanmadı. Depremin yaklaşık 9 kilometre derinlikte meydana geldiği bildirildi. Akdeniz havzası, yapısı gereği sık sık düşük ve orta şiddetli depremlerle gündeme geldiği için uzmanlar bu tür hareketlilikleri olağan olarak değerlendiriyor. Yine de iki depremin kısa aralıklarla kaydedilmesi, bölgedeki jeolojik hareketliliğin bir süre daha izlenmesini gerekli kılıyor.

Bölgelerdeki Sismik Hareketliliğin Değerlendirilmesi

Depremlerin aynı akşam içerisinde ve sadece 7 dakikalık bir farkla meydana gelmesi, dikkatleri hem Karadeniz hem de Akdeniz havzalarına çevirdi. AFAD ekiplerinin her iki bölgedeki verileri anlık olarak analiz ettiği, olası artçı hareketliliklere karşı takip çalışmalarını sürdürdüğü aktarıldı. Sismologlara göre bu iki depremin birbirini tetiklediğine dair bir bulgu bulunmuyor. Fakat Türkiye’nin farklı bölgelerinde eş zamanlı hareketlilik yaşanması, ülkedeki aktif fay hatlarının geniş bir coğrafyaya yayılmış olmasının doğal sonucu olarak değerlendiriliyor. Denizde meydana gelen bu depremler, yerleşim alanlarına uzaklıkları sayesinde herhangi bir hasara yol açmadı.

AFAD’ın İzleme Çalışmaları Ve Bölgeden Gelen İlk Bilgiler

AFAD tarafından yapılan incelemelerde, her iki depremin ardından bölgelerden herhangi bir olumsuz ihbar gelmediği bildirildi. Sahil yerleşimlerine uzak noktalarda gerçekleşen sarsıntılar nedeniyle, can veya mal kaybına yönelik bir durum yaşanmadı. AFAD’ın bölgelerdeki hareketliliği anlık verilerle takip etmeye devam ettiği, gerektiğinde bölge halkına bilgilendirme yapacağı ifade edildi. Uzman ekipler, deniz içi depremlerin ülke genelinde yaygın olarak görüldüğünü ve bu tür sarsıntıların genellikle düşük risk oluşturduğunu belirtiyor. Ancak yine de hassas cihazlarla yapılan ölçümlerin sürdürüldüğü, özellikle Akdeniz açıklarındaki hareketliliğin dikkatle analiz edildiği kaydediliyor.

Uzmanların Depremlere İlişkin Görüşleri

Her iki depremin de kıyıdan uzak bölgelerde meydana gelmesi, sarsıntıların hissedilme seviyesini düşük tuttu. Buna rağmen uzmanlar, deniz içi depremlerin de yakından izlenmesi gerektiğini vurguluyor. Türkiye’nin deprem kuşağı üzerinde bulunması nedeniyle, farklı bölgelerde aynı gün içinde birden fazla sarsıntının yaşanabileceğine dikkat çekiliyor. Bu kapsamda, uzmanlar vatandaşların resmi kurumlar tarafından yapılan bilgilendirmeleri takip etmesinin önemine işaret ediyor. AFAD’ın düzenli olarak yayınladığı verilerin hem bilimsel çalışmalar hem de kamu güvenliği açısından kritik bir kaynak olduğu belirtiliyor.