• Haberler
  • Sağlık
  • Deprem Sonrası Eve Kapanmak: Sessiz Bir Psikolojik Çığlık Olabilir

Deprem Sonrası Eve Kapanmak: Sessiz Bir Psikolojik Çığlık Olabilir

Türkiye, son yıllarda art arda yaşanan depremlerle hem fiziksel hem de ruhsal olarak derinden sarsıldı. Binalar yıkılırken, birçok insanın iç dünyasında da kalıcı yaralar açıldı.

Depremin Görünmeyen Etkisi: Zihinlerde Süren Sarsıntı

Türkiye, son yıllarda art arda yaşanan depremlerle hem fiziksel hem de ruhsal olarak derinden sarsıldı. Binalar yıkılırken, birçok insanın iç dünyasında da kalıcı yaralar açıldı. Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Serdar Nurmedov, depremin yalnızca fiziksel yıkıma neden olmadığını, aynı zamanda bireylerin ruh sağlığı üzerinde uzun süreli etkiler bıraktığını belirtti.
Nurmedov’a göre, özellikle gençler arasında görülen “eve kapanma” davranışı, çoğu zaman sanıldığı gibi bir isteksizlik ya da geçici korkudan kaynaklanmıyor. Bu durum, beynin hayatta kalma refleksiyle geliştirdiği bir savunma mekanizması olarak karşımıza çıkıyor. “Evden çıkmamak, aslında bir tercih değil; beynin güvenlik hissini yeniden inşa etme çabasıdır” ifadelerini kullanan uzman, bu davranışın travmanın doğrudan bir sonucu olabileceğini vurguladı.

Kaçınma Davranışı: Beynin Koruma Stratejisi

Prof. Dr. Serdar Nurmedov, deprem sonrası görülen eve kapanma halinin psikolojide “kaçınma davranışı” olarak adlandırıldığını söyledi. Travma yaşayan kişilerde beynin dış dünyayı tehdit unsuru olarak algıladığını belirten Nurmedov, “Ev onlar için tek güvenli bölge haline geliyor. Bu yüzden evden çıkmamak, bilinçli bir tercih değil, travmaya karşı gelişen bir savunma düzeneğidir” dedi.
Uzman, bu durumun özellikle Akut Stres Reaksiyonu veya Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ile ilişkili olduğunu belirtti. Travma sonrası beyin, yeni bir tehlike ihtimaline karşı alarm durumuna geçiyor ve kişi, kendini korumak için sosyal yaşamdan uzaklaşıyor.

Uzun Süre Evde Kalmak Psikolojik Sorunları Tetikleyebilir

Nurmedov, uzun süre evde kalmanın her zaman psikiyatrik bir rahatsızlık göstergesi olmadığını ancak bu durumun ciddi bir risk faktörü taşıdığını dile getirdi. “Uzun süre dışarı çıkmamak, sosyal ortamlardan kaçınmak, insanlarla iletişimi kesmek; depresyon, kaygı bozukluğu, agorafobi veya sosyal fobi gibi ruhsal rahatsızlıkların habercisi olabilir” dedi.
Eğer bu davranışa “hayat anlamsız” ya da “artık hiçbir şey yapmak istemiyorum” gibi umutsuzluk düşünceleri eşlik ediyorsa, durumun ciddiyetinin arttığını belirtti. Böyle bir durumda profesyonel destek alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Nurmedov, bu tür belirtilerin zamanla kronikleşip kişinin yaşam kalitesini düşürebileceğine dikkat çekti.

Dijital Dünyaya Kaçış: Yeni Neslin Sessiz Sığınağı

Deprem gibi travmatik olaylardan sonra birçok gencin dijital dünyaya sığındığını belirten Nurmedov, bu durumun duygusal bir kaçış şekli olduğunu ifade etti. “Saatlerce telefona bakmak, oyunlara yönelmek ya da sosyal medyada vakit geçirmek aslında içsel acıdan uzaklaşma çabasıdır” dedi.
Bu davranışın zamanla gerçeklikten kopma, sosyal ilişkilerin zayıflaması ve yalnızlaşmanın artması gibi sonuçlar doğurabileceğini aktaran Nurmedov, “Bu süreç uzarsa Japonya’da sıkça görülen ‘Hikikomori’ benzeri sosyal izolasyon vakaları yaşanabilir” uyarısında bulundu.

Ailelere Uyarı: Ne Zorlayın Ne de Bırakın

Prof. Dr. Nurmedov, bu süreçte ailelerin yaklaşım biçiminin son derece önemli olduğunu vurguladı. Aşırı baskıcı ya da tamamen ilgisiz tutumların durumu kötüleştirebileceğini belirterek, “Zorlamak kişide direnci artırır, kendi kabuğuna daha çok çekilir. Ama tamamen serbest bırakmak da iyileşmeyi geciktirir. Ailelerin bu noktada dengeli bir yaklaşım sergilemesi gerekir” dedi.
Uzman, ailelere önerilerde bulunarak, “Yargılamadan dinleyin, duygularını önemseyin, birlikte küçük hedeflerle hayata dönüş planları yapın. Uzman desteği konusunda teşvik edin. Azarlamak, kıyaslamak ya da zorla dışarı çıkarmaya çalışmak en yanlış yaklaşımlardır” ifadelerini kullandı.

Psikolojik Destek Hayati Önem Taşıyor

Deprem gibi büyük travmaların ardından ruhsal destek sürecinin en az fiziksel iyileşme kadar önemli olduğuna dikkat çeken Nurmedov, “Psikolojik destek almak bir zayıflık değil, aksine iyileşmenin en önemli adımıdır” dedi.
Travma sonrası yaşanan korkuların, yalnızlık hissinin ve çaresizliğin uzman desteğiyle aşılabileceğini belirten psikiyatrist, erken müdahalenin ileride oluşabilecek ciddi ruhsal bozuklukların önüne geçeceğini söyledi.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım
 

ERTV Malatya - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme

WhatsApp İhbar Hattı
05443281444
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!