İnşaat Sektöründe Tarihi Rekor: Ücretli Çalışan Sayısı 2 Milyonu Aştı!
Türkiye'de inşaat sektörü, istihdam açısından tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, 2024 yılı ağustos ayında sektörde ücretli çalışan sayısı 2 milyon 11 bin 335 kişiye yükseldi.
Alt Sektörlerde Dikkat Çeken Artış
İnşaat sektörü kendi içinde üç ana gruba ayrılıyor: bina inşaatı, bina dışı yapı faaliyetleri ve özel inşaat çalışmaları. TÜİK verilerine göre, bu alt grupların tamamında istihdam artışı görüldü.
Ağustos ayı itibarıyla 1 milyon 316 bin 892 kişi bina inşaatında, 258 bin 390 kişi altyapı ve bina dışı yapılarda, 436 bin 53 kişi ise özel inşaat faaliyetlerinde görev yapıyor. Bu oranlar sırasıyla yüzde 8,4, yüzde 5,1 ve yüzde 5'lik bir artışa işaret ediyor.
Bu tablo, hem kamu hem de özel sektörde yürütülen projelerin hız kazandığını gösteriyor. Özellikle kentsel dönüşüm alanlarında ve deprem riski taşıyan bölgelerde yürütülen konut yenileme projeleri, son dönemde istihdam artışının başlıca nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Uzmanlara Göre Artışın Nedenleri
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hepşen, sektördeki bu rekor artışın birkaç temel dinamikten kaynaklandığını belirtiyor. İlk etkenin, kamu kaynaklı altyapı ve kentsel dönüşüm projelerinin son aylarda hızlanması olduğunu vurgulayan Hepşen, 'Yerel seçimler öncesinde başlayan birçok projenin son aşamaya gelmesi sahadaki iş gücü talebini artırdı' dedi.
Hepşen'e göre özel sektör de istihdam artışında önemli bir rol oynuyor. Satış hızının düşük olmasına rağmen birçok firma, 'tamamla, satamasan da elde et' stratejisini izliyor. Bunun nedeni, artan maliyetler karşısında inşaatları bekletmenin daha büyük ekonomik risk oluşturması. Ayrıca, kayıt dışı çalışanların sisteme dahil edilmesiyle istihdam verilerinde geçici yükselişler görülebiliyor.
Uzman, bu seviyenin uzun vadede korunmasının zor olduğuna dikkat çekerek, 'Yeni konut satışları ve ruhsat izinleri bu hızda devam etmezse, 2025'in ilk çeyreğinde istihdamda bir duraklama yaşanabilir' değerlendirmesinde bulundu.
Deprem Bölgesi ve Kamu Projeleri İstihdamı Güçlendiriyor
Gayrimenkul ve İnşaat Platformu Başkanı Mustafa Ekiz ise istihdamdaki artışın bir diğer nedeninin deprem bölgesindeki yeniden inşa çalışmaları olduğunu vurguladı. Ekiz'e göre, özellikle afet sonrası konut projeleri, sosyal konut yatırımları ve kamu altyapı ihaleleri sektöre büyük bir ivme kazandırdı.
Ayrıca özel sektör de, konut talebinin canlı kalması nedeniyle proje üretimini sürdürüyor. Ekiz, 'Konut stoklarının azalması, üretimi hızlandırma gerekliliğini ortaya koydu. Bu durum, firmaları yeni yatırımlara yönlendirdi ve istihdamı destekledi' ifadelerini kullandı.
Ekiz, inşaatın ekonominin lokomotif sektörü olmaya devam ettiğini belirterek, 'Bu veriler, inşaatın Türkiye ekonomisindeki büyüme dinamosu rolünü bir kez daha teyit ediyor' dedi.
Sektörün Ekonomiye Katkısı Artıyor
İnşaat sektörü sadece istihdam açısından değil, aynı zamanda yan sektörleriyle birlikte ekonomiye sağladığı katkıyla da öne çıkıyor. İnşaatla bağlantılı demir-çelik, çimento, seramik, elektrik ve mobilya sektörlerinde de istihdamın arttığı gözlemleniyor.
Büyük altyapı projeleri, otoyollar, tüneller ve havaalanı yatırımları, ekonominin farklı alanlarında da çarpan etkisi yaratıyor. Bu durum, ülke genelinde hem üretimi hem de ihracatı destekliyor.
Uzmanlar, sürdürülebilir büyüme için bu dinamizmin uzun vadeli planlamalarla desteklenmesi gerektiği görüşünde birleşiyor. Özellikle finansman maliyetlerinin yüksek seyrettiği bir dönemde, uygun kredi ve teşvik programlarının devreye alınması gerektiği vurgulanıyor.
İnşaatta Rekor İstihdamın Arkasında Güçlü Dinamikler
Ağustos ayında açıklanan veriler, inşaat sektörünün Türkiye ekonomisindeki önemini bir kez daha gözler önüne serdi. 2 milyon 11 bin 335 kişilik rekor istihdam, sadece bir sayısal veri değil; aynı zamanda ekonomik canlılığın bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Kamu projeleri, özel sektör yatırımları ve afet sonrası yeniden yapılandırma süreçleri, bu başarının temel dinamikleri arasında yer alıyor. Uzmanlar, bu ivmenin korunması halinde 2025 yılında da sektörün istihdamda güçlü konumunu sürdürebileceğini belirtiyor.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım