Cevdet Yılmaz'dan Yeni Sosyal Destek Modeli: Aile Bazlı Gelir Tamamlayıcı Sistem 2027'de Başlıyor!

“Doğurganlık Hızı Alarm Veriyor”

Yılmaz, Türkiye’de doğurganlık hızındaki hızlı düşüşe dikkat çekerek bunun ülkenin gelecekteki sosyal ve ekonomik dengelerini tehdit ettiğini ifade etti. 2017’de 2,08 olan toplam doğurganlık hızının 2024’te 1,48’e gerilediğini belirten Yılmaz, bu rakamın neslin devamı için gerekli olan 2,1 seviyesinin oldukça altında olduğuna dikkat çekti.

Genç nüfusun azaldığını, ortanca yaşın hızla yükseldiğini söyleyen Yılmaz, Türkiye’nin mevcut eğilimleri sürdürmesi halinde nüfusun 100 milyona ulaşamayacağını, 2050’li yıllarda 94 milyon seviyesinde zirve yaptıktan sonra gerilemeye başlayacağını ifade etti.

“Dinamik Nüfusu Korumak Stratejik Bir Öncelik”

Küresel düzeyde yaşanan demografik dönüşümlerin rekabet gücünü doğrudan etkilediğini belirten Yılmaz, genç nüfusu korumanın Türkiye’nin ekonomik gücü açısından stratejik bir değer taşıdığını söyledi.

Yılmaz, “Genç nüfusun sunduğu üretim potansiyeli kalkınmanın temelidir. Hem yaşlı hem de yoksul bir nüfus yapısı, ülkeler için geleceği tehdit eden en riskli tabloyu oluşturur. Biz bu süreci Türkiye için tersine çevirmek istiyoruz,” dedi.

“Doğum Sonrası Destekler Güçlendirildi”

Konuşmasında doğum sonrası ekonomik desteklere de geniş yer veren Yılmaz, yeni teşviklerin ayrıntılarını paylaştı.

Hükümetin aldığı kararla:

• Doğum sonrası tek seferlik destek 5000 TL’ye çıkarıldı.

• İkinci çocuk için 5 yaşa kadar aylık 1500 TL,

• Üçüncü çocuk için ise 5 yaşa kadar aylık 5000 TL destek veriliyor.

Bunun yanında Aile ve Gençlik Fonu üzerinden genç çiftlere verilen faizsiz kredinin kapsamı da genişletildi. 2026’dan itibaren:

• 18–25 yaş grubu için kredi desteği 250 bin TL’ye,

• Çiftlerden biri 26–29 yaş aralığındaysa 200 bin TL’ye çıkarılacak.

Yılmaz, evlilik yaşının giderek yükselmesinin doğurganlığı olumsuz etkilediğini belirterek, ekonomik engeller nedeniyle kimsenin evlilik planını ertelememesini amaçladıklarını söyledi.

“Gelir Tamamlayıcı Aile Bazlı Destek Sistemi Geliyor”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın açıkladığı en dikkat çekici başlıklardan biri, üzerinde çalışılan yeni sosyal destek modeli oldu.

Buna göre hükümet, aile bazlı gelir tamamlayıcı bir sistem için hazırlık yapıyor. Yılmaz, pilot uygulamaların 2025 yılında başlayacağını, 2027 itibarıyla ise tüm Türkiye’de kapsamlı bir sosyal destek modeline geçileceğini duyurdu.

Bu modelle amaçlanan:

• Ailelerin gelir seviyesine göre desteklerin daha adil planlanması,

• Sosyal yardımların farklı kurumlar arasında daha bütüncül bir çerçevede koordinasyonu,

• Ekonomik kırılganlığı yüksek ailelerin desteklenmesi,

• Aile yapısının güçlendirilmesi.

“Normal Doğum Teşvik Edilecek, Sezaryen Oranları Düşürülecek”

Yılmaz, sağlık politikalarının da nüfus stratejisinin parçası olduğunu vurguladı. Türkiye’de sezaryenle doğum oranının yüzde 61’i geçtiğini, bunun OECD ortalamasının iki katından fazla olduğunu belirtti.

Tıbbi gereklilik olmadan yapılan sezaryenlerin azaltılması için yeni adımlar atıldığını söyleyen Yılmaz, sağlık sisteminde ebenin rolünü artırmaya yönelik kararlar alındığını açıkladı.

“Gençlere Konut, Anneler İçin Esnek Çalışma”

Yılmaz’ın değindiği diğer başlıklar ise aile desteklerine yönelik altyapı çalışmalarıydı.

• 500 bin konutluk projede gençlere yüzde 20,

• Üç çocuk ve üzeri ailelere yüzde 10 özel kontenjan verildi.

Ayrıca çalışan anneleri desteklemek amacıyla kreş imkanlarının yaygınlaştırılması, esnek çalışma modellerinin geliştirilmesi ve ebeveyn danışmanlığı hizmetlerinin genişletilmesi gibi uygulamalar gündemde.

“2026–2035 Aile ve Nüfus On Yılı”

Konuşmasının sonunda Türkiye’nin aile politikalarında yeni bir vizyon dönemine girdiğini belirten Yılmaz, 2025 yılının “Aile Yılı”, 2026–2035 döneminin ise “Aile ve Nüfus On Yılı” olarak ilan edilmesinin uzun vadeli stratejinin göstergesi olduğunu söyledi.

Yılmaz, Türkiye’nin uluslararası platformlarda da aile ve nüfus politikalarını etkin şekilde savunacağını ve bu alanda yeni diplomasi süreçlerinin başlatılacağını belirtti.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım