Trafik Sigortasında 2026 Düzenlemesiyle İlgili Yanlış Algılara Resmi Açıklık Getirildi
SEDDK tarafından yapılan açıklamada, zorunlu trafik sigortasında hasarsızlık indiriminin araçtan bağımsız hale getirilerek sürücüye bağlandığı yönündeki bilgilerin doğru olmadığı vurgulandı.
Zorunlu trafik sigortasına ilişkin 1 Ocak 2026 tarihinde yürürlüğe girecek düzenleme hakkında kamuoyunda oluşan soru işaretleri, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yapılan açıklamayla netlik kazandı. Son günlerde bazı yayın organlarında yer alan haberlerde, hasarsızlık indiriminin tamamen sürücüye bağlanacağı ve birden fazla araç sahibi olan kişilerin ikinci araçlarında da avantajlı basamaktan sigorta yaptırabileceği yönünde ifadeler kullanıldı. SEDDK, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek düzenlemenin kapsamını ayrıntılarıyla kamuoyuna duyurdu.
Hasarsızlık İndirimi İle İlgili Haberler Neden Yanlış Anlaşıldı?
SEDDK tarafından yapılan açıklamada, zorunlu trafik sigortasında hasarsızlık indiriminin araçtan bağımsız hale getirilerek sürücüye bağlandığı yönündeki bilgilerin doğru olmadığı vurgulandı. Kurum, söz konusu düzenlemenin yalnızca araç değişimi sürecine ilişkin bir kolaylık getirdiğini belirtti. Özellikle yeni bir araç satın alınıp eski aracın daha sonra satılması durumunda yaşanan basamak kayıplarının önüne geçilmesinin hedeflendiği ifade edildi. Buna rağmen, bazı haberlerde düzenlemenin sürücü temelli bir modele geçiş anlamına geldiği yönünde yorumlar yapılmasının yanlış algıya yol açtığı aktarıldı.
Mevcut Uygulamada Trafik Sigortası Nasıl Düzenleniyor?
Mevcut mevzuata göre trafik sigortası, Karayolları Trafik Kanunu kapsamında motorlu aracın işleteni adına düzenleniyor. Sigorta poliçeleri hazırlanırken aracı kullanacak sürücüler dikkate alınmıyor ve poliçe, doğrudan araç üzerinden tanımlanıyor. Bu durum, bir kişinin birden fazla araca sahip olması halinde önemli bir sonuç doğuruyor. İlk araç için kazanılmış hasarsızlık indirimi korunurken, ikinci veya sonraki araçlar için yapılan poliçeler genellikle orta basamak olarak bilinen dördüncü basamaktan başlatılıyor. SEDDK, bu uygulamanın uzun süredir yürürlükte olduğunu ve 2026 düzenlemesinin bu temel yapıyı değiştirmediğini açıkça ifade etti.
1 Ocak 2026 Tarihinde Yürürlüğe Girecek Düzenlemenin Kapsamı
SEDDK açıklamasında, 1 Ocak 2026 tarihinde devreye girecek düzenlemenin yalnızca araç değişim sürecini kapsadığı belirtildi. Buna göre, avantajlı basamakta bulunan bir araca sahip sigortalı, yeni aracını satın aldıktan sonra eski aracını satarsa, hasarsızlık indirimi hakkını kaybetmeyecek. Yeni sistem, bu avantajlı basamağın yeni araca aktarılmasına imkan tanıyacak. Sigortalıların bu işlem için acentelerine ya da sigorta şirketlerine başvurmaları halinde basamak düzeltmesi yapılabilecek. Başvuru yapılmaması durumunda ise sistem, poliçenin yenileme döneminde bu düzeltmeyi otomatik olarak gerçekleştirecek. Aynı uygulamanın dezavantajlı basamakta bulunan sigortalılar için de geçerli olacağı ifade edildi.
Araç Sahipleri İçin Düzenlemenin Anlamı Nedir?
Yeni düzenleme, özellikle araç değişimlerinde yaşanan hak kayıplarını önlemeyi amaçlıyor. Daha önce yeni araç alıp eski aracını daha sonra satan birçok araç sahibi, hasarsızlık indirimi açısından dezavantajlı duruma düşebiliyordu. 2026 itibarıyla bu durum ortadan kalkacak ve sigortalılar, kazandıkları basamak haklarını yeni araçlarına aktarabilecek. Ancak bu düzenleme, birden fazla aracı aynı anda bulunan kişilerin tüm araçları için avantajlı basamaktan sigorta yaptırabileceği anlamına gelmiyor. SEDDK, bu ayrımın özellikle altını çizerek yanlış beklentilerin önüne geçmeyi hedefliyor.
Sürücü Temelli Sigorta Modeli İçin Çalışmalar Devam Ediyor
SEDDK, trafik sigortasında iyi sürücü ile riskli sürücü ayrımını daha net ortaya koyabilecek bir sistem için çalışmaların sürdüğünü de duyurdu. Kurum, sigorta poliçelerinin araçtan veya işleten kavramından bağımsız olarak doğrudan sürücü temelli düzenlenebilmesine yönelik alternatif modeller üzerinde ilgili paydaşlarla birlikte kapsamlı çalışmalar yürütüldüğünü açıkladı. Bu çalışmaların tamamlanmasının ardından elde edilen bulgular ve olası düzenleme önerilerinin kamuoyuyla paylaşılacağı belirtildi. Yapılan açıklama, 1 Ocak 2026 düzenlemesinin bu sürücü temelli modele geçiş anlamına gelmediğini açık biçimde ortaya koydu.