Yapay Zeka Öğrenmeyi mi Destekliyor, Yoksa Engelliyor mu?
Teknolojinin hızla geliştiği dijital çağda, çocukların ödevlerini yaparken yapay zeka uygulamalarından yardım alması artık günlük hayatın bir parçası haline geldi.
Yapay Zeka Rehber Olabilir Ama Emek Yerine Geçmemeli
Ergün'e göre yapay zeka uygulamaları, ödev sürecinde çocuklara bilgiye hızlı ulaşma ve araştırma yapma imknı tanıyor. Ancak çocukların tüm sorumluluğu bu araçlara devretmesi, öğrenme sürecini yüzeyselleştiriyor. 'Bir öğrenci, ödevini tamamen yapay zekaya bırakıyorsa aslında o konuyu öğrenmemiş oluyor,' diyen Ergün, bu durumun uzun vadede öğrencileri araştırma alışkanlığından uzaklaştırabileceğini belirtiyor.
Uzman, ebeveynlerin çocukların bu süreçte rehberi olması gerektiğini vurguluyor. Çocuğun ödevinde hangi konularda yapay zekadan faydalanabileceğini, hangi kısımları kendi emeğiyle hazırlaması gerektiğini öğretmek, teknolojiyi doğru kullanmanın temel adımı olarak görülüyor.
Klasik Yöntemler Hl Değerini Koruyor
Teknolojiyle birlikte bilgiye erişim kolaylaşsa da, uzmanlar klasik araştırma yöntemlerinin önemine dikkat çekiyor. Ergün, 'Ansiklopediye bakmak, kitap karıştırmak, kütüphane ortamında çalışmak gibi geleneksel yollar unutulmamalı. Çocuklar bu iki yöntemi bir arada kullanmayı öğrenmeli,' diyerek dengeli yaklaşımın altını çiziyor.
Uzmanlara göre yalnızca dijital kaynaklardan beslenen öğrenciler, bilgiyi derinlemesine analiz etmekte zorlanabiliyor. Klasik yöntemler çocuklara sabır, dikkat ve araştırma disiplini kazandırırken, yapay zeka araçları hız kazandırıyor ancak emek sürecini kısaltıyor. Eğitimciler, bu iki yöntemin harmanlanmasının en doğru öğrenme biçimi olacağı görüşünde birleşiyor.
Hazır Cevaplar Öğrenmeyi Engelliyor
Yapay zekadan alınan çıktıları okumadan ödev dosyalarına ekleyen çocukların sayısı her geçen gün artıyor. Bu durumun ciddi bir öğrenme sorunu doğurduğunu vurgulayan Emine Ergün, 'Çocuklar ne yazdıklarını bile bilmeden ödev teslim ediyor. Bu, araştırma ve sorgulama becerilerini tamamen köreltebilir,' ifadelerini kullandı.
Uzmanlara göre öğrencilerin sadece 'sonuç' odaklı çalışması, eğitim sürecinin en değerli kısmı olan merak duygusunu ortadan kaldırıyor. Öğretmenlerin bu konuda farkındalık yaratması ve ödevlerde öğrencilerin kendi cümleleriyle ifade becerilerini ölçmesi gerektiği belirtiliyor.
Yasaklamak Değil, Doğru Kullanımı Öğretmek Gerekiyor
Yapay zekanın tamamen yasaklanması, uzmanlara göre hem mümkün hem de doğru bir çözüm değil. Ergün, 'Yapay zeka bazı ödevlerde destekleyici olabilir. Ancak proje, sunum ya da yaratıcılık gerektiren çalışmalarda çocuk kendi becerilerini ortaya koymalıdır,' diyor. Bu yaklaşım, öğrencilerin teknolojiden yararlanırken aynı zamanda üretkenliğini korumasını sağlıyor.
Uzmanlar, öğretmenlerin derslerde yapay zekayı bir 'yardımcı kaynak' olarak tanıtmasının çocukları bilinçlendireceğini düşünüyor. Böylece öğrenciler, yapay zekayı sadece bilgiye erişim aracı olarak değil, düşünme sürecini destekleyen bir araç olarak kullanmayı öğrenebilir.
Ailelere Çağrı: Çocuklarınızı Takip Edin ve Yönlendirin
Günümüz çocuklarının teknolojiyle iç içe büyüdüğünü hatırlatan Ergün, ebeveynlere önemli bir uyarıda bulunuyor: 'Çocuğun bilgisayar başında gerçekten ödev mi yaptığını, yoksa hazır içerik mi kopyaladığını mutlaka kontrol edin.' Ailelerin çocuklarıyla düzenli iletişim kurması, onların teknolojiyle kurduğu ilişkiyi sağlıklı şekilde yönetmelerine yardımcı oluyor.
Ergün, ödevin sadece bir 'görev' değil, aynı zamanda sorumluluk ve karakter gelişimi süreci olduğunu hatırlatıyor. 'Önemli olan çocuğun ödevi teslim etmesi değil, o süreçte düşünmeyi, araştırmayı ve dürüst çalışmayı öğrenmesidir,' diyor.
Yapay zek, eğitimde güçlü bir destek aracı olabilir; ancak rehbersiz kullanıldığında öğrenmeyi yüzeyselleştiren bir 'kopya makinesi'ne dönüşebilir. Uzmanlara göre, bu dönüşümün önüne geçmenin yolu ailelerin bilinçli takibi, öğretmenlerin yönlendirmesi ve çocukların kendi emeğine değer vermesiyle mümkün olacak.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım