Tapusu Olmayan Balıkçı Barınakları Milyonluk Lüks Konutlara Dönüştü: Trabzon'da Fahiş Fiyat Alarmı
Trabzon'da denizle iç içe yaşam arayanların yeni adresi, aslında balıkçılar için yapılmış olan barınak ve çekek yerleri oldu.
Trabzon'da denizle iç içe yaşam arayanların yeni adresi, aslında balıkçılar için yapılmış olan barınak ve çekek yerleri oldu. Kanunen tamamen kamuya ait olan bu alanlar, son yıllarda amaç dışı kullanımla birlikte adeta lüks konutlara dönüştürüldü. Tapusu bulunmayan bu barınakların 5 ila 7 milyon TL arasında el değiştirmesi ise kentte ciddi tartışmalara yol açtı. Deniz kıyısında özel mülk gibi kullanılan yapılar, iş insanlarından kamu görevlilerine, profesyonel futbolculardan varlıklı kesimlere kadar geniş bir kitlenin ilgi odağı haline geldi.
Tapusuz Barınakların Lüks Yaşam Alanına Dönüşmesi Tartışma Yarattı
Trabzon, uzun yıllardır balıkçılığıyla öne çıkan bir şehir olsa da son dönemlerde sahil şeridindeki balıkçı barınaklarının işlevi büyük ölçüde değişti. Balıkçılara ekipmanlarını koruma ve teknelerini bağlama amacıyla verilen bu kullanım alanları, zamanla dış cephe kaplamaları, özel peyzaj düzenlemeleri ve modern iç mekn tasarımlarıyla lüks konutları aratmayacak hale geldi. Özellikle Ortahisar ilçesinde yer alan Faroz ve 100. Yıl balıkçı barınakları, bu dönüşümün en belirgin şekilde hissedildiği noktalar oldu. Tapu kaydı olmamasına rağmen bu yapılar, emlak piyasasında yüksek rakamlarla pazarlanarak büyük ilgi gördü.
Balıkçı Barınakları Özel Mülk Gibi Kullanılıyor
Balıkçı barınaklarının gerçek amacı dışında kullanılması, kentte hem sosyal hem de hukuki tartışmaları beraberinde getirdi. İş insanları, devlet memurları ve futbolcular gibi geniş bir kesim, bu barınakları hafta sonu evi, kişisel hobi alanı ya da tamamen özel bir mülk gibi değerlendirmeye başladı. Sahilin en güzel noktalarında yer alan bu yapılar, manzarası ve konumu nedeniyle lüks yazlıkları aratmayacak bir yaşam alanı sunuyor. Ancak tüm bu kullanım şekline rağmen devlet kayıtlarında bu yapıların mülkiyeti hl kamuya ait görünüyor.
'Devlet İsterse Yıkar' Uyarısı: Fahiş Fiyatlar Gerçek Değeri Yansıtmıyor
Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Erüz, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede bu yapılaşmanın sürdürülebilir olmadığını vurguladı. Erüz, balıkçı barınaklarının tamamının kanunen devlet uhdesinde olduğunu, kişilere yalnızca kullanım hakkı verildiğini açıkladı. Bu nedenle milyonlarca lira talep edilmesinin hukuki bir karşılığının olmadığını belirten Erüz, devlet isterse barınakları yıkabileceğini ve alanları yeniden düzenleyebileceğini söyledi. Fahiş fiyatlarla yapılan devirlerin ise bölgedeki doğal yapıyı tehdit eden kontrolsüz yapılaşmayı daha da artırdığına dikkat çekti.
Kıyı Alanlarında Kaçak Yapılaşma Endişesi Artıyor
Erüz, Trabzon'un denize erişimi sınırlı bir kent olduğunu, bu nedenle kıyı alanlarına olan talebin giderek arttığını belirtti. Bu yoğun talep sonucunda barınakların kapasitesinin katbekat üstünde doldurulduğunu, pek çoğunun da kaçak eklemelerle genişletildiğini ifade etti. Uzmanlara göre bu durum, yaylalarda görülen kaçak yapılaşmanın sahillere taşınmış bir versiyonu olarak değerlendiriliyor. Uluslararası standartlara sahip olması gereken balıkçı barınaklarının, kontrolsüz bir şekilde lüks özel mülklere dönüşmesi hem kent dokusunu hem de kıyı ekosistemini tehdit ediyor.
Balıkçı Barınaklarının Gerçek Amacı Hatırlatılıyor
Uzmanlar, balıkçı barınaklarının dünyanın birçok yerinde halkın taze balığa erişebildiği, denize en yakın noktada doğal bir balıkçılık kültürünün yaşatıldığı bölgeler olduğuna işaret ediyor. Bu alanların özel mülke dönüştürülmesinin, hem balıkçılık faaliyetlerini hem de kamu kullanımını engellediğini belirtiyor. Trabzon'da yaşanan bu dönüşüm, kıyıların gelecekte nasıl korunacağına ilişkin daha geniş kapsamlı bir tartışmayı da beraberinde getiriyor.
Kentte artan tepkilere rağmen balıkçı barınaklarına olan ilgi azalmış değil. Fiyatların lüks dairelerle yarışır hale gelmesi, kıyıların nasıl yönetileceği ve kamusal alanların nasıl korunacağı konusunda yetkililerden yeni düzenlemeler beklenmesine yol açıyor. Bu durum, Trabzon'un sahil şeridinin geleceğiyle ilgili kritik bir uyarı niteliği taşıyor.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım