TBMM'de 'Suça Sürüklenen Çocuklar' İçin Araştırma Komisyonu Kuruluyor

Çocukların Suçla Teması Meclis Gündeminde

TBMM'de grubu bulunan partilerin ortak önerisiyle hazırlanan teklif, çocukların suça sürüklenmesinin nedenlerini incelemeyi, mevcut sistemdeki eksiklikleri ortaya koymayı ve yeni politika önerileri geliştirmeyi amaçlıyor.
Öneride, Anayasa'nın 41. maddesinde yer alan 'devlet, ailenin huzur ve refahı ile çocukların korunması için gerekli tedbirleri alır' hükmü esas alınarak çocukların eğitimden adalet sistemine kadar her alanda korunmasının önemi vurgulanıyor.

Komisyon, çocukların yalnızca suç işledikten sonra değil, suça yönelmeden önce korunması gerektiği görüşüyle hareket edecek. Bu kapsamda sosyoekonomik etkenler, aile yapısı, okul ortamı, dijital bağımlılık ve çevresel faktörler de incelenecek.

Meclis Araştırma Komisyonu'nun Görev Alanı

Komisyonun kurulmasıyla birlikte 'suç işleyen çocuklar' meselesi tüm yönleriyle değerlendirilecek.
Araştırma sürecinde; Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere birçok kamu kurumu temsilcisinin görüşleri alınacak.
Ayrıca çocuk hakları alanında çalışan sivil toplum örgütleri, akademisyenler ve uzman psikologlar da komisyon toplantılarına davet edilecek.

Komisyonun görevleri arasında, çocukların ceza adalet sistemine girmeden önce yönlendirilebileceği koruyucu mekanizmaların güçlendirilmesi, eğitimde fırsat eşitliğinin artırılması ve çocuklara yönelik rehabilitasyon modellerinin geliştirilmesi de bulunuyor.

Komisyon, çalışmalarını tamamladıktan sonra kapsamlı bir rapor hazırlayacak. Raporda, Türkiye'de çocukların suça karışmasını önlemek için uygulanabilecek yasal değişiklik önerileri, sosyal politikalar ve önleyici projeler yer alacak.

Çalışma Süresi ve Kapsamı Belirlendi

TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilmesi beklenen teklife göre araştırma komisyonu, 3 ay süreyle görev yapacak.
Gerekli görülmesi halinde bu süre 1 ay daha uzatılabilecek.
Komisyon, çalışmalarını yalnızca Ankara'da değil, farklı illerde saha ziyaretleri yaparak da sürdürecek.

Bu ziyaretlerde çocuk ıslahevleri, denetimli serbestlik merkezleri, sosyal hizmet kuruluşları ve çocuk destek merkezleri incelenecek.
Ayrıca çocuk mahkemelerinde görev yapan hakimler, savcılar, sosyal hizmet uzmanları ve öğretmenlerle görüşülerek sistemin mevcut durumu sahadan gözlemlenecek.

Komisyonun hazırlayacağı rapor, yalnızca mevcut sorunları değil, uluslararası örnekleri de içerecek. Avrupa Birliği ülkeleri, Kanada ve İskandinav ülkelerindeki çocuk adalet sistemleri de karşılaştırmalı olarak incelenecek.

Amaç: Çocukların Topluma Yeniden Kazandırılması

Komisyonun en önemli hedeflerinden biri, suça karışan çocukların cezalandırılmasından ziyade topluma kazandırılmasını sağlamak.
Uzmanlara göre, çocukların suça yönelmesinin altında çoğunlukla ihmal, yoksulluk, aile içi şiddet, okul başarısızlığı ve çevresel etkiler gibi nedenler yatıyor.
Bu nedenle komisyon, yalnızca hukuki değil, aynı zamanda sosyal destek ve psikolojik danışmanlık boyutlarını da ele alacak.

Ayrıca çocukların dijital platformlarda şiddet, kumar veya istismar içeriklerine maruz kalmasının önlenmesi için internet güvenliği ve dijital farkındalık konularında da öneriler hazırlanacak.
Bu doğrultuda, medya kuruluşlarının sorumlulukları ve sosyal medya şirketlerinin denetimi de gündeme alınacak.

Yeni Dönemde Çocuk Politikaları Güçlenecek

TBMM'de kurulacak bu yeni komisyon, çocuk politikalarının yeniden şekillendirilmesinde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Elde edilecek veriler ve öneriler doğrultusunda, çocukların korunması, eğitimi ve toplumsal uyumunun artırılması yönünde yeni yasal düzenlemeler gündeme gelebilecek.

Uzmanlar, komisyonun yalnızca mevcut sorunlara değil, geleceğe yönelik önleyici adımların atılmasına da katkı sağlayacağını belirtiyor.
Meclis'teki tüm siyasi partilerin ortak desteğiyle kurulacak komisyonun, çocuk hakları konusunda partiler üstü bir dayanışma örneği oluşturması bekleniyor.

Bu çalışmalar sonucunda Türkiye'nin çocuk adalet sisteminde daha insancıl, önleyici ve koruyucu bir yaklaşımın benimsenmesi hedefleniyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım