Yeni Araştırma Tıp Dünyasını Şaşırttı: Fazla Kilolu Bireylerde Ölüm Riski Daha Düşük Çıktı

Avusturya'da düzenlenen Avrupa Diyabet Araştırmaları Derneği'nin yıllık toplantısında açıklanan geniş kapsamlı bir araştırma, bugüne kadar kabul gören sağlık normlarını sorgulatacak nitelikte dikkat çekici sonuçlar ortaya koydu.

Avrupa'daki Kapsamlı Çalışmadan Çarpıcı Bulgular

Avusturya'da düzenlenen Avrupa Diyabet Araştırmaları Derneği'nin yıllık toplantısında açıklanan geniş kapsamlı bir araştırma, bugüne kadar kabul gören sağlık normlarını sorgulatacak nitelikte dikkat çekici sonuçlar ortaya koydu. Danimarka'da 85 binden fazla kişi üzerinde yürütülen çalışma, vücut kitle indeksi (VKİ) fazla kilolu düzeyde olan bireylerin, 'sağlıklı' kilo aralığında yer alanlara kıyasla daha düşük ölüm riski taşıdığını gösterdi.

Uzun yıllar boyunca en düşük ölüm riskinin VKİ aralığının 20–25 olduğu düşünülüyordu. Ancak yeni bulgular, bu sınırın değişebileceğine ve özellikle hafif kilolu olmanın bazı durumlarda koruyucu etki gösterebileceğine işaret ediyor. Araştırmanın yürütücülerinden Aarhus Üniversite Hastanesi'nden Dr. Sigrid Bjerge Gribsholt, 'Zayıflık ve obezite küresel sağlık sorunlarının başında geliyor. Ancak ölüm riskinin en düşük olduğu kilo aralığı artık geçmişe göre daha farklı görünüyor' ifadelerini kullandı.

Zayıf Bireylerde Risk Dikkat Çekici Şekilde Yüksek

Araştırmanın en dikkat çekici bulgularından biri, zayıf ya da normal kilo aralığının alt sınırında yer alan bireylerde ölüm riskinin belirgin şekilde yüksek olması oldu. VKİ değeri 18.5'in altında olan bireyler, en yüksek risk grubunda yer aldı. Normal kilo aralığının alt sınırına yakın olanlar ise ölüm riski açısından bu grubu takip etti.

Verilere göre, zayıf bireylerde ölüm riski, sağlıklı kilo aralığının üst sınırında yer alanlara kıyasla yaklaşık üç kat daha yüksek çıktı. Normalin alt sınırında olanlarda bu risk iki kat artarken, fazla kilolu grubun risk oranı daha düşük seviyede kaldı. Bu durum, düşük kilonun bazı durumlarda altta yatan hastalıkların göstergesi olabileceğini akıllara getirdi.

Fazla Kilonun Olası Koruyucu Etkileri

Araştırmada VKİ'si 25–29.9 aralığında olan yani fazla kilolu bireylerin ölüm riskinin en düşük seviyede olduğu belirlendi. Hatta obezitenin alt düzeyinde yer alan 30–34.9 VKİ grubundaki bireylerin risk seviyeleriyle fazla kilolu grubun sonuçları birbirine oldukça yakın çıktı. Bu bulgu, fazla kilonun özellikle belirli yaş gruplarında veya bazı sağlık koşullarında vücuda koruyucu bir katkı sağlayabileceğini düşündürüyor.

Dr. Gribsholt, bu durumu 'ters nedensellik' kavramıyla açıkladı. Bazı bireylerin altta yatan bir hastalık nedeniyle kilo kaybettiğini, bu durumda ölüm riskini artıran faktörün düşük kilo değil, hastalığın kendisi olduğunu belirtti. Bu nedenle yüksek VKİ değerleri bazı gruplarda gerçekte olduğundan daha koruyucu bir tablo çizebiliyor.

Uzmanlar Uyarıyor: Bulgular Yanlış Yorumlanmamalı

Araştırmanın sonuçları, fazla kilonun belirli durumlarda daha düşük ölüm riskiyle ilişkilendirilebileceğini gösterse de uzmanlar bu verilerin yanlış anlaşılmaması gerektiğini vurguluyor. Fazla kilolu olmanın genel sağlık açısından risk oluşturabileceği, özellikle kalp-damar hastalıkları, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik rahatsızlıkların bu grupta daha yaygın görüldüğü biliniyor.

Yine de özellikle yaşlı bireylerde ve kronik hastalık taşıyan kişilerde bir miktar fazla kilonun bağışıklık sistemini güçlendirebileceği ve vücuda direnç kazandırabileceği düşünülüyor. Bu da ideal kilo aralığı konusundaki klasik yaklaşımların yeniden değerlendirilmesini gündeme getiriyor.

Tıp Dünyasında Tartışma Yaratan Bulgular

Bu çalışma, VKİ'nin sağlık risklerini belirlemedeki tek kriter olup olmaması gerektiği konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Uzmanlar, bireyin yaşı, genel sağlık durumu, yaşam tarzı ve kas kütlesi gibi etkenlerin de ölüm riskini değerlendirmede en az kilo kadar önemli olduğunu belirtiyor.

Avrupa'daki bu kapsamlı araştırma, fazla kilonun sanıldığı kadar olumsuz olmayabileceğine ve sağlık politikalarının gelecekte bu tür veriler ışığında yeniden şekillenebileceğine dair güçlü ipuçları sunuyor. Tıp dünyası şimdi bu sonuçların uzun vadede nasıl yorumlanacağına ve klinik uygulamalara nasıl yansıyacağına odaklanmış durumda.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım

Bakmadan Geçme