Yapay zekâya hukuki çerçeve: TBMM'ye yeni kanun teklifi sunuldu
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kırıkkale Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Av. Halil Öztürk, yapay zekâ teknolojilerinin kötüye kullanımını önlemeye yönelik kapsamlı bir kanun teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sundu. Teklif, dijital güvenlikten kişilik haklarına kadar geniş bir yelpazede düzenlemeler içeriyor.
Kullanıcı ve geliştirici sorumluluğu netleşiyor
Kanun teklifinde, yapay zek sistemlerinin hukuki tanımı ilk kez açık bir şekilde yapılırken, bu sistemleri kullanan ve geliştiren kişilerin sorumlulukları da net biçimde ortaya konuyor. Özellikle kamu güvenliğini tehdit eden ve kişilik haklarını ihlal eden içeriklerin 6 saat içinde kaldırılması zorunlu hale getiriliyor. Aksi durumda erişim engeli uygulanacak.
Deepfake içeriklere açıklama zorunluluğu
Teklifte yer alan dikkat çekici düzenlemelerden biri de deepfake içeriklerle ilgili. Yapay zek ile üretilen görsel ve işitsel materyallerin, 'yapay zek tarafından üretilmiştir' ibaresiyle açıkça belirtilmesi zorunlu hale getiriliyor. Bu adım, dijital manipülasyonların önüne geçilmesi açısından kritik bir önlem olarak değerlendiriliyor.
Ayrımcı veri setlerine yasak, BTK'ya acil müdahale yetkisi
Yasa taslağında, ırkçı, cinsiyetçi ve ayrımcı veri setlerinin kullanımı yasaklanırken, seçim güvenliğini tehdit eden dijital içeriklere karşı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na (BTK) acil müdahale yetkisi tanınıyor. Bu düzenleme, seçim süreçlerinin dijital tehditlerden korunmasını amaçlıyor.
10 milyon TL'ye kadar para cezası ve erişim engeli
Yükümlülüklere aykırı hareket eden içerik sağlayıcılar ve yazılım geliştiriciler için 10 milyon TL'ye kadar para cezası ve erişim engeli gibi yaptırımlar öngörülüyor. Bu cezai tedbirler, dijital ortamda kamu düzeninin korunması açısından caydırıcı bir rol üstleniyor.
'Dijital egemenlik, milli güvenliğin parçasıdır'
Teklifin gerekçesini açıklayan Halil Öztürk, dijital dünyadaki hukuki boşlukların kamu güvenliği ve kişilik haklarını tehdit ettiğini vurguladı. Öztürk, 'Yapay zekya hkim olamayan toplumlar, bu teknolojinin esiri haline gelir. Biz bu teklifle, dijital manipülasyonlara geçit vermemeyi hedefliyoruz' dedi.
Türkiye, dijital yarışta kuralları belirleyen ülke olmalı
Öztürk, kanun teklifinin yalnızca bir hukuk metni olmadığını, aynı zamanda Türkiye'nin dijital istiklali için bir taahhüt olduğunu ifade etti. 'Nasıl ki savunma sanayisinde yerli İHA ve SİHA'larımızı geliştirdiysek, dijital alanda da kendi hukuk düzenimizi ve etik kurallarımızı oluşturacağız' diyen Öztürk, Türkiye'nin bu alanda sadece takip eden değil, kuralları koyan bir aktör olması gerektiğini belirtti.
Gelecek nesiller için güvenli dijital dünya vurgusu
Kanun teklifinin, vatandaşların dijital güvenliğini, demokrasinin sağlıklı işleyişini ve devletin dijital egemenliğini güçlendireceğini belirten Öztürk, 'Türk milletinin ve devletinin hakkını korumak, kamu düzenini muhafaza etmek ve gelecek nesillerin güvenli bir dijital dünyayla buluşmasını sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz' ifadelerini kullandı.