'Balıkesir Sındırgı'da Deprem Fırtınası: Üç Ayda 15 Bini Aşkın Sarsıntı Kaydedildi!'

“İkiz Deprem” Olarak Nitelendirilen Sarsıntılar Yeni Bir Dönemi Başlattı

Uzmanlara göre Sındırgı’daki bu süreç, Türkiye’de nadiren görülen “ikiz deprem” örneklerinden biri olarak kayıtlara geçti. Doç. Dr. Özmen, kısa süre içinde aynı bölgede benzer büyüklükte iki depremin meydana gelmesinin bilimsel açıdan dikkat çekici olduğunu belirtti. Bu tür olayların genellikle aynı fay hattı üzerinde meydana geldiğini ve büyük enerji boşalımıyla birlikte çok sayıda artçı sarsıntıyı tetiklediğini ifade etti.

Bölgedeki depremler sonrası yüzeyde gözle görülür bir kırık oluşmadı; ancak yer altındaki hareketlerin oldukça güçlü olduğu tespit edildi. İlk deprem sırasında yaklaşık 15 kilometrelik bir kırılma, ikinci depremle birlikte ise benzer uzunlukta bir hat boyunca yeni bir hareketlenme meydana geldi. Bu süreçte yerin bazı bölümlerinde 5 ila 10 santimetre arasında çökme gözlemlendi. Uzmanlar, bu tür yer değiştirmelerin sismik enerji birikiminin ne denli büyük olduğunun bir göstergesi olduğunu belirtiyor.

Tektonik Gerilim ve Magma Etkileşimi Aynı Anda Etkili Oldu

Sındırgı’daki depremlerin klasik bir fay hareketinden öte, karmaşık bir jeolojik süreç sonucu ortaya çıktığı düşünülüyor. Yapılan ilk saha incelemelerinde, bölgede hem tektonik hareketlere hem de magma sokulumlarına bağlı bir gerilim artışı tespit edildi. Bu durum, depremlerin hibrit özellikler gösterdiğine işaret ediyor.
Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü ile AFAD ekipleri bölgede kapsamlı jeofizik araştırmalar yürütüyor. Elde edilen ön bulgular, yer kabuğundaki kırılmaların derinlerdeki sıcak magma tabakalarıyla etkileşim içinde olabileceğini ortaya koyuyor. Bu tür hibrit sarsıntılar, hem yüzey fay hatlarının hareketine hem de yer altındaki ısıl basınç değişimlerine bağlı olarak gelişebiliyor.

Sındırgı Simav Fay Zonu Üzerinde Risk Altında

Doç. Dr. Özmen, Sındırgı’nın Simav Fay Zonu üzerinde yer aldığını ve bu fayın 7 büyüklüğüne kadar deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu hatırlattı. Bölgenin tarihsel olarak sık sık sarsıldığını, geçmişte de önemli depremler yaşandığını söyledi.
Sındırgı’daki son hareketlilik, bu fay hattının halen aktif olduğunu ve ciddi enerji birikimi içerdiğini ortaya koydu. Uzmanlar, artçı sarsıntıların haftalar hatta aylar boyunca devam edebileceğini belirtiyor. AFAD ekipleri, olası yeni sarsıntılara karşı bölgedeki gözlem istasyonlarının sayısını artırdı.

Yetkililer, bölgede yaşayan vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyarıyor. Hasar görmüş binalara girilmemesi, yalnızca resmî kurumlar tarafından yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği vurgulanıyor. Özmen, “Artçı şoklar bir süre daha devam edebilir, bu nedenle sakin olunmalı ve güvenlik önlemleri elden bırakılmamalıdır.” dedi.

Bölge Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi İlan Edildi

Depremlerin ardından Sındırgı, “Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi” ilan edildi. Bu karar doğrultusunda, bölgedeki kira yardımları, geçici barınma çözümleri, yıkım ve yardım çalışmaları hızla yürütülüyor. AFAD ve ilgili bakanlıklar, hasar tespit çalışmalarını sürdürürken vatandaşlara da süreç hakkında bilgilendirme yapılıyor.
Bölge halkı aylardır devam eden sarsıntılar nedeniyle psikolojik olarak zor bir dönemden geçiyor. Uzmanlar, toplumun bu tür afet süreçlerinde bilimsel bilgiye dayalı iletişim kurmasının önemine dikkat çekiyor. Balıkesir Valiliği ve AFAD’ın ortak açıklamalarında, yapı güvenliği kontrol edilmeyen binalara girilmemesi gerektiği bir kez daha hatırlatıldı.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım