Sivas'tan Karadeniz'e Uzanan Nehirde Tarihi Düşüş
Türkiye'nin en uzun nehri olan Kızılırmak, son yılların en ciddi kuraklık etkisini yaşıyor. Devlet Su İşleri (DSİ) 19. Bölge Müdürlüğü verilerine göre, nehrin debisi 2025 yılının ekim ayı itibarıyla son dört yılın en düşük seviyesine geriledi.
'Küresel Isınmanın En Açık Sonucu: Kuraklık'
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Coğrafya Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Fatih Kartal, Kızılırmak'taki bu düşüşün sadece bir nehir sorunu değil, küresel ısınmanın bölgesel yansıması olduğunu vurguladı. Kartal, 'Küresel ısınmanın en büyük sonuçlarından biri kuraklıktır. Yağış ortalamaları azaldığında ırmak, göl ve akarsu sistemleri hızla su kaybeder. Kızılırmak'ta yaşanan düşüş bunun açık örneğidir.' ifadelerini kullandı.
Kartal, Kızılırmak'ta son yıllarda yapılan ölçümlerin, her geçen yıl azalan su miktarına işaret ettiğini belirterek, 'Bu azalmalar yalnızca nehrin debisini değil, aynı zamanda bölgedeki tarımı, enerji üretimini ve içme suyu kaynaklarını da doğrudan etkiliyor. Su seviyesindeki her gerileme, bölgesel ekosistemin dengesini bozuyor' dedi.
Uzmanlara göre bu durum, sadece doğal bir süreç değil, aynı zamanda insan etkilerinin de bir sonucu. Yanlış sulama politikaları, kontrolsüz su tüketimi ve ormansızlaşma gibi etkenler, nehir sistemlerindeki su kaybını hızlandırıyor.
Doğal Kaynaklar Bilinçsizce Tüketiliyor
Kuraklıkla birlikte su kaynaklarının azalması, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde bilinçli kullanımın önemini bir kez daha gündeme getirdi. Dr. Kartal, 'Yağışların azalması ve yer altı sularının çekilmesiyle birlikte, içme suyu ve tarımsal sulama kaynaklarında ciddi azalmalar yaşanıyor. Bu süreçte suyun verimli kullanılmaması, gelecekte çok daha büyük sorunlara yol açacak.' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye genelinde yer yer su kesintilerinin yaşandığını hatırlatan Kartal, Sivas'ta da zaman zaman bu tür uygulamaların gündeme geldiğini söyledi. Ona göre alınabilecek en etkili önlemlerden biri, tarımsal üretimde suyu az tüketen ürünlerin tercih edilmesi ve tarımsal sulama yöntemlerinin modernleştirilmesi.
Ayrıca bireylerin de suyu tasarruflu kullanması gerektiğini vurgulayan Kartal, 'Doğal kaynaklarımız sınırsız değil. Her bir damlanın geleceğimiz için anlamı var. Su, yalnızca içmek için değil, gıda üretiminden enerjiye kadar hayatın her alanında temel bir unsur. Bu yüzden her vatandaşın bu konuda bilinçli davranması gerekiyor.' dedi.
Kızılırmak'ın Önemi ve Baraj Sistemi
Kızılırmak, Sivas'ın İmranlı ilçesindeki Kızıldağ'ın güney yamaçlarından doğarak Samsun'daki Bafra Burnu'ndan Karadeniz'e dökülüyor. Yaklaşık 1355 kilometrelik uzunluğuyla Türkiye'nin en uzun nehri olan Kızılırmak, hem tarımsal üretim hem enerji üretimi hem de içme suyu temininde stratejik öneme sahip.
Üzerinde Sarıoğlan, Yamula, Kesikköprü, Hirfanlı, Kapulukaya, Altınkaya, Derbent ve Obruk gibi büyük barajlar bulunan nehir, özellikle ilkbahar aylarında kar sularının etkisiyle taşma noktasına gelirken, son yıllarda yaz ve sonbahar aylarında ciddi oranda çekilme yaşıyor.
Uzmanlara göre bu dengesizlik, Kızılırmak'ın rejiminde bozulma yaratarak hem tarımsal alanlarda sulama sıkıntısına hem de hidroelektrik santrallerinin üretim kapasitesinde düşüşe neden oluyor.
Kuraklıkla Mücadele İçin Ortak Sorumluluk Çağrısı
Kızılırmak'taki debi düşüşü, Türkiye genelinde su yönetiminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Uzmanlar, devletin yeni su politikaları geliştirmesi, tarım sektöründe modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması ve bireylerin günlük yaşamlarında su tasarrufuna özen göstermesi gerektiği konusunda birleşiyor.
Küresel iklim krizinin etkilerinin her geçen yıl daha belirgin hale geldiği bu dönemde, Kızılırmak'taki düşüş, gelecek kuşaklar için sürdürülebilir su politikalarının hayati önemini bir kez daha hatırlatıyor.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım