İlk Kez Ortaya Çıktı! Atatürk'ün Geçirdiği İki Kalp Krizinin Detayları Açıklandı
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sağlık geçmişine dair bilinmeyen önemli bir detay, uluslararası saygın tıp dergisi The Anatolian Journal of Cardiology'de yayımlanan çalışmayla gün yüzüne çıktı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sağlık geçmişine dair bilinmeyen önemli bir detay, uluslararası saygın tıp dergisi The Anatolian Journal of Cardiology'de yayımlanan çalışmayla gün yüzüne çıktı. Araştırmada, Atatürk'ün kalp hastalığına ilişkin arşiv kayıtları incelendi ve iki kritik kalp krizinin ayrıntılarına ulaşıldı. O dönemde modern kardiyoloji teknikleri henüz dünyada yeni gelişmekte olduğu için teşhisler yalnızca Atatürk'ün tarif ettiği semptomlar üzerinden yapılabildi.
Cumhuriyetin İlk Günlerinde Gelen İlk Kalp Krizi
Araştırmaya göre Atatürk, Cumhuriyetin ilanından yalnızca 12 gün sonra, Kasım 1923'te dönemin Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam ile birlikte yemek yerken göğsünde ani ve şiddetli bir ağrı hissetti. Bu sırada Türkiye'de anjiyo, stent veya ekokardiyografi gibi kardiyoloji yöntemleri henüz uygulanmıyordu. Ağrıyı hafifletmek için morfin kullanıldı, kan sulandırıcı yerine o dönemde yeni keşfedilen aspirin verildi. Atatürk'ün 'Alın bu ağrıyı göğsümden' sözleri, yaşadığı acının şiddetini gözler önüne serdi.
İlk kalp krizi sırasında yanında bulunan Dr. Refik Saydam, kalp uyarıcı ilaçlar ve morfinle müdahalede bulundu. Kriz yaklaşık 20 dakika sürdü. İki gün sonra, yine öğle yemeği sonrası bahçede yürürken daha hafif bir atak geçirdi. Bu gelişme üzerine İstanbul'dan Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp Ankara'ya davet edildi.
Bahçede Spor Sırasında Gelen Rahatsızlık
Kayıtlarda, Atatürk'ün köşkün arkasında yaptığı kısa süreli koşu ve zıplama hareketleri sırasında rengi solduğu, terlemeye başladığı ve 'Arkadaşlar, kendimi iyi hissetmiyorum' diyerek bir kayanın üzerine oturduğu anlatılıyor. Yanındakilerin endişelenmesi üzerine ayağa kalkarak yürümeye devam etti ve 'Merak etmeyin, geçti' sözlerini kullandı. Ancak yüzündeki solgunluk, nefes darlığı ve halsizlik belirtileri kalp sorunlarının habercisiydi.
Nutuk Yazarken Yaşanan İkinci Kalp Krizi
Atatürk'ün ikinci ciddi kalp krizi ise 23 Mayıs 1927'de, Nutuk üzerinde yoğun şekilde çalıştığı dönemde meydana geldi. Günlerce süren uzun çalışma saatleri, hem zihinsel hem de fiziksel yorgunluğu artırmıştı. Kriz sırasında göğsünde başlayan ağrı sol koluna doğru yayıldı. Araştırma ekibinden Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Dr. Arif Hüdai, 'Atatürk'ün müşahede raporlarında annesi Zübeyde Hanım'ın da kalp yetmezliğinden vefat ettiği bilgisine ulaştık. Bu durum, genetik bir yatkınlığa işaret ediyor' dedi.
Tıbbi Kayıtlar ve Dönemin Tedavi İmknları
1927 tarihli gözlem raporunda Atatürk için 'Son 9 yıldır ağır fiziksel ve zihinsel yorgunluk şikayeti bulunmaktadır' ifadesi yer aldı. O dönemde anjiyo yapılmadığı için kalp röntgenle incelendi. İlk kriz sonrası Atatürk'e iki ay boyunca sigara ve alkol yasağı getirildi. Modern tıp yöntemlerinden yoksun olunmasına rağmen, dönemin hekimleri eldeki imknlarla Atatürk'ün sağlığını korumaya çalıştı.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım