Hakkari'de İlginç Köy: 65 Hane Aynı Soyadı Taşıyor, Kapılar Asla Kilitlenmiyor!
Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Yeşildere köyü, Türkiye'de benzeri pek görülmeyen bir özelliğiyle dikkat çekiyor. 65 hanede yaklaşık 500 kişinin yaşadığı bu küçük köyde, neredeyse herkes aynı soyadı taşıyor.
Tek Soyadın Hikayesi: Bir Ailenin 110 Yıllık Mirası
Yeşildere köyünün hikayesi 20. yüzyılın başlarına uzanıyor. Yaklaşık 110 yıl önce Mevlüt Bilici, eşi ve altı çocuğuyla birlikte Gökyurt köyünden ayrılarak bugünkü Yeşildere'ye yerleşti. Mevlüt Bilici'nin çocukları Refik, Sıddık, Kerem, Fetullah, Tevfik ve Feyzi zamanla büyüyüp kendi ailelerini kurdu. Böylece köyde yeni evler, yeni nesiller doğdu ama soyadı hiç değişmedi.
Bugün köyde yaşayan 65 ailenin tamamı aynı kökten geliyor. Yalnızca köy imamı Rıdvan Kuş'un soyadı farklı. Köy Muhtarı Melih Bilici, bu durumu gülümseyerek anlatıyor: 'Köyde bizden olmayan sadece imamımız var. Onun dışında herkes akraba. Hatta anaokulu öğretmenimiz bile Bilici soyadını taşıyor ve o da bizim aileden.'
Güvenin Köyü: Kapılar Kilitlenmiyor
Yeşildere köyü sakinlerinin belki de en dikkat çekici özelliği, birbirlerine duydukları koşulsuz güven. Köyde yaşayanlar, evlerinden çıkarken kapılarını kilitlemiyor. Muhtar Melih Bilici, 'Burada kimse hırsızlıktan korkmaz. Çünkü komşumuz ya amcamızdır ya kuzenimiz. Evde kimse yoksa biri gelir çocuklara bakar, sobayı yakar. Biz birbirimize güvenmeyi öğrendik,' diyor.
Bu güven ortamı köyün yaşam biçimini de şekillendiriyor. Herkesin birbirinin derdinden haberdar olduğu, dayanışmanın güçlü olduğu Yeşildere'de toplumsal huzur dikkat çekiyor. Köylüler, 'Birimizin derdi hepimizin derdi' diyerek dayanışma kültürünü yaşatıyor.
Soyadı Aynılığı Karışıklık da Getiriyor
Her ne kadar soyadı birliği köy halkı için gurur kaynağı olsa da zaman zaman karışıklıklar da yaşanabiliyor. Resmi işlemler sırasında aynı isimdeki kişiler karıştırılabiliyor. Muhtar Bilici, bu durumu şu sözlerle anlatıyor: 'Bir keresinde iki kişi aynı isimdeydi; biri amcam diğeri yeğenimdi. Devlet görevlileri yanlışlıkla amcamı gözaltına almış. Sonra kimlik kontrolünde fark edilip düzeltildi.'
Köyde karışıklıkları önlemek için pratik bir çözüm bulunmuş: lakaplar ve baba isimleri. Örneğin 'Kerem oğlu Mehmet' veya 'Kısa Mehmet' gibi tanımlamalarla kim kimdir kolayca anlaşılıyor. Bu sistem yıllardır köyün sosyal düzeninin bir parçası haline gelmiş durumda.
Köydeki Eğitim Hayatı: Öğretmen de Akraba, Öğrenciler de
Yeşildere'de 17 öğrencinin eğitim gördüğü tek derslikli bir anaokulu bulunuyor. Okulun öğretmeni Rojin Bilici ise köyün gençlerinden biri. Üniversiteden mezun olduktan sonra doğup büyüdüğü köye dönüp öğretmenlik yapmaya başlamış. 'Öğrencilerim kuzenlerim, amca çocuklarım. Hepsi aileden biri. Onlara hem öğretmenlik yapıyorum hem de ablalık,' diyen Rojin Bilici, köydeki birlik duygusunun eğitimde bile hissedildiğini söylüyor.
Köyde kadınlar da tıpkı erkekler gibi sosyal hayatın içinde aktif rol oynuyor. Tarım, hayvancılık ve el sanatları köyün temel geçim kaynakları arasında yer alıyor. Kadınlar genellikle ev yapımı peynir, yoğurt ve yün işçiliğiyle uğraşıyor.
'Soyadımız Bizi Birleştiren Bağ'
Köyün en yaşlı sakinlerinden 85 yaşındaki Refik Bilici, köyün geçmişine tanıklık edenlerden biri. 'Babam Gökyurt'tan geldiğinde burada sadece bir ev vardı. Şimdi 65 hane olduk. Hepimiz Bilici'yiz. Soyadımız bizim için bir kimlik, bir miras,' diyerek gururunu dile getiriyor.
Gençlerden Ronahi Bilici ise köyün dışından gelenlerin bu duruma çok şaşırdığını söylüyor: 'Şehre gittiğimizde insanlar inanmıyor. 'Nasıl olur da herkes aynı soyadı taşır?' diye soruyorlar. Ama bizim için bu çok doğal. Bu soyadı bizi birbirimize bağlayan en güçlü bağ.'
Birlikte Yaşamanın En Saf Hali
Yeşildere köyü, modern dünyanın karmaşasından uzak, dayanışmanın ve güvenin hl sürdüğü nadir yerlerden biri olarak dikkat çekiyor. Burada soyadı bir kimlik olmanın ötesinde, nesiller boyunca aktarılmış bir aidiyet simgesi. Herkesin aynı aileden geldiği bu küçük köyde, kapılar kilitlenmiyor, kalpler açık kalıyor.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım