İran Nükleer Anlaşmasından Çekildi: Kısıtlamalar Resmen Sona Erdi
İran, 18 Ekim 2025 tarihi itibarıyla 2015 yılında imzalanan ve nükleer faaliyetlerine belirli sınırlar getiren uluslararası anlaşmadaki yükümlülüklerinden artık bağlı olmadığını resmen açıkladı.
İran, 18 Ekim 2025 tarihi itibarıyla 2015 yılında imzalanan ve nükleer faaliyetlerine belirli sınırlar getiren uluslararası anlaşmadaki yükümlülüklerinden artık bağlı olmadığını resmen açıkladı. Tahran yönetimi, anlaşmanın süresinin dolmasıyla birlikte nükleer programına yönelik tüm kısıtlamaların sona erdiğini duyurdu. İran Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ülkenin diplomasiye olan bağlılığının sürdüğü vurgulansa da, Batılı ülkelerin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle anlaşmanın fiilen sona erdiği belirtildi.
Nükleer Anlaşmanın Geçmişi ve Önemi
2015 yılında imzalanan nükleer anlaşma, İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri olan ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere ve Almanya arasında varılmıştı. Bu anlaşma, İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlaması karşılığında uluslararası yaptırımların kaldırılmasını öngörüyordu. Anlaşmanın en önemli amacı, İran'ın nükleer silah üretmesini önlemek ve bölgesel güvenliği sağlamaktı. Ancak yıllar içinde yaşanan siyasi gelişmeler, özellikle ABD'nin anlaşmadan tek taraflı çekilmesi, sürecin bozulmasına yol açtı.
İran, anlaşmanın imzalandığı ilk yıllarda yükümlülüklerine uyduğunu belirtmiş, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı denetimlerini kabul etmişti. Fakat Washington yönetiminin yaptırımları yeniden devreye sokması, Tahran açısından anlaşmayı geçersiz kıldı. Bu gelişmeden sonra İran, adım adım uranyum zenginleştirme faaliyetlerini artırarak anlaşmadaki kısıtlamaları fiilen uygulamaktan vazgeçti.
Arakçi'nin Güvenlik Konseyi'ne Bildirisi
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, BM Güvenlik Konseyi'ne gönderdiği mektupta, nükleer anlaşmayı destekleyen 2231 sayılı kararın süresinin dolduğunu ve bu kararın artık geçerli olmadığını belirtti. Arakçi, söz konusu kararın sona ermesiyle birlikte İran'ın nükleer faaliyetlerine dair tüm sınırlamaların da kalktığını bildirdi.
Arakçi, yaptığı değerlendirmede, 'Anlaşma, diplomasi ve çok taraflı iş birliğinin çatışmaları çözmede en etkili yöntem olduğunu göstermişti. Ancak ABD, yükümlülüklerini yerine getirmeyerek bu dengeyi bozdu' dedi. İranlı bakan, Washington'un tek taraflı yaptırımlarının uluslararası hukuku ihlal ettiğini, bu durumun da anlaşmanın sürdürülebilirliğini ortadan kaldırdığını ifade etti. Avrupa ülkelerinin de kendi taahhütlerini yerine getirmediğini, bunun yerine İranlı kişi ve kurumlara yeni yaptırımlar uyguladıklarını dile getirdi.
İran'ın Yeni Dönem Stratejisi
İran yönetimi, nükleer programda kısıtlamaların sona ermesiyle birlikte yeni bir stratejik dönem başlattı. Tahran, nükleer çalışmalarını artık ulusal çıkarları doğrultusunda yürüteceğini, ancak diplomasiye açık kalacağını açıkladı. Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, 'İran, barışçıl nükleer enerji hakkını korurken, uluslararası diplomasiye olan bağlılığını sürdürecektir' ifadeleri yer aldı.
Bu açıklama, İran'ın nükleer silah üretimi niyetinde olmadığını, ancak uranyum zenginleştirme, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini kendi kararına göre sürdüreceğini gösteriyor. Ülke, bu dönemde bölgesel dengeler açısından daha bağımsız bir tutum sergilemeyi hedefliyor.
Uluslararası Tepkiler ve Olası Sonuçlar
İran'ın bu kararı, küresel diplomasi çevrelerinde geniş yankı uyandırdı. Avrupa ülkeleri ve ABD, İran'ın denetimlerden tamamen çıkmasının bölgesel güvenliği tehlikeye atabileceğini savunuyor. Ancak Tahran yönetimi, anlaşmanın yükümlülüklerini Batı'nın ihlal ettiğini belirterek eleştirileri reddediyor.
Uzmanlara göre bu gelişme, Orta Doğu'da yeni bir nükleer rekabet dönemini başlatabilir. Özellikle İsrail ve Suudi Arabistan gibi ülkeler, İran'ın nükleer faaliyetlerini yakından izliyor. İran ise uluslararası toplumdan saygı beklediğini, barışçıl amaçlarla yürüttüğü çalışmaların meşru olduğunu ifade ediyor.
Yeni Dönemin Sembolik Anlamı
2231 sayılı kararın süresinin dolması, sadece bir hukuki son değil; aynı zamanda İran'ın uluslararası arenada daha bağımsız bir konuma geçişinin sembolü olarak değerlendiriliyor. Bu durum, bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendirebilir. İran, ekonomik yaptırımlara rağmen nükleer teknoloji alanında ilerlemeye kararlı olduğunu gösteriyor.
Tahran yönetiminin önümüzdeki süreçte atacağı adımlar, hem Batı dünyasının politikalarını hem de bölgesel güvenlik stratejilerini doğrudan etkileyecek. İran'ın diplomatik kanalları açık tutması, olası bir yeni anlaşmanın kapısını aralayabilir; ancak yaptırımların sürmesi durumunda, taraflar arasındaki gerilimin artacağı öngörülüyor.
Bu gelişmeyle birlikte dünya, İran'ın nükleer programında yeni bir döneme tanıklık ediyor. Artık kısıtlamalar sona ermiş durumda ve Tahran, bundan sonraki adımlarını kendi ulusal vizyonu doğrultusunda belirlemeye kararlı görünüyor.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım