Hizbullah'tan İsrail'e Sert Gözdağı: 'Açık Bir Saldırı, Karşılığı Olacak

Lübnan'da Hizbullah ile İsrail arasındaki gerilim, örgütün üst düzey isimlerinden Heysem Ali Tabatabai'nin öldürülmesiyle yeniden tırmandı.

Lübnan'da Hizbullah ile İsrail arasındaki gerilim, örgütün üst düzey isimlerinden Heysem Ali Tabatabai'nin öldürülmesiyle yeniden tırmandı. Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, Beyrut'ta düzenlenen anma töreninde yaptığı açıklamalarla İsrail'e çok sert mesajlar gönderdi. Kasım'ın sözleri, bölgede yeni bir çatışma ihtimalinin gündeme gelmesine neden oldu.

Kasım: 'Bu Suikast Moralimizi Bozamaz, Karşılık Vermek Hakkımız'

Hizbullah lideri Naim Kasım, Tabatabai için düzenlenen törene katılan kalabalığa hitap ederken, İsrail'in Beyrut'un Dahiye semtine düzenlediği saldırının açıkça hedefli bir suikast olduğunu söyledi. Tabatabai'nin öldürülmesini 'nitelikli bir suç' olarak değerlendiren Kasım, örgütün bu saldırı karşısında sessiz kalmasının söz konusu olmadığını belirtti.

'Bu suikast moralimizi bozamaz. Biz, uzun yıllara dayanan geleneği ve köklü direnişi olan bir yapıyız.' diyen Kasım, karşılık verme hakkına sahip olduklarını ve bu yanıt için 'uygun zaman ve uygun koşulların' beklendiğini ifade etti. Bu açıklama, Hizbullah'ın yakın zamanda bir misilleme adımı atabileceği yönünde yorumlandı.

'Casusluk Faaliyetleri Her Yerde: İsrail İçeride Bilgi Topluyor'

Konuşmasının önemli bölümlerinden birinde Kasım, Lübnan'daki casusluk faaliyetlerinin boyutuna dikkat çekti. Ülkede uzun zamandır İsrail adına çalışan hücrelerin bulunduğunu söyleyen Hizbullah lideri, uluslararası medya kuruluşlarının faaliyetlerinden yabancı uyruklu kişilerin gelişine, bazı Arap istihbaratlarının etkisine kadar geniş bir ağdan söz etti.

Kasım, 'Ne yazık ki tüm bu casusluk girişimleri İsrail'in işine yarıyor ve düşmana istediği bilgiyi sağlıyor.' ifadelerini kullandı. Bu durumun, Tabatabai'ye yönelik suikastın planlanmasında da etkili olduğu iddia ediliyor.

Dahiye Saldırısı: 5 Ölü, 28 Yaralı

İsrail ordusu 23 Kasım'da Beyrut'un güneyindeki Dahiye bölgesini hedef alan bir hava saldırısı düzenlemişti. Bu saldırı, Hizbullah'ın yönetim merkezi olarak bilinen bölgede gerçekleşmiş ve büyük yankı uyandırmıştı. Bombardımanda Tabatabai'nin yanı sıra dört kişi daha hayatını kaybetmiş, 28 kişi ise yaralanmıştı. Olay, bölgede tansiyonu bir kez daha yükseltmiş ve uluslararası kamuoyunun dikkatini Lübnan-İsrail hattındaki artan gerilime çekmişti.

Hizbullah, saldırının ardından yayımladığı ilk açıklamada da misilleme sinyali vermiş, Tabatabai'nin öldürülmesinin örgüte yönelik stratejik bir saldırı olduğunu vurgulamıştı.

'Uygun Zamanı Seçeceğiz': Bölgedeki Gerilim Yeni Bir Eşiğe Mi Geliyor?

Kasım'ın anma törenindeki açıklamaları, örgütün İsrail'e yönelik bir misilleme planı hazırlığında olduğu algısını güçlendirdi. 'Yaşanan olay apaçık bir saldırı ve iğrenç bir suçtur. Karşılık verme hakkımızı kullanacağız.' ifadeleri, bölgedeki mevcut kırılgan dengelerin daha da hassaslaşabileceğini işaret ediyor.

Hizbullah'ın genellikle geniş kapsamlı saldırı kararlarını 'zamanlama stratejisi'yle yürüttüğü biliniyor. Bu nedenle Kasım'ın sözleri, örgütün ani bir harekete geçmeyeceği, ancak kesin bir yanıtın kaçınılmaz olduğu şeklinde yorumlandı.

Suikastın Bölgesel Etkisi: Ortadoğu Yeni Bir Çatışma Döngüsüne Girebilir

Analistler, Tabatabai'nin Hizbullah'ın askeri kanadında kritik bir isim olması nedeniyle suikastın bölgede yeni bir çatışma dalgası tetikleyebileceğine dikkat çekiyor. Beyrut'ta yaşanan saldırı, hem Lübnan'ın iç istikrarını hem de İsrail sınır hattındaki güvenlik dengesini doğrudan etkiliyor.

Uluslararası toplum, özellikle son haftalarda artan gerilimin daha geniş bir çatışmaya dönüşmemesi için taraflara itidal çağrısında bulunurken, Hizbullah ve İsrail arasındaki karşılıklı tehditlerin dozunun arttığı gözlemleniyor.

Lübnan'ın başkentinde yapılan anma töreni, yalnızca bir kaybın hatırlanması değil, aynı zamanda bölgeyi bekleyen muhtemel gelişmelerin de habercisi oldu. Tüm gözler, Hizbullah'ın 'uygun zaman' dediği yanıtın ne zaman ve nasıl geleceğinde.

Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım

Bakmadan Geçme