Türkiye COP30'da Ulusal Katkı Beyanını Açıkladı: 2035 İçin Yeni Emisyon Hedefi Belirlendi

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin 30. Taraflar Konferansı (COP30) Brezilya'nın Belem kentinde devam ederken, Türkiye toplantılarda önemli bir adım attı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye'nin güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanı'nı uluslararası kamuoyuyla paylaşarak yeni hedefleri ve iklim politikalarını detaylı biçimde anlattı.

Bakan Kurum yaptığı konuşmada, Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadelede yalnızca teknik bir politika değil, insanlığa verilen söz niteliğinde bir yaklaşım benimsediğini vurguladı. Türkiye'nin COP31 Başkanlığına adaylığının da altını çizen Kurum, bu süreçte adil, kapsayıcı ve hakkaniyetli bir konferans düzenleme iradesinin güçlü olduğunu belirtti.

Ulusal Katkı Beyanı'nın Ana Çerçevesi

Türkiye'nin yeni Ulusal Katkı Beyanı, enerji, ulaşım, sanayi, tarım ve atık yönetimi gibi pek çok sektörde düşük karbonlu ve dayanıklı bir gelecek hedefini taşıyor. Bakan Kurum, beyanın sadece teknik bir belge olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, tüm toplumun ortak bir dönüşüm vizyonunu yansıttığını ifade etti.

Beyan, iklim değişikliğinin yalnızca çevreyi ilgilendiren bir başlık olmaktan çıktığını, ekonomik ve sosyal alanları da doğrudan etkileyen bir sorun hline geldiğini ortaya koyuyor. Türkiye, Paris Anlaşması kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirirken, kalkınma hedefleriyle uyumlu bir yeşil dönüşüm modelini benimsediğini uluslararası topluma duyurdu.

2035 İklim Hedefi: Emisyonu 643 Milyon Tona Düşürmek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz aylarda duyurduğu 2035 hedefi, COP30'da resmiyete kavuştu. Buna göre Türkiye, mevcut emisyon projeksiyonlarını aşağı yönlü revize ederek:

• 2030 yılı için öngörülen 695 milyon ton sera gazı emisyonunu,
  2035 yılına kadar 643 milyon tona düşürmeyi amaçlıyor.

Bakan Kurum, bu hedefin yenilikçi politikalar, yeşil teknoloji yatırımları ve sürdürülebilir şehircilik uygulamalarıyla destekleneceğini açıkladı. Ayrıca Türkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda her sektörde güçlü bir dönüşüm süreci yürütüldüğünü belirtti.

COP31 Başkanlığı İçin Kararlılık Mesajı

Türkiye, COP31 için resmi olarak adaylığını açıklamış durumda. Bakan Kurum konuşmasında, bu adaylığın en önemli unsurunun küresel adalet, kapsayıcılık ve kırılgan ülkelerin sesine alan açmak olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin adaylık vizyonu:

• Yalnızca bölgesel sorunlara değil,
  Afrika, Pasifik ve iklim etkilerinden en çok zarar gören bölgelerin ihtiyaçlarına odaklanan bir konferans modeli öngörüyor.

Kurum, Türkiye'nin iklim diplomasisindeki samimiyet ve iş birliği yaklaşımının, COP31'in ortak ev sahipliği müzakerelerinde özellikle Avustralya ile yoğun şekilde sürdürüldüğünü belirtti.

İklim Diplomasisinde Yoğun Trafik

COP30 kapsamında Bakan Kurum, farklı ülkelerden üst düzey temsilcilerle bir araya gelerek Türkiye'nin yürüttüğü iklim uyumu ve çevre projeleri hakkında bilgi paylaştı.

Bakanın görüştüğü isimler arasında:

• Brezilya Çevre Bakanı Marina Silva

• Avustralya İklim ve Enerji Bakanı Chris Bowen

• Azerbaycan Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Muhtar Babayev

• Almanya Çevre Bakanı Carsten Schneider

• Birleşik Krallık Net Sıfırdan Sorumlu Bakan Ed Miliband

yer aldı.

Bu görüşmelerde Türkiye'nin iklim projeleri, yeşil şehircilik uygulamaları, atık yönetimi modeli ve yenilenebilir enerji yatırımları detaylı şekilde ele alındı.

Australia ile COP31 İçin Ortaklık Müzakereleri Sürüyor

Bakan Kurum'un özellikle Avustralya ile gerçekleştirdiği görüşme dikkat çekti. Türkiye'nin COP31'e ortak ev sahipliği hedefinde iki ülke arasındaki diplomatik temasların artırıldığı belirtildi.

Kurum, 'Türkiye olarak süreçte kimseyi dışarıda bırakmadan ilerlemeye hazırız' diyerek, iklim eyleminde güçlü bir ortaklık mesajı verdi.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım