Türkiye İçin Kırmızı Alarm

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Cesur, dünya genelinde hızla artan diyabet vakalarına dikkat çekerek Türkiye için çarpıcı uyarılarda bulundu. Uluslararası Diyabet Federasyonu'nun (IDF) son projeksiyonlarını paylaşan Cesur, 2045 yılına gelindiğinde hem dünya hem de Türkiye genelinde diyabetli birey sayısının dramatik biçimde yükseleceğini belirtti.

2045'te Diyabetli Sayısı 13,4 Milyona Çıkacak! Uzmanlardan Acil Önlem Çağrısı

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Cesur, dünya genelinde hızla artan diyabet vakalarına dikkat çekerek Türkiye için çarpıcı uyarılarda bulundu. Uluslararası Diyabet Federasyonu'nun (IDF) son projeksiyonlarını paylaşan Cesur, 2045 yılına gelindiğinde hem dünya hem de Türkiye genelinde diyabetli birey sayısının dramatik biçimde yükseleceğini belirtti.

Diyabet Küresel Ölçekte Patlama Yaşıyor

Prof. Dr. Mustafa Cesur'un aktardığı verilere göre, diyabet yalnızca Türkiye'nin değil tüm dünyanın karşı karşıya olduğu en kritik halk sağlığı sorunlarından biri hline gelmiş durumda. IDF'nin araştırmalarına göre 2023 itibarıyla yaklaşık 537 milyon olan diyabetli birey sayısının 2045 yılına kadar 783 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.

Bu öngörü, her 10 yetişkinden en az birinin diyabetle yaşayacağı anlamına geliyor. Uzmanlara göre yaşam tarzındaki değişiklikler, obezite artışı, hareketsizlik ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları bu yükselişin hızlanmasındaki en önemli etkenler.

Türkiye'de Diyabet Artışı Endişe Verici Boyutta

Prof. Cesur'un açıklamasına göre Türkiye'de diyabet görülme sıklığı dünyaya kıyasla daha hızlı artıyor. IDF verileri, Türkiye'de 2045 yılında 13,4 milyon diyabetli birey olacağını gösteriyor. Bu rakam, mevcut sayının yaklaşık iki katına denk geliyor.

Türkiye'nin diyabetli birey sayısı bakımından dünyada 10. sıraya yerleşeceği tahmin ediliyor. Uzmanlar, bu artışın yalnızca sağlık alanında değil, ekonomik yük açısından da ciddi riskler barındırdığını belirtiyor.

Risk Faktörleri Hızla Yayılıyor

Prof. Dr. Cesur, Türkiye'de diyabet vakalarının artışında belirleyici olan risk faktörlerini şöyle özetledi:

'Hareketsiz yaşam, fast-food tüketimindeki artış, obezite oranlarının yükselmesi, stresli çalışma koşulları ve uyku düzenindeki bozulmalar, diyabeti tetikleyen en önemli nedenlerdir.'

Ayrıca çocuk ve gençlerde obezitenin dramatik şekilde artması, diyabetin artık yalnızca yetişkin hastalığı olmaktan çıkıp genç yaşlara doğru kaydığını gösteriyor. Bu durum, gelecekte daha geniş bir hasta yükü anlamına geliyor.

Erken Tanı Hayat Kurtarıyor: Uzmanlardan Taramaların Artırılması Çağrısı

Prof. Dr. Cesur, diyabetin büyük bölümünün önlenebilir veya erken tanıyla kontrol altına alınabilir bir hastalık olduğunun altını çizdi. Ancak Türkiye'de pek çok bireyin diyabetli olduğunu ancak geç safhada öğrendiğini söyledi.

Uzmanların önerileri arasında şunlar öne çıkıyor:

  • Düzenli kan şekeri ölçümlerinin teşvik edilmesi

  • Obeziteyle mücadele programlarının güçlendirilmesi

  • Okullarda sağlıklı beslenme ve aktivite alışkanlıklarının yerleştirilmesi

  • Risk grubundaki bireylerde tarama sıklığının artırılması

Prof. Dr. Cesur'a göre diyabetin ilerlemesi, erken dönemde fark edilmediğinde böbrek yetmezliği, kalp hastalıkları, görme kaybı ve sinir hasarı gibi ağır sonuçlar doğurabiliyor.

Sağlık Sistemi İçin Büyük Yük: Ekonomik Etkiler Artacak

Diyabetin yalnızca bir sağlık sorunu olmadığına dikkat çeken uzmanlar, hastalığın maliyetlerinin de giderek arttığını belirtiyor. Tedavi masrafları, komplikasyonların neden olduğu ek yükler ve iş gücü kayıpları, diyabeti ülkeler için çok boyutlu bir sorun hline getiriyor.

Türkiye'de diyabet harcamalarının önümüzdeki 20 yılda ciddi oranda artacağı tahmin ediliyor. Bu nedenle uzmanlar, hastalıkla mücadelede daha agresif politikaların uygulanması gerektiğini vurguluyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım

Bakmadan Geçme