İngiltere'de Kefir Üzerine Yapılan Araştırma Sağlık Dünyasında Dikkat Çekti

Kefir ve Lif Karışımı Bağışıklığı Güçlendiriyor

Journal of Translational Medicine dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, doğal olarak fermente edilmiş kefir ile çeşitli lif kaynaklarını bir araya getiren karışım, vücutta güçlü bir iltihap önleyici (anti-inflamatuar) etki oluşturuyor. Uzmanlar, bu karışımı “sinbiyotik” olarak adlandırıyor; çünkü hem faydalı bakteriler (probiyotikler) hem de bu bakterilerin gelişimini destekleyen lifler (prebiyotikler) bir arada bulunuyor.

Araştırmada kullanılan sinbiyotik takviyenin içeriğinde, keçi sütünden geleneksel yöntemlerle üretilen kefir ve farklı bitkisel lif kaynakları yer aldı. Bu kombinasyon, bağırsak florasındaki yararlı bakterilerin beslenmesini sağlayarak onların çoğalmasına yardımcı oldu. Böylece vücutta bağışıklık sistemini destekleyen ve iltihabı azaltan biyolojik maddelerin üretimi hızlandı.

6 Haftalık Deneyde Belirgin Sonuçlar Elde Edildi

Çalışma, sağlıklı yetişkin gönüllüler üzerinde 6 hafta boyunca sürdürüldü. Bu süre zarfında katılımcılara üç farklı takviye verildi: kefir ve prebiyotik lif karışımı, yalnızca prebiyotik lif ve yalnızca omega-3 takviyesi.

Araştırma sonunda, kefir ve lif karışımını alan grupta, iltihapla ilişkili proteinlerin seviyesinde ciddi bir azalma tespit edildi. Katılımcıların bağışıklık sisteminde denge sağlandığı, vücut direncinin arttığı ve kronik inflamasyonla bağlantılı rahatsızlık riskinin azaldığı gözlemlendi.

Nottingham Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Amrita Vijay, çalışmanın sonuçları hakkında yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Her üç takviye de iltihap seviyelerini düşürdü ancak kefir ve lif karışımı, en kapsamlı ve kalıcı etkiyi gösterdi. Bu sonuç, faydalı mikroorganizmaların ve liflerin birlikte kullanılmasının bağışıklık sistemi üzerinde sinerjik bir etki yarattığını açıkça gösteriyor.”

Kefirin İçeriği ve Faydaları Bilimsel Olarak Doğrulandı

Kefir, yüzyıllardır özellikle Orta Asya ve Kafkasya bölgelerinde tüketilen fermente bir süt ürünü olarak biliniyor. İçeriğinde bulunan laktik asit bakterileri ve mayalar, sindirimi kolaylaştırıyor, bağışıklığı güçlendiriyor ve bağırsak sağlığını destekliyor.

Bu yeni araştırma, kefirin yalnız başına değil, prebiyotik liflerle birleştiğinde çok daha güçlü bir etki gösterdiğini ortaya koydu. Lifler, probiyotik bakterilerin enerji kaynağı olarak kullanılıyor ve onların bağırsak ortamında daha uzun süre canlı kalmasına olanak tanıyor. Bu da bağırsak duvarını güçlendiriyor ve zararlı mikropların çoğalmasını engelliyor.

Bilim insanları, özellikle modern yaşam tarzı nedeniyle bağırsak mikrobiyotasının dengesinin bozulduğuna dikkat çekiyor. Bu tür sinbiyotik takviyelerin, bağırsak florasını yeniden dengelemeye yardımcı olarak hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı olumlu yönde etkileyebileceği ifade ediliyor.

Yeni Araştırma Aşamaları Yolda

Nottingham Üniversitesi ekibi, bu çalışmanın ardından bir sonraki aşamada kronik hastalıklara sahip bireylerde aynı karışımın etkilerini incelemeyi planlıyor. Özellikle tip 2 diyabet, obezite ve romatoid artrit gibi kronik inflamasyonla ilişkili hastalıkların tedavisinde bu tür sinbiyotik desteklerin faydalı olup olmayacağı araştırılacak.

Bilim insanları, söz konusu karışımın sadece bağışıklık sistemini değil, aynı zamanda metabolik dengeyi, insülin hassasiyetini ve enerji metabolizmasını da olumlu yönde etkileyebileceğini düşünüyor.

Bu bulgular, kefirin artık sadece geleneksel bir içecek değil, aynı zamanda modern tıpta fonksiyonel bir besin takviyesi olarak değerlendirilebileceğini ortaya koyuyor. Uzmanlar, ilerleyen dönemde bu tür doğal karışımların ilaç endüstrisinde de önemli bir yer edinebileceğini belirtiyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım