Olympos Antik Kenti'nde 200 Metrekarelik Hamam Yapısı Gün Yüzüne Çıkarıldı

Antalya'nın Kumluca ilçesinde yer alan Olympos Antik Kenti'nde sürdürülen kazı çalışmalarında, Geç Antik Çağ'a tarihlenen ve bir piskoposa ait olduğu belirlenen sivil konutun yaklaşık 200 metrekarelik hamam yapısı gün yüzüne çıkarıldı.

Olympos'un Tarih Katmanları Kazılarla Ortaya Çıkıyor

Beydağları Sahil Milli Parkı sınırları içinde yer alan Olympos'ta kazı çalışmaları 2006 yılında başlamıştı. O tarihten bu yana Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait çok sayıda kalıntı ortaya çıkarıldı. Kent, hem doğal güzellikleri hem de tarihî zenginliğiyle dikkat çekiyor. Bu yıl Pamukkale Üniversitesi'nden Doç. Dr. Gökçen Kurtuluş Öztaşkın'ın bilimsel başkanlığında yürütülen kazılar, özellikle Bizans dönemine ışık tutan yeni bulgularla öne çıktı.

Kazı ekibi, yapı özellikleri bakımından oldukça nadir örneklerden biri olan bir hamam kompleksini ortaya çıkardı. Bu keşif, Geç Antik Çağ'da sosyal yaşamın ve mimari anlayışın nasıl şekillendiğini anlamak açısından büyük önem taşıyor.

Kentte Yıl Boyunca Farklı Noktalarda Kazı Yapılıyor

Kazı Başkanı Doç. Dr. Gökçen Kurtuluş Öztaşkın, Olympos'un Likya Birliği içinde üç oy hakkına sahip altı önemli kentten biri olduğunu vurguladı. Kentin geniş ve verimli topraklara sahip olduğunu belirten Öztaşkın, Antalya'nın farklı bölgelerinde yıl boyunca aralıksız kazı yapıldığını dile getirdi.

Olympos kazıları, Roma ve Bizans dönemlerinin mimari yapısını ortaya koymak açısından oldukça zengin veriler sunuyor. Nekropol alanları, hamam yapıları, sivil konutlar ve kiliselerde yürütülen kazılarda önemli bulgular elde ediliyor. Özellikle kentin kara yolundan girişinde bulunan 1 No'lu kilisenin zemini, opus tessellatum adı verilen gelişmiş çakıl mozaik tekniğiyle kaplanmış geniş geometrik desenlere sahip mozaiklerle süslü. Bu mozaikler, dönemin estetik anlayışına dair önemli ipuçları veriyor.

Hamam Kompleksi Dikkat Çekici Boyutlarda

Kazılarda ortaya çıkarılan hamam, yaklaşık 200 metrekarelik büyüklüğüyle Geç Antik Çağ için alışılmadık derecede büyük bir yapı olarak öne çıkıyor. Öztaşkın, bu tip hamamların genellikle daha küçük ölçekte inşa edildiğini, ancak Olympos'ta bulunan örneğin dikkat çekici bir büyüklüğe sahip olduğunu ifade etti.

Hamamın tüm ısıtma sistemi, külhan bölümü ve duvarlardan geçen ısıtma kanalları belirgin şekilde korunmuş durumda. Ayrıca, duvar kaplamalarına ait bulgular da yapının mimari detaylarını anlamada önemli rol oynuyor. Yapının konumu ve mimarisi incelendiğinde, hamamın bir piskoposa ait olduğu tespit edildi. Bizans döneminde piskoposlar yalnızca dini lider değil, aynı zamanda kentin idari yöneticileri konumundaydı. Hamamın hem caddeye hem de konuta açılan kapıları bulunuyor. Bu sayede halk, haftanın belirli günlerinde piskoposun kamu hizmeti olarak hamamı ücretsiz şekilde kullanabiliyordu. Bu uygulama, dönemin temizlik ve sağlık anlayışını da gözler önüne seriyor.

Restorasyon Çalışmalarıyla Lahitler Ayağa Kaldırılıyor

Olympos'taki çalışmalar yalnızca yeni yapıların keşfiyle sınırlı değil. Daha önce gün yüzüne çıkarılan eserlerin restorasyonu da titizlikle yürütülüyor. Geçtiğimiz yıl 370 parçaya ayrılmış şekilde bulunan iki lahit, uzman ekiplerin uzun süren çalışmalarıyla yeniden birleştirildi. Restorasyonun tamamlanmasının ardından bu lahitler yerinde sergilenmek üzere ayağa kaldırıldı. Yıl sonuna kadar toplam dört lahitin yeniden inşa edilerek ziyaretçilere sunulması hedefleniyor.

Bu tür çalışmalar, antik kentin kültürel mirasının korunmasına büyük katkı sağlarken, ziyaretçilere de geçmişi yerinde deneyimleme fırsatı sunuyor. Olympos, hem arkeolojik değeri hem de devam eden kazı ve restorasyon projeleriyle Türkiye'nin en önemli tarihî alanlarından biri olmaya devam ediyor.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım

Bakmadan Geçme