Hayal Edilen Tatil Gerçek Olmuyor: Her 10 Kişiden 7'si Uygun Fiyat Bulamıyor

Enflasyonun Tatil Üzerindeki Yıkıcı Etkisi

Tüketici Birliği Federasyonu Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu Başkanı Yunus Emre Bitmez’in açıklamalarına göre, tüketiciler yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanmış durumda. Elektrik, gıda, kira ve ulaşım gibi harcamaların yüksekliği, dinlenme ve tatil gibi sosyal ihtiyaçları ikinci plana atıyor. Bitmez, bu durumu bir hak ihlali olarak nitelendiriyor. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 50. maddesi, çalışanların dinlenme hakkına sahip olduğunu açıkça belirtiyor. Ancak gelinen noktada milyonlarca vatandaş, anayasal bir hak olan tatil yapma imkanından mahrum kalıyor.

Yüksek Tatil Maliyetleri, Orta Gelirliyi Zorluyor

Tatil yapmak isteyenler için ulaşım, konaklama, yeme-içme gibi kalemler neredeyse lüks harcama statüsüne yükselmiş durumda. Orta gelir grubundaki bireyler, artan fiyatlar nedeniyle artık kısa süreli bir seyahati bile planlamakta zorlanıyor. Sahil kentlerindeki otellerde gecelik fiyatlar 3-4 bin TL'ye kadar çıkarken, bütçeye uygun tatil seçenekleri neredeyse tükenmiş durumda. Bu durum sadece gelir seviyesi düşük olanları değil, geçmişte rahatlıkla tatil yapabilen kesimleri de etkiliyor. Aileler, çocuklarıyla birlikte birkaç günlük tatili planlayamaz hale geldi.

Sosyal Denge Bozuluyor, Psikolojik Yük Artıyor

Tatil yapamayan bireylerin yalnızca ekonomik değil, psikolojik açıdan da olumsuz etkilendiği ifade ediliyor. Uzmanlara göre, düzenli tatil yapamayan bireylerde stres düzeyi artıyor, motivasyon düşüyor ve genel yaşam kalitesi olumsuz etkileniyor. Çalışma hayatında verimliliği artıran unsurlardan biri olan dinlenme hakkının bu kadar kısıtlanmış olması, toplum sağlığı açısından da risk teşkil ediyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan bireylerin kaçış alanı olan tatillerin ulaşılmaz hale gelmesi, sosyal dengesizlikleri de daha görünür kılıyor.

Anayasal Haklar ve Sosyal Devlet Sorumluluğu Tartışılıyor

Tatilin sadece bir lüks değil, anayasal bir hak olduğunun altını çizen sivil toplum kuruluşları, devletin bu konuda daha fazla destek sunması gerektiğini vurguluyor. Toplumun geniş kesimlerinin bu haktan faydalanamıyor olması, sosyal devlet ilkesine de ters düşüyor. Uzmanlar, düşük gelirli bireylerin de tatil yapabilmesi için kamu destekli kamp alanları, belediye otelleri ve sosyal tesisler gibi seçeneklerin artırılması gerektiğini ifade ediyor. Aksi takdirde bu tablo, yalnızca ekonomik eşitsizliği değil, sosyal huzursuzlukları da beraberinde getirebilir.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım