• Haberler
  • Sağlık
  • Anne Sütü: Obezite ve Kronik Hastalıklara Karşı Doğal Bir Koruma

Anne Sütü: Obezite ve Kronik Hastalıklara Karşı Doğal Bir Koruma

Bilim dünyası, anne sütüyle beslenen bebeklerin ilerleyen yaşlarda daha sağlıklı bir metabolizmaya sahip olduğunu ve obeziteye yakalanma risklerinin düşük olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle doğumdan sonraki ilk altı ay boyunca yalnızca anne sütüyle beslenen bebeklerde kilo kontrolünün daha dengeli olduğu ve büyüme gelişme sürecinin daha sağlıklı ilerlediği belirtiliyor. Anne sütü, bağışıklık sistemini güçlendiren ve beyin gelişimini destekleyen eşsiz bileşenleriyle bebek için adeta doğal bir kalkan görevi görüyor

Bilim dünyası, anne sütüyle beslenen bebeklerin ilerleyen yaşlarda daha sağlıklı bir metabolizmaya sahip olduğunu ve obeziteye yakalanma risklerinin düşük olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle doğumdan sonraki ilk altı ay boyunca yalnızca anne sütüyle beslenen bebeklerde kilo kontrolünün daha dengeli olduğu ve büyüme gelişme sürecinin daha sağlıklı ilerlediği belirtiliyor. Anne sütü, bağışıklık sistemini güçlendiren ve beyin gelişimini destekleyen eşsiz bileşenleriyle bebek için adeta doğal bir kalkan görevi görüyor.

Anne Sütünün Eşsiz İçeriği

Her annenin sütü, bebeğinin ihtiyaçlarına göre özel olarak şekillenen bir yapıya sahiptir. İçeriğinde bulunan protein, yağ, vitamin ve mineraller bebeklerin zihinsel ve fiziksel gelişimini desteklerken, bağırsak florasının sağlıklı bir şekilde oluşmasına da katkı sağlar. Doğumdan hemen sonra verilen ilk süt olan kolostrum, bağışıklık açısından büyük önem taşır ve bebekleri hastalıklara karşı korur. Bilimsel çalışmalar, anne sütüyle beslenen çocukların ilerleyen yaşlarda diyabet, kalp-damar hastalıkları ve obezite gibi kronik rahatsızlıklara karşı daha dirençli olduklarını göstermektedir.

Anne Sağlığına Katkıları

Emzirme yalnızca bebek için değil, anne için de önemli faydalar sunar. Gebelik döneminde meydana gelen fizyolojik değişimlerin daha hızlı normale dönmesini sağlayan emzirme, hormonların düzenlenmesine yardımcı olur. Düzenli emziren annelerde meme ve yumurtalık kanseri riskinin azaldığı, doğum sonrası kilo kontrolünün daha kolay sağlandığı ve ruhsal iyileşmenin hızlandığı biliniyor. Emzirme süreci aynı zamanda annelerde doğum sonrası depresyon riskini azaltarak psikolojik açıdan da destek sunar.

Türkiye’de Anne Sütü Teşviki

Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen Normal Doğum Eylem Planı, anne sütüyle beslenmenin teşvikini stratejik bir hedef olarak önceliklendiriyor. Bu kapsamda bebek dostu hastane ve aile sağlığı merkezlerinin sayısı hızla artıyor. Türkiye’nin 81 ilinin tamamı “bebek dostu il” unvanına sahipken, aile sağlığı merkezlerinin yüzde 96’sı anne sütünü destekleyen hizmetler veriyor. Ayrıca doğum öncesi ve sonrası dönemde anne adaylarına yönelik emzirme eğitimleri, gebe okulları ve rehberlik hizmetleri yaygınlaştırılıyor.

Anne-Bebek Bağının Güçlenmesi

Uzmanlar, anne sütüyle beslenmenin sadece fiziksel sağlık açısından değil, duygusal gelişim açısından da büyük öneme sahip olduğuna dikkat çekiyor. Emzirme sırasında kurulan ten tene temas, bebeğin kokusunu tanıma, annenin sesini duyma ve dokunma yoluyla hissedilen güven duygusu, anne-bebek bağını güçlendiriyor. Bu özel süreç, bebeklerin sağlıklı bir psikososyal gelişim göstermesine yardımcı oluyor.

Yaşam Boyu Sağlık Yatırımı

Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Nurullah Okumuş’un da vurguladığı gibi, bebeklerin ilk altı ay yalnızca anne sütüyle beslenmesi ve sonrasında ek gıdaya geçilse dahi iki yaşına kadar emzirmenin sürdürülmesi gerekiyor. Anne sütü, doğanın en değerli armağanı olarak yalnızca anlık bir besin değil, aynı zamanda yaşam boyu sürecek sağlık avantajlarının temelini atan benzersiz bir kaynaktır.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım
 

 
ERTV Malatya - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme

WhatsApp İhbar Hattı
05443281444
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!