Dünyada Bir İlk: Zeytin Yaprağındaki Güçlü Bileşik Diyabetik Böbrek Hasarına Çare Olabilir

Hidroksitirozolün Etkileri İlk Kez Test Edilecek

Araştırmanın yürütücülüğünü Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Derya Çınar üstleniyor. Tıp Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Eyüp Altınöz, Dr. Öğr. Üyesi Feyza Başak ve Dr. Öğr. Üyesi Tansu Kuşat da proje ekibinde yer alıyor. Projenin temel amacı, diyabetik böbrek hasarının önlenmesinde hidroksitirozolün tedaviye yardımcı bir madde olarak kullanılabilirliğini ortaya koymak.

Dr. Çınar, araştırmanın literatürde bir ilk olduğuna dikkat çekerek, “Diyabet hastalarında böbrek hasarını önlemeye yönelik hidroksitirozolün etkilerini inceleyeceğiz. Deneysel olarak diyabet oluşturulan sıçanlarda böbrek dokularının bu bileşikten nasıl etkilendiğini analiz edeceğiz. Amacımız mevcut tedavilere destek olabilecek yeni bir koruyucu madde geliştirmek” dedi.

Diyabet ve Böbrek Sağlığı İçin Yeni Bir Umut

Proje ekibinde yer alan Prof. Dr. Eyüp Altınöz, çalışmanın önemine değinerek diyabetin dünya genelinde hızla artan bir sağlık sorunu olduğunun altını çizdi. Özellikle ilerleyen yaşlarda diyabetin daha sık görüldüğünü belirten Altınöz, melatonin salgısının azaldığı dönemlerde böbreklerin korunmasının zorlaştığını ifade etti.

Araştırmada sıçanlarda pineal bez çıkarılarak diyabet modeli oluşturulacak ve hidroksitirozolün etkileri ilk kez bu kapsamda test edilecek. Eğer sonuçlar olumlu çıkarsa, hidroksitirozolün melatonin gibi antioksidan destek ürünler arasında yer alabileceği değerlendiriliyor. Türkiye’nin zeytin üretiminde güçlü potansiyele sahip olması, bu bileşiğin ekonomik katkı sağlaması açısından da önem taşıyor.

Alternatif Tedavi Desteği İçin Kritik Sonuçlar Bekleniyor

Prof. Dr. Altınöz, hidroksitirozolün mevcut tedavi yöntemlerinin yerine geçmeyeceğini, ancak destekleyici bir yöntem olarak kullanılabileceğini vurguladı. Diyabet tedavisinde kullanılan ilaçların yanı sıra bu doğal bileşiğin böbrek hasarının ilerlemesini yavaşlatabileceğini belirten Altınöz, “Hastaların tedavi protokollerini değiştirmeden, böbrek sağlığını koruyacak ek bir destek mekanizması geliştirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Proje kapsamında biyokimyasal incelemeler Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Araştırma Laboratuvarı’nda, histopatolojik analizler ise Histoloji Araştırma Laboratuvarı’nda yapılacak. Elde edilecek bulguların uluslararası akademik dergilerde yayımlanması ve uzun vadede diyabetik nefropati tedavisinde yeni bir dönemin kapılarını aralaması bekleniyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım