Uzmanlardan Kritik Uyarı: Zayıflama İlaçları Kalıcı Görme Kaybına Yol Açabilir

Son dönemde popülaritesi hızla artan yeni nesil zayıflama ilaçlarıyla ilgili önemli bir sağlık uyarısı geldi. Diyabet tedavisi için geliştirilen, ancak kilo kaybı sağlaması nedeniyle geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşan bu ilaçların nadir de olsa kalıcı görme kaybına neden olabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, bu ilaçları kullanmadan önce mutlaka göz muayenesinden geçilmesi gerektiğini vurguluyor.

Zayıflama İlaçlarında Gizli Tehlike: Görme Siniri Hasarı

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sevil Arı Yaylalı, özellikle GLP-1 reseptör agonistleri olarak bilinen bu ilaçların, bazı kişilerde ciddi göz sağlığı sorunlarına yol açabileceğini söyledi. Yaylalı, görme sinirinin beslenmesini etkileyen iskemik optik nöropatinin bu ilaçlarla en çok ilişkilendirilen yan etkilerden biri olduğunu ifade etti.

Bu durum, ani gelişebilen ve tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybına kadar ilerleyebilen bir tabloya işaret ediyor. Prof. Dr. Yaylalı, 'Bu tarz ilaçları zayıflamak uğruna kontrolsüz şekilde kullanmak, geri dönüşü olmayan göz hasarlarına neden olabilir' diyerek uyarıda bulundu.

Şeker Hastaları ve Obez Bireyler İçin Ek Riskler Bulunuyor

GLP-1 ilaçları özellikle obezite tedavisinde sıkça tercih ediliyor. Ancak Prof. Dr. Yaylalı, diyabeti bulunan kişilerin bu ilaçları kullanırken çok daha dikkatli olması gerektiğini söyledi. Çünkü kan şekeri seviyelerinde hızlı düşüşler, özellikle diyabetik retinopati gibi mevcut göz hastalıklarını ağırlaştırabiliyor.

Yaylalı, ilaç kullanımı öncesinde mutlaka kapsamlı bir göz muayenesi yapılması gerektiğini belirterek şu uyarılarda bulundu:

'Retinopati, makula ödemi veya görme noktasında duyarlılığı etkileyen başka bir rahatsızlık varsa, bu ilaçlar tabloyu daha kötü hale getirebilir. Hastaların tedaviye başlamadan önce göz hekimi tarafından değerlendirilmesi büyük önem taşıyor.'

Görme Noktasında Sıvı Birikmesi ve Göz İçi Enjeksiyon Gerekliliği

Prof. Dr. Yaylalı, bazı hastalarda bu ilaçların kullanımına bağlı olarak görme azalmasına neden olan sıvı birikiminin meydana geldiğini hatırlattı. Bu durumun erken teşhis edilmemesi halinde tedavinin gecikebileceğini belirtti. Göz içi enjeksiyonların bu tür vakalarda sıklıkla başvurulan bir yöntem olduğunu ifade eden Yaylalı, 'İlaç kullanan kişiler, görmede ani bulanıklık, ışık çakmaları veya görüş alanında kararma gibi belirtiler hissederse derhal bir uzmana başvurmalıdır' dedi.

Bu tür yan etkilerin erken yakalanması, kalıcı hasar oluşmasını önleyebilir. Bu nedenle düzenli kontrol ve takip büyük önem taşıyor.

Sarı Nokta Hastalığı ile İlişkisi Araştırılıyor

Yeni nesil zayıflama ilaçlarının yaşa bağlı sarı nokta hastalığı üzerinde nasıl bir etki oluşturduğu ise hl bilim dünyasında tartışma konusu. Bazı küçük ölçekli araştırmalarda kuru tip makula dejenerasyonu riskinde azalma görülürken, yaş tip formun arttığına dair bulgular da paylaşılıyor. Ancak uzmanlara göre mevcut bilgiler kesin bir yargı için yeterli değil.

Prof. Dr. Yaylalı, 'Bu ilaçların uzun vadeli etkilerinin anlaşılabilmesi için geniş hasta gruplarında yapılacak detaylı çalışmalara ihtiyaç var. Özellikle 50 yaş üzerindeki bireylerde ilaç kullanımının göz sağlığı üzerindeki etkisi daha dikkatli izlenmeli' diyerek değerlendirmede bulundu.

Kontrolsüz İlaç Kullanımı Ciddi Sonuçlar Doğurabilir

Uzmanlar, sosyal medyada hızla yayılan 'hızlı kilo verme' trendinin kontrolsüz ilaç kullanımını artırdığına dikkat çekiyor. Yanlış dozlar, doktor onayı olmadan kullanılan ilaçlar ve bilinçsiz uygulamalar hem metabolik hem de görsel komplikasyonlara zemin hazırlayabiliyor.

Hekimler, zayıflama ilaçlarının mutlaka endokrinoloji veya iç hastalıkları uzmanı tarafından reçete edilmesi gerektiğini, takip sürecinin göz hekimleriyle birlikte yürütülmesinin en güvenli yöntem olduğunu belirtiyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım