Hangi Ülkeler Deniz Suyunu İçme Suyuna Dönüştürüyor ?
Dünya genelinde iklim değişikliği ve uzun süreli yağışsız dönemler, kuraklık sorununu her geçen gün daha da derinleştiriyor. Bu durum yalnızca tarımı değil, aynı zamanda içme suyu kaynaklarını da tehdit eder hale geldi. Çeşitli ülkeler, su krizine karşı farklı yöntemler geliştirirken en çok öne çıkan çözüm ise deniz suyunun tuzdan arındırılarak içilebilir hale getirilmesi. Yüksek maliyetli olmasına rağmen birçok ülke, bu yöntemi temel bir su kaynağı haline getirmiş durumda.
Kuraklığa Karşı Çözüm: Deniz Suyu İçme Suyuna Dönüşüyor
Dünya genelinde iklim değişikliği ve uzun süreli yağışsız dönemler, kuraklık sorununu her geçen gün daha da derinleştiriyor. Bu durum yalnızca tarımı değil, aynı zamanda içme suyu kaynaklarını da tehdit eder hale geldi. Çeşitli ülkeler, su krizine karşı farklı yöntemler geliştirirken en çok öne çıkan çözüm ise deniz suyunun tuzdan arındırılarak içilebilir hale getirilmesi. Yüksek maliyetli olmasına rağmen birçok ülke, bu yöntemi temel bir su kaynağı haline getirmiş durumda.
Orta Doğu Ülkeleri Deniz Suyuna Bağımlı
Su kaynaklarının son derece sınırlı olduğu Orta Doğu'da, tuzdan arındırılmış su günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Birleşik Arap Emirlikleri'nde içme suyunun yüzde 42'si denizden elde edilirken, bu oran Kuveyt'te yüzde 90'a, Umman'da yüzde 86'ya ulaşıyor. Suudi Arabistan'da ise içme suyunun yüzde 70'i denizden sağlanıyor. Üstelik bu oran önümüzdeki yıllarda daha da artacak. Suudi Arabistan'ın mevcut 5,6 milyon metreküp/gün olan tuzdan arındırma kapasitesini 2025'te 8,5 milyon metreküpe çıkarması ve ülke genelindeki su ihtiyacının yüzde 90'ından fazlasını bu yolla karşılaması bekleniyor.
Benzer şekilde, Bahreyn ve İsrail gibi ülkeler de deniz suyunu temel içme suyu kaynağı olarak kullanıyor. 2030 yılına kadar Orta Doğu'da tuzdan arındırılmış su üretiminin iki katına çıkacağı öngörülüyor. Bu tablo, bölgenin kuraklıkla mücadelesinde deniz suyunun stratejik bir unsur olduğunu gösteriyor.
Akdeniz ve Avrupa'da Tuzdan Arındırma Hamlesi
Deniz suyunu içilebilir hale getirme girişimleri yalnızca Orta Doğu ile sınırlı değil. Akdeniz havzasında da pek çok ülke bu yöntemi aktif şekilde kullanıyor. Cezayir, yıllık 631 milyon metreküp üretim kapasitesiyle bölgedeki en yüksek ikinci ülke konumunda. Ülkede en az 20 tuzdan arındırma tesisi faaliyet gösteriyor. İspanya yıllık 405 milyon metreküplük kapasiteyle öne çıkarken, Mısır ise 200 milyon metreküp üretim yapıyor.
İspanya'da özellikle turistik bölgelerde artan su ihtiyacını karşılamak için bu sistem kritik rol oynuyor. Benzer şekilde, Akdeniz ülkeleri giderek artan kuraklık tehdidine karşı yatırımlarını hızlandırıyor. Avrupa Birliği ülkeleri, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için bu alanda yeni projeleri teşvik etmeye devam ediyor.
Amerika ve Asya'da Yükselen Trend
Deniz suyunu içme suyuna dönüştürme teknolojisi, yalnızca Afrika ve Orta Doğu'da değil, Amerika ve Asya kıtalarında da yaygınlaşıyor. ABD, Avustralya, Şili, Meksika, Çin ve Hindistan bu yöntemi kullanan ülkeler arasında yer alıyor. Özellikle Kaliforniya ve Avustralya gibi kuraklığa sık sık maruz kalan bölgelerde deniz suyunu tuzdan arındırma tesisleri stratejik önem taşıyor.
Singapur ve İsrail ise bu alanda dünyaya örnek gösterilen ülkelerden. Küçük yüzölçümleri ve sınırlı doğal su kaynaklarına rağmen, deniz suyu arıtma teknolojilerini ileri seviyede kullanarak halkın ihtiyacını karşılıyorlar. Böylece su güvenliği konusunda dışa bağımlılıklarını minimuma indirmiş oluyorlar.
Maliyet ve Enerji Tüketiminde Gelişmeler
Deniz suyunu içilebilir hale getirmek yüksek enerji gerektirdiği için uzun süre pahalı bir çözüm olarak görüldü. Ancak teknoloji geliştikçe maliyetler önemli ölçüde düştü. 1970'lerde bir metreküp suyu arıtmak için yaklaşık 20 kWh enerji harcanırken, günümüzde bu miktar 1 kWh seviyelerine kadar geriledi.
Üretim maliyetleri de ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor. Singapur, İsrail, ABD, Avustralya, Kuveyt ve Suudi Arabistan'da deniz suyundan içme suyu elde etmenin metreküp maliyeti 0,45 dolar ile 1,03 dolar arasında değişiyor. Bu fiyatlar, geçmiş yıllara kıyasla oldukça makul seviyelere gelmiş durumda. Enerji verimliliğindeki gelişmeler sayesinde, deniz suyundan içme suyu üretimi artık sadece zengin ülkelerin değil, daha geniş bir coğrafyanın başvurabileceği bir yöntem haline geldi.
Deniz Suyu Stratejik Bir Kaynak Haline Geliyor
Uzmanlar, özellikle sahil şehirlerinin su güvenliğini sağlamak için deniz suyunun en güvenilir alternatif kaynaklardan biri olduğunu vurguluyor. Kuraklık ve nüfus artışıyla birlikte içme suyu kaynaklarının yetersiz kaldığı her bölgede, deniz suyunun tuzdan arındırılarak kullanılması kaçınılmaz hale geliyor.
Bugün dünyanın dört bir yanında onlarca ülke, deniz suyunu hem içme hem de kullanım suyu olarak devreye sokmuş durumda. Bu tablo, gelecekte su krizlerinin çözümünde deniz suyunun çok daha kritik bir rol üstleneceğini gösteriyor.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım