- Haberler
- Dünya
- Dijital Dünyada Yeni Dönem: Çocuklara Sosyal Medya Yasağı Küresel Tartışmayı Alevlendirdi!
Dijital Dünyada Yeni Dönem: Çocuklara Sosyal Medya Yasağı Küresel Tartışmayı Alevlendirdi!
Çocukların dijital dünyayla kurduğu ilişki, teknoloji şirketlerinin sorumlulukları ve devletlerin koruma politikaları küresel ölçekte yeniden tartışmaya açıldı. Avustralya'nın aldığı radikal sosyal medya kararı, yalnızca ülke içinde değil, birçok ülkede yeni düzenlemelerin kapısını araladı.
“Avustralya’nın Yasağı Küresel Dengeleri Değiştiriyor”
Avustralya hükümeti, 10 Aralık 2025 itibarıyla 16 yaş altı tüm çocukların sosyal medya kullanmasını tamamen yasaklayacağını açıkladı. Bu kapsamda sadece yeni hesap açılması engellenmeyecek, hâlihazırda aktif olan hesaplar da kapatılacak. Platformlara, yaş doğrulama zorunluluğu getirilerek çocukların dijital ortamlardan uzak tutulması hedefleniyor.
Karar, sadece sosyal medya erişimini kısıtlamakla kalmayıp teknoloji devlerine de yeni yükümlülükler getiriyor. Yeni algoritmalar, kimlik doğrulama sistemleri ve güvenlik katmanları, sosyal medya şirketlerini düzenlemelerin doğrudan paydaşı haline getiriyor.
Avustralya’nın adımı; Danimarka, Fransa ve Avrupa Birliği ülkelerinde de benzer yaş sınırlamalarının tartışılmasına yol açarken, bazı ülkeler mevcut 13–14 yaş sınırlarının yeterliliğini yeniden gözden geçiriyor.
“Türkiye 15 Yaş Sınırına Hazırlanıyor”
Türkiye’de sosyal medya kullanımı ve dijital güvenlik çalışmalarında yeni bir dönemin eşiğinde olunduğu belirtiliyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın açıkladığı “15 yaş altı sosyal medya düzenlemesi” hazırlıkları, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Türkiye’nin kendi kültürel yapısını, aile dinamiklerini ve çocukların sosyal medya alışkanlıklarını dikkate alarak özgün bir model üzerinde çalıştığı ifade edildi. Düzenlemenin yalnızca yaş sınırlamasıyla kalmayıp, dijital risklerden korunmayı hedefleyen çok boyutlu bir yapı oluşturacağı değerlendiriliyor.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Zafer İçer, yaş sınırı tartışmalarına ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti:
“16 yaş evrensel bir norm değil. Ülkeler kendi sosyolojik yapılarına göre bu sınırı belirliyor. Türkiye’nin 15 yaş üzerinde çalışması, kendi genç nüfus özellikleri açısından makul bir yaklaşım.”
“Yaş Doğrulamada Güvenlik ile Mahremiyet Arasında İnce Çizgi”
Yeni düzenlemelerin en kritik başlıklarından biri yaş doğrulama süreci olacak. Platformların hesap açılışlarında kimlik tespiti için daha gelişmiş sistemler kurması bekleniyor. Ancak burada kullanılan teknoloji, özellikle yüz tanıma altyapısı nedeniyle ciddi mahremiyet tartışmalarını beraberinde getiriyor.
Dr. İçer, bu sürece ilişkin riskleri şu sözlerle aktarıyor:
“Yüz tanıma teknolojileri doğruluk oranı bakımından avantajlı görünse de biyometrik veri niteliğindeki yüz bilgisi, en hassas kişisel veriler arasındadır. Bu verilerin işlenmesi sıkı kurallar gerektirir. Çocuğu koruma amacıyla başlanan bir süreç, yanlış yönetilirse kişisel verilerin tehlikeye girmesine yol açabilir.”
Bu çerçevede düzenlemelerin; veri saklama yöntemlerinden erişim yetkilerine, şirketlerin yükümlülüklerinden devlet denetim mekanizmalarına kadar çok geniş bir alanda netleştirilmesi bekleniyor.
“Tek Başına Yasak Yeterli mi?”
Uzmanlar, yaş sınırlamalarının tek başına bir çözüm olmayacağı görüşünde birleşiyor. Sosyal medya platformlarının uzun süredir çocuklara yönelik ek koruma araçları geliştirmesine rağmen, algoritmaların içeriği nasıl işlediği ve çocuklara ne tür içeriklerin gösterildiği hala tartışmalı bir konu.
Dr. İçer, bu noktada altyapısal bir dönüşüm gerektiğini belirterek şunları ifade ediyor:
“Sosyal medya sadece yasaklanarak güvenli hale gelmez. Çocuk dostu içerik algoritmaları, filtreleme sistemleri, sınırlı günlük kullanım modları gibi daha yapıcı çözümler geliştirilebilir. Yasak, bazı durumlarda gerekli olabilir; ancak en etkili yöntem dijital farkındalığı artırmak, ebeveynleri bilinçlendirmek ve çocukları yönlendirebilecek güçlü bir rehberlik sistemi kurmaktır.”
Dijital ebeveynlik modelleri, okul temelli bilinçlendirme programları ve sosyal medya okuryazarlığı kampanyaları da bu yeni dönemde sıkça gündeme gelebilecek başlıklardan biri olarak öne çıkıyor.
“Çocukların Dijital Geleceği Yeniden Tasarlanıyor”
Sosyal medya yasakları ve yaş sınırları küresel ölçekte tartışılırken, ortak hedefin çocukları dijital dünyanın risklerinden korumak olduğu vurgulanıyor. Ancak bunun nasıl yapılacağı konusunda ülkeler farklı stratejiler izliyor.
Kimileri yasaklama yolunu seçerken, kimileri teknoloji şirketleriyle kapsamlı işbirlikleri kuruyor. Türkiye’de hazırlanacak düzenlemenin ise yerel dinamiklere uygun, çocukların hem güvenliğini hem dijital gelişimini gözeten çok katmanlı bir model olacağı belirtiliyor.
Dünyada başlayan bu büyük dönüşüm, çocukların dijital geleceğinin yeniden yazılıp yazılmadığı sorusunu gündeme taşıyor.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım
Bakmadan Geçme