Beyin anıları yeniden yazıyor
Nature dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, hafızanın sanılandan daha dinamik olduğunu ortaya koydu. Fareler üzerinde yapılan deney, anıların zamanla farklı nöron grupları tarafından taşındıkça beyinde değişime uğradığını gösterdi.
Yer hücreleri teorisi sarsılıyor
Sinirbilimciler, uzun yıllardır çevresel anıların hipokampüste yer alan “yer hücreleri” tarafından depolandığını savunuyordu. Bu hücreler, bireyin belirli bir ortama girmesiyle aktive oluyor ve hafızayı şekillendiriyordu. Ancak Northwestern Üniversitesi’nden Prof. Daniel Dobeck’in öncülüğünde yürütülen çalışmalar, bu teorinin 2010’lardan itibaren sorgulanmaya başlandığını gösteriyor.
Sanal gerçeklikte kontrollü deney
Araştırma ekibi, dış etkenleri en aza indirmek amacıyla fareleri sanal bir labirentte yürüttü. Koşu bandı üzerinde ilerleyen fareler, sabit görsel ve işitsel uyaranlarla çevrelendi. Beyaz gürültü ve sabit koku kullanılarak ortamın tutarlılığı sağlandı. Hipokampal hücrelerin aktivitesi ise floresan ışık teknikleriyle gerçek zamanlı olarak izlendi.
Nöronlar değişiyor, anılar farklılaşıyor
Deney sonuçları, mükemmel şekilde kontrol edilen ortama rağmen sinirsel temsillerin zamanla değiştiğini ortaya koydu. Kaydedilen hücrelerin yalnızca %5-10’u her seferinde tutarlı şekilde aktive oldu. Bu hücrelerin aynı zamanda en yüksek uyarılabilirliğe sahip olduğu belirlendi.
Beyin zamanı nasıl takip ediyor?
Araştırmacılar, hipokampal temsil kayması olarak adlandırılan bu olgunun, beynin benzer deneyimleri birbirinden ayırmasına yardımcı olduğunu belirtiyor. Aynı mekânı defalarca ziyaret etseniz bile, hafızanızda her bir ziyaretin farklı bir iz bıraktığına dikkat çekiliyor. Bu durum, beynin zaman akışını takip etme biçimi olarak değerlendiriliyor.
Yaşlanma ve hafıza ilişkisi
Çalışmada, yaşla birlikte hipokampal hücrelerin uyarılabilirliğinin azaldığına da vurgu yapıldı. Bu durumun, yaşa bağlı hafıza gerilemesini kısmen açıklayabileceği ifade edildi. Bilim insanları, hücre uyarılabilirliğini korumanın hafızayı güçlendirebileceğini öne sürüyor ancak bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor.
Bakmadan Geçme