Çin'den ABD'ye Sert Uyarı: 'Tarife Savaşı İstemiyoruz Ama Geri Adım da Atmayız'

Ticaret Gerilimi Yeniden Alevlendi

Dünyanın en büyük iki ekonomisi olan Çin ve Amerika Birleşik Devletleri arasında uzun süredir devam eden ticaret gerginliği yeniden tırmanmaya başladı. Pekin yönetimi, ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’den ithal edilen ürünlere yüzde 100 oranında ek gümrük vergisi uygulama tehdidine sert bir dille yanıt verdi. Çin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Washington’un bu kararı yürürlüğe koyması halinde Pekin’in “aynı sertlikte karşı önlemler alacağı” vurgulandı.

Çinli yetkililer, söz konusu adımın sadece iki ülke ekonomilerini değil, küresel ticaret dengesini de sarsacağını belirtiyor. Uzmanlara göre, yeni gerginlik küresel piyasalarda belirsizliği artırırken, pandemi sonrası toparlanmaya çalışan dünya ekonomisini de olumsuz etkileyebilir.

Pekin’den Net Mesaj: ‘Korkmuyoruz’

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, ABD’nin tehditkar açıklamalarına karşı yaptığı basın toplantısında, “Çin ile ilişkilerde yüksek gümrük tarifesi tehdidine başvurmak yapıcı bir yol değildir. ABD tek taraflı hareket etmeye devam ederse, ülkemiz çıkarlarını korumak için meşru tüm adımları atacaktır.” ifadelerini kullandı.

Sözcü, “Tarife savaşı istemiyoruz ancak bundan da korkmuyoruz.” sözleriyle Pekin’in kararlılığını vurguladı. Çin basınında da geniş yankı bulan açıklama, ülkenin ulusal egemenlik ve ekonomik bağımsızlık konularında geri adım atmayacağı yönünde değerlendirildi.

Trump’ın, Çin’den ithal edilen çelik, otomotiv, elektronik ve yarı iletken ürünlerine yüzde 100’e varan ek vergi uygulama tehdidi, Washington’un Pekin üzerindeki ekonomik baskıyı artırma girişimi olarak görülüyor. Ancak bu durumun, Çin’in ihracat odaklı ekonomisini olduğu kadar Amerikan tüketicisini de olumsuz etkileyeceği belirtiliyor.

Ticaret Savaşının Yeni Gerekçesi: Nadir Toprak Elementleri

Gerilimin yeniden tırmanmasında, Çin’in geçtiğimiz haftalarda nadir toprak elementleri ihracatına yönelik kısıtlamalar getirmesi etkili oldu. Bu elementler, yüksek teknoloji ürünlerinin üretiminde hayati öneme sahip. ABD savunma sanayii, otomotiv ve elektronik sektörlerinde bu ham maddeye büyük oranda bağımlı durumda.

Pekin’in bu adımı, Washington tarafından “stratejik baskı” olarak yorumlandı. Ancak Çin yönetimi, ihracat sınırlamasının çevresel sürdürülebilirlik politikaları kapsamında değerlendirildiğini savunuyor. Uzmanlara göre, bu durum ticaret savaşının artık sadece gümrük vergileriyle değil, teknoloji ve ham madde politikaları üzerinden yürütüleceğinin işareti.

ABD’nin ithalat tarifelerini artırma tehdidi, küresel tedarik zincirlerini yeniden şekillendirebilir. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde faaliyet gösteren çok uluslu şirketler, iki ülke arasındaki gerilimden doğrudan etkilenebilir.

Ekonomik İlişkilerde Belirsizlik Büyüyor

ABD ile Çin arasında 2018’de başlayan ticaret savaşı, küresel ticarette büyük dalgalanmalara yol açmıştı. O dönemde iki ülke karşılıklı olarak yüz milyarlarca dolarlık ürünlere gümrük vergileri getirmiş, bu durum dünya ekonomisinde büyüme oranlarını düşürmüştü.

Şimdi ise benzer bir süreç yeniden kapıda. Ekonomistler, ABD’nin yüzde 100 ek tarife uygulaması halinde, ithalat maliyetlerinin artacağını ve enflasyonun yükselme riskinin güçleneceğini belirtiyor. Çin tarafında ise ihracatın azalması, üretim zincirlerinde daralma ve küresel yatırımcı güveninde sarsılma bekleniyor.

Ticaret uzmanları, Washington’un bu adımıyla Çin’i müzakere masasında baskı altına almaya çalıştığını, ancak Pekin’in geçmişte olduğu gibi ekonomik caydırıcılık stratejisiyle karşılık vereceğini ifade ediyor.

Küresel Piyasalar Temkinli: Yeni Bir Kriz Dalgası Mı Geliyor?

Ticaret geriliminin yeniden gündeme gelmesi, küresel piyasalarda tedirginlik yarattı. Asya borsaları sert düşüşlerle haftayı kapatırken, emtia fiyatlarında da dalgalanmalar gözlendi. Özellikle teknoloji hisselerinde yaşanan gerileme, yatırımcıların riskten kaçınma eğilimini güçlendirdi.

Analistler, iki ülke arasında yaşanabilecek bir ticaret savaşının sadece ekonomiyle sınırlı kalmayabileceği, diplomatik ilişkiler ve jeopolitik dengeler üzerinde de ciddi etkiler yaratabileceği görüşünde.

Pekin yönetimi, ABD’ye “diyalog ve işbirliği kapısını açık tuttuklarını” ancak ülkenin ulusal çıkarlarını tehdit edecek her adımın karşılıksız kalmayacağını belirtiyor.

Çin-ABD hattında yeniden tırmanan bu gerilim, küresel ekonominin geleceği açısından yakından takip ediliyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım